Kokteyl Etkisi
Pestisit karışımları, insan sağlığına ve çevreye nasıl zarar veriyor?
Çeviren: Emre Rona
Kaynak: The Cocktail Effect
Yönetici Özeti
Birleşik Krallık (BK) vatandaşları ve doğal çevre, potansiyel zararı olan pestisit karışımlarına maruz kalıyor.
Gıdamızda, suyumuzda ve toprağımızda görülen bu karışımlar, hem insanların, hem de yaban hayatın sağlığını etkileyebilir. Pestisitler birbirine karıştığı zaman, daha zararlı hâle geldiklerini gösteren kanıtlar her geçen gün artmakta; buna ‘‘kokteyl etkisi’’ adı veriliyor. Buna rağmen, bizi pestisitlerden korumak için tasarlanmış düzenlemeler, kimyasalları yalnızca tek tek inceliyor ve güvenlik değerlendirmeleri bu kimyasalları birer birer ele alıyor.
Kokteyl etkisinin BK’da ne ölçüde sorun yarattığını ve insan sağlığı ile çevre üzerindeki olası etkilerini, ilk defa bu rapor irdeliyor. Yasal düzenlemelerin, bizi bu kokteyl etkisinden korumakta başarısız yönlerini tanımlıyor ve neyin değişmesi gerektiği hakkında öneriler getiriyor.
Kokteyl etkisi, âcilen ilgilenilmesi gereken bir mesele. BK hükümeti tarafından 2017 ve 2018’de yürütülen analizlere göre, tüm meyve ve sebzelerin üçte birinde, birden fazla pestisit kalıntısı bulundu. 2017’de analiz edilen armutların %87.5’i, pestisit kokteylleri içeriyordu ve bunların %4’ünde, dokuz veya daha fazla kimyasalın kalıntısına rastlandı. Bir ahududu numunesinin, bir adet ‘‘bilinen kanserojen’’, bir adet ‘‘büyük ihtimalle kanserojen’’, iki adet ‘‘olası kanserojen’’, iki adet hormon sistemine müdahale ederek kanserli tümör ve doğum kusurlarına yol açan endokrin sistemi bozucu (EDC) kimyasal, bir adet cinsel işlev bozukluğu ve kısırlığa yol açabilen gelişimsel toksin ve bir adet nörotoksin, yani sinir sistemini ve sinir dokularını olumsuz etkileyebilen kimyasal içerdiği bulgulandı. 2018’de test edilen üzümlerin dörtte üçünden fazlasında çoklu kalıntı tespit edildi, ki bunların bir tanesinde, on dört farklı pestisitin izine rastlandı. Pestisit kokteylleri yalnızca meyve ve sebzelerde görülmüyor. Hem 2017 hem de 2018’de, hükümetin test ettiği gıda maddelerinin yaklaşık dörtte birinde (hayvansal ürünler ve tahıllar dâhil), pestisit kokteylleri bulunuyordu. 2017 analizlerine göre, pirinçlerin yarısından fazlasında ve ekmeklerin dörtte birinde.
Bu rapor, gıda kalıntılarına dair veriler için hükümetin yürüttüğü çalışmalara güvense de, çevredeki pestisit kalıntılarının izlenmesine ilişkin herhangi bir resmi çalışma bulunmadığı için, eldeki az sayıda veri, bağımsız yürütülen akademik araştırmalara dayanmaktadır. Bombus arılarını inceleyen bir BK araştırması, bu arıların %43’ünde birden fazla tespit edilebilir pestisit kalıntısı buldu ve yalnızca tek bir bireyde yedi farklı pestisitin izine rastladı. 11 Avrupa ülkesini inceleyen bir çalışma ise, BK topraklarının ikinci en yüksek pestisit kalıntısı çeşitliliğine sahip olduğunu ortaya koydu. BK numunelerinin yaklaşık %67’sinde çoklu kalıntılara, %25’inde altıdan fazla kalıntıya ve %4’ünde ondan fazla pestisit kalıntısı keşfedildi. BK sularının da bundan aşağı kalır bir yanı yok. Bir araştırmaya göre, yedi nehir havzasından alınan numunelerin %66’sında, onun üzerinde pestisit tespit edildi. Doğu Devon bölgesindeki iki küçük nehirde, 24’e kadar pestisit, ve altı veteriner ilacı kalıntıları saptandı.
Gıdamızda ve doğal çevremizde bu kadar çok pestisit kokteyli bulunmasının sebebi, BK’da gittikçe artan pestisit kullanımıyla ilişkilendirilmekte. 1990 ile 2016 yılları arasında, BK’da pestisit uygulanan topraklar (uygulama yapılan toprakların, uygulama sayısı ile çarpımı), neredeyse üçte iki oranında (%63) arttı. BK’nın en önemli tarım ürünlerine, her geçen gün daha fazla pestisit uygulanmakta. Örneğin, 2016 yılında, keten tohumu veya buğday ve arpa gibi tahılların ortalama bir hektarına, 1990’a kıyasla iki kat fazla pestisit uygulandı. Patateslerde ise, ortalama uygulama sayısı neredeyse üç katına çıktı. Pestisitlerin toksisitesi de geçen zaman içinde arttı, yani günümüzde kullanılan kimyasallar, eski muadillerinden daha zehirli. Örneğin, bazı neonikotinoid insektisitler, tarihin en kötü şöhretli insektisiti olan DDT’den bile 10.000 kat daha toksik.
Vatandaşların ve çevrenin taşıdığı toksik yük arttıkça, pestisit kaynaklı zararın boyutlarını gözler önüne seren kanıtlar da artıyor. Küresel böcek nüfusundaki azalma ve biyoçeşitlilik krizini inceleyen yeni araştırmalar, pestisitlerin doğrudan veya dolaylı etkilerinin, başlıca etkenler olduğunu iddia ediyor. BK’daki doğal hayatın durumu da endişe verici. Kelebekler, arılar, tarla kuşları ve kirpi gibi yaban hayat canlıları, hayatta kalmaya çalışıyor. Öte yandan, pestisitlerin popüleritesi, hiç bu kadar düşmemişti. BK halkının %78’i, pestisit kullanımını azaltabilmeleri için, hükümetin çiftçileri daha fazla desteklemesini istiyor.
Pestisit kokteyllerinin, ayrı ayrı kimyasal maddelerden çok daha zararlı olabileceğini gösteren kanıtlar da artıyor. İnsan hücre ve dokuları üzerinde yürütülen bazı araştırmalar, pestisitlerin bileşik etkilerinin kanserli hücre oluşumuna yol açabileceğini, metabolizma, büyüme ve gelişme, doku işlevi, cinsel işlevler ve üreme gibi çeşitli fonksiyonları düzenleyen hormonları üreten endokrin sistemini bozabileceğini vurguluyor. Fareler ve sıçanlar üzerinde yürütülen araştırmalar da benzer sonuçlar ortaya koymakta. Ayrı ayrı kimyasalların miktarı, yetkililer tarafından belirlenen güvenli düzeylerin altında olsa dahi, pestisit karışımları obezite ve karaciğer işlev bozukluğu sorunları ile ilişkilendiriliyor. Böcekler, balıklar ve kuşları inceleyen çalışmalar da bu sonuçları doğruluyor. Yakın zaman önce yayınlanan bir çalışma, neonikotinoidler için ‘‘güvenli’’ bir alternatif olarak önerilen bir insektisitin, yaygın kullanılan bir fungisit ile birleşmesiyle, arılar için ayrı ayrı olduklarından daha zehirli bir hâle geldiklerini gösteriyor. Bu çalışmalar, insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkilerine dair güçlü kanıtlar sebebiyle, pestisit karışımları ve kokteyl etkisinin ciddiyetle ele alınması gereken bir mesele olduğunu ortaya koyuyor.
Pestisit kokteyllerinin yaygınlığı ve ayrı ayrı kimyasallardan daha zararlı olduklarına ilişkin kanıtlara rağmen, BK düzenleme sistemi, kimyasalların güvenliğini teker teker değerlendirmeye devam ediyor. Yani, gıdamızdaki pestisit kalıntılarının güvenlik değerlendirmeleri, kimyasalların tek tek analizine dayanıyor. Bu, yalnızca tek bir gıda maddesinde (örneğin elma) bulunan pestisit karışımlarının insan sağlığına olası etkilerini göz ardı etmekle kalmıyor. Durum böyleyken bir tabak yemeğin (örneğin meyve salatası) ve hattâ bir günlük besin maddesinin teşkil ettiği potansiyel riski de yok sayıyor. Buna, hem kırsal hem kentsel bölgelerde yaşayan vatandaşların, yaşadığı yerlerde (kırsal bölgelerde tarımsal amaçlı, kente bölgelerinde ot mücadelesi için) doğrudan uygulanan diğer pestisitleri de eklediğimizde, içinde yaşadığımız sistemin sağlığımızı pestisitlerden korumakta başarılı olduğuna dair yaygın inanış, ciddi ölçüde sorgulanmaya başlıyor.
Düzenleme sistemimiz, doğal çevreyi pestisit kokteyllerinden korumakta da bir o kadar yetersiz. Sistem, kokteyl etkisini görmezden geliyor, çevrenin ve yaban hayatın maruz kaldığı toplam pestisit kalıntılarını değerlendirmek, takip etmek ve sınırlandırmakta başarısız oluyor. Pestisit kullanım istatistikleri, ağırlık, spreylenen hektar miktarı ve uygulama sayısı için toplanıyor, fakat ürünlerde kullanılan pestisit çeşitliliğine dair ulusal rakamlara erişmek kolay değil. Yürütülen çok kısıtlı izleme çalışmaları da genelde su kaynaklarına odaklanıyor ve pestisitleri ayrı ayrı ele alarak, karışımları göz ardı ediyor. Hükümet, topraktaki pestisit kokteyllerini veya tozlayıcılar ile diğer yaban canlılarının pestisitlere ne ölçüde maruz kaldığını gözlemlemiyor. Öte yandan, sorunun yalnızca pestisitlerden kaynaklanmadığına dair farkındalık da artıyor; yaban hayat, etiketli pestisit ürünlerin içindeki ismi bilinmeyen diğer kimyasal maddelerin yanı sıra, ilaç endüstrisinde kullanılan çeşitli katkı maddelerine, plastiklerden sızan kimyasallara ve hattâ yasadışı maddelere da maruz kalmaya devam ediyor.
Araştırmacılar, kokteyl etkisini takip edecek ve değerlendirecek sistemler üzerinde çalışmaya başlamış olsa da, bunlar, yüzlerce farklı pestisite uzun vadeli maruz kalmanın sağlık ve çevre etkilerinin tam kapsamını doğru olarak değerlendirmeyi başaramıyor. Pestisitler, gıdamızda ve çevremizde çeşitli konsantrasyonlarda ve milyonlarca farklı kombinasyonla karşımıza çıkıyor. Bizi bu kokteyl etkisinden korumayı bırakın, sorunu yeterli biçimde değerlendirebilecek kadar karmaşık bir sistem oluşturmak, imkânsız gibi görünüyor. Dolayısıyla, sağlık ve çevre üzerindeki riski azaltmanın tek yolu, genel pestisit kullanımını büyük ölçüde azaltarak, pestisit kokteyllerine maruz kalma oranını düşürmekten geçiyor.
BK’nın Avrupa Birliği’nden planlı çıkışı, çiftçilerin pestisit kullanımını ciddi oranda azaltarak, merkezinde güçlü bir Entegre Zararlı Yönetimi (EZY) olan agroekoloji sistemlerine geçişi sağlayacak tedbirler almak için bir fırsat sunuyor. Gerçek EZY, kimyasal pestisitlerin yalnızca son çare olarak kullanıldığı (veya hiç kullanılmadığı), istenmeyen ot, böcek ve hastalıklarla mücadele yaklaşımıdır. EZY uygulayan çiftlik agroekolojisi sistemleri, düzgün yönetildiği takdirde, yüksek üretim düzeyi ve çiftçi gelirinden kayıp yaşamadan, zararlı böcekler ve hastalıklarla başa çıkabilmektedir. Bazen, çoğu BK çiftçisinin zaten EZY uyguladığı iddia ediliyor. Fakat bu gerçeklerden çok uzak bir iddia, çünkü çoğu konvansiyonel çiftçilik, ilk koruma hattı olarak pestisitlere bel bağlamaya devam ediyor. İşin aslı, çiftçilerin EZY’yi benimseyerek, agroekoloji sistemlerine geçişini kolaylaştıracak herhangi bir çiftçi desteği, görünürde yok.
Bu rapor, insan sağlığı ve çevreyi kokteyl etkisinden daha iyi korumak için Birleşik Krallık hükümetine bazı anahtar öneriler sunuyor. (Önerilerin tam listesi için, lütfen sayfa 28’e bakınız.)
Birleşik Krallık hükümeti, acilen:
- Brexit’in, BK pestisit düzenlemeleri veya standartlarında herhangi bir zayıflamaya neden olmamasına dikkat etmelidir. Bu, AB üyesi olmayan ülkelerle yapılacak ticaret anlaşmalarında, ithal gıdaların mevcut BK standartlarını karşılaması gerekliliğini de kapsamaktadır.
- Birleşik
Krallık çiftçilerinin, organik tarım ve tarımsal ormancılık
gibi iyi bilinen yöntemleri de kapsayan, doğru ve bütüncül
Entegre Zararlı Yönetimi (EZY) gibi agroekoloji sistemlerine
geçişini destekleyecek önlemler almalıdır. Özellikle:
- Çevresel Arazi Yönetim Programı (Environmental Land Management Scheme – ELMS) altında, çiftçileri teşvik etmek ve ödüllendirmek için çiftçi geleceği ödemeleri kullanmalıdır.
- EZY tekniklerinin araştırılması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla, yeni ve bağımsız yayım hizmetleri oluşturmalıdır.
- Çiftçiden-çiftçiye agroekoloji ve EZY eğitimlerini kolaylaştırmalıdır.
- Tarımda genel pestisit kullanımını ciddi oranda azaltmak için, net ve nicel hedefler belirlemelidir.
- Pestisitlerin tarım-dışı tüm kullanımlarını ortadan kaldırmalı ve kamu yetkililerinin evler, okullar ve oyun bahçeleri etrafında pestisit uygulamasını yasaklamalıdır.
- Ayrı ayrı pestisitlere odaklanmanın ötesinde, bileşik toksik yükü değerlendirebilecek, pestisit kullanımına yönelik güçlü bir çevre ve insan sağlığı izleme sistemi oluşturmalıdır.
- Pestisit kokteyllerin doğal çevre, yaban hayat ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştıran hükümet-destekli çalışmalar yürütmelidir.
Hükümet eyleme geçene kadar, çiftçilerin ‘‘pestisit değirmeni’’nden inmesi çok zor olacak ve BK vatandaşları ile doğal çevremiz olası tehlikelere maruz kalmaya devam edecektir. On yıllardır süren ve gerçek âkıbetinden haberimiz olmayan ve pestisit kokteyllerine körü körüne maruz kalmamıza sebep olan bu zararlı deneyi sonlandırmanın zamanı artık geldi.
Giriş – Genel Görünüm
Birleşik Krallık’ta artan pestisit kullanımı
BK’da pestisit kullanımı, son otuz yıl boyunca ciddi oranda artmıştır. Toplam ağırlık olarak bakıldığında, Birleşik Krallık tarım arazilerinde uygulanan pestisit miktarı azalmış olsa da, daha hafif ve daha zehirli kimyasallar, daha büyük alanlar üzerinde ve daha sık kullanılmakta.i İnsanlar, yaban hayat ve çevre, daha büyük bir toksik yük altında ve etkileşerek ‘‘kokteyl etkisi’’ yaratan pestisit karışımlarına maruz kalıyor.
BK’da pestisit kullanımının azaldığı iddiasıii, yapılan incelemeler karşısında geçersiz kalmaktadır. Hükümet verilerine göreiii, 1990 ile 2016 yılları arasında, BK’da pestisit uygulanan toprakların toplamı (uygulama yapılan toprakların, uygulama sayısı ile çarpılması ile elde edilmiştir), neredeyse üçte iki oranında artmış, ayrıca fungisit ve herbisit kullanılan alanlarda da ciddi artış yaşanmıştır (bu dönem içinde insektisit uygulanan alanlar, biraz azalmıştır).iv,v
| Uygulama yapılan alan (ha) 1990 | Uygulama yapılan alan (ha) 2000 | Uygulama yapılan alan (ha) 2016 | 1990-2016 dönemi artış oranı (%) |
Tüm pestisitler | 44.981.520 | 59.063.553 | 73.172.193 | + %63 |
Fungisitler | 21.471.678 | 27.298.559 | 36.369.847 | + %69 |
Herbisitler | 14.438.110 | 20.287.443 | 23.099.598 | + %60 |
İnsektisitler | 5.926.245 | 5.084.694 | 5.126.906 | – %13 |
Rakamlar Birleşik Krallık Hükümet verilerinden alınmıştır.vi
Pestisitler, yalnızca daha fazla alana değil, aynı zamanda daha sık uygulanmakta. 1990 yılında, keten tohumu tarlalarının yalnızca %21’ine ve (arpa ve buğday gibi) tahılların sacede %30’una bir sezonda dört kereden fazla pestisit uygulanıyordu. 2016’ya geldiğimizde, bu rakamlar keten tohumu için %80’e, tahıllar için %55’e yükseldi. Aynı dönem içinde, bir hektar keten tohumu veya tahıl tarlasında ortalama pestisit uygulama sıklığı, neredeyse iki katına çıktı. Patatesler ise, 1990’dakine kıyasla neredeyse artık üç kat daha fazla uygulamaya maruz kalmakta.vii
Ayrıca, BK tarım arazilerine günümüzde uygulanan pestisitlerin çoğu, eski muadillerinden daha zehirli. Örneğin, bazı neonikotinoid insektisitler, tarihin en kötü şöhretli insektisiti olan DDT’den bile 10.000 kat daha toksiktir.viii Bu kadar aşırı olmayan bir örnek vermek gerekirse, BK’da birçok üründe izin verilen başka bir insektisit, deltamethrin, ağırlıkça, DDT’den 360 kat daha zehirlidir.ix Artan bu toksisite nedeniyle, uygulama başına kullanılan kimyasal miktarı azalmıştır. Bunun sonucu olarak, BK’da kullanılan toplam pestisit miktarı ağırlıkça azalmış olsa dax, önemli olan şey, sağlığımız ve çevremizin maruz kaldığı toplam toksik yükün artmış olması. Kanıtlar, bu toksik yükün artmasıyla birliktexi, pestisit-kaynaklı zararın da arttığını göstermekte.
Dört temel gıda maddesi için uygulama sayısı (tekrarlanan uygulamalar dâhil)
(Kaynak: Uygulama verileri, hükümet pestisit araştırmalarından alınmıştır ve tekrarlanan uygulamaları da kapsamaktadır (Tablo 4a – 4c) https://secure.fera.defra.gov.uk/pusstats/surveys/)
Pestisitlerin sağlığa ve çevreye zarar verdiğini gösteren kanıtlar artıyor
Bu zararlar, iyi belgelenmiştir. Pestisitlerin, kanser ve Parkinson gibi hastalıklar ile bağlantısını gösteren kanıtlar her yıl artmakta. Yeni raporlar, küresel böcek popülasyonlarında tedirgin edici düşüş gösteriyor; böcek türlerinin %40’ı azalıyor ve üçte biri tehlike altında. Pestisitler, habitat kaybına neden olmanın yanı sıra, ‘‘Böcek Mahşeri’’ adı verilen olgunun da başrol oyuncularından.xii 550 uzman tarafından kaleme alınan çarpıcı bir BM raporu, bir milyon canlı türünün yok olma tehlikesi altında kaldığını ve bu ölçekte bir biyoçeşitlilik kaybının, insanlığın geleceğine ciddi bir tehdit oluşturduğunu ortaya koydu. Pestisitler, yine, başlıca sebeplerden biri olarak gösterildi.xiii
Bu küresel tablonun yansıması, Birleşik Krallık’ta da görülüyor. Yeni bir çalışma, BK’daki birçok tozlayıcı türünün, 1980 ile 2013 arasında azaldığını gösteren kanıtlar bulguladı. Bazı tozlayıcı canlılarda, son zamanlarda gerçekleştirilen tarım-çevre programları sayesinde iyileşme görülse de, pestisitler, geçmişte yaşanan azalmanın yanı sıra, tozlayıcı popülasyonlarının günümüzde yaşadığı sorunlarda da başı çeken bir tehdit olarak anılmakta.xiv İngiltere, 1990’dan bu yana, tarla kelebeklerinin %27’sini kaybetti.xv Gıda zincirinin yukarılarına çıktıkça, böcek çöküşlerinin etkileri de görülmeye başladı. Tarla kuşları, 1970’ten bu yana %54 azaldı.xvi Kirpilerin sayısı da, kırsal bölgelerde 2002’den beri %50 azaldı; 1950’lerde 30 milyon ikenxvii, şu anda toplam bir buçuk milyon kirpi kaldığı düşünülüyor.xviii
Pestisit kullanımından kaynaklı bir zarar tespit edildiği zaman, genelde tek tek pestisitlere veya pestisit sınıflarına odaklanılıyor. İnsanların ve yaban hayatın maruz kaldığı çeşitli pestisitlerin bileşik etkisi ve bunların nasıl etkileştiği çok az çalışılıyor. Bu rapor, kokteyl etkisinin ciddi bir endişe sebebi olduğunu gösteren kanıtlar sunuyor. Çoklu pestisit kalıntıları, hem doğal çevre, hem de yediğimiz gıdalarda tespit ediliyor, ama güvenlik değerlendirmeleri kimyasalları birbirinden ayrı tutarak yürütülüyor, ve düzenleme sistemimiz, bizi bu pestisitlerin olası etkileşiminden korumak bir yana, bu etkileşimleri dikkate alamıyor bile. Kokteyl etkisinin ciddiyetini ortaya koyan kanıtlar artsa da (Bkz. Sayfa 20), pestisit kokteyllerinin sağlık, yaban hayat ve çevre üzerindeki etkilerine pek ilgi gösterilmiyor.
Değişim fırsatları
Brexit, bu anlamda hem bazı fırsatlar, hem de bazı tehlikeler arz ediyor. Avrupa Birliği’nden ayrılmak, pestisitlerin neden olduğu zararların, kokteyl etkileri dâhil, artması riski taşıyor. Fakat Brexit ile beraber, Birleşik Krallık tarım sisteminin yeniden tasarlanması, çiftçilerin pestisitleri azaltabilmesi, ve bu pestisitlerin zamanla kullanımdan kalkması için teşvik ve destek fırsatları da ortaya çıkıyor.xix
Faydalı bazı politika araçları, zaten mevcut. BK Hükümeti 2018’de, temelinde pestisit kullanımını azaltma hedefi olan, ve pestisitler yerine Entegre Zararlı Yönetimi’ni (EZY) alternatif olarak sunan 25 Yıllık Çevre Planı’nı yayınladı.xx Doğru yapılan EZY, kimyasal pestisitlerin yalnızca son çare olarak kullanıldığı (veya hiç kullanılmadığı), istenmeyen ot, böcek ve hastalıklarla mücadele yaklaşımı olarak, çiftlik çapında agroekoloji sistemlerinin merkezinde yer alır. Pestisitlerin istenmeyen canlılarla mücadelede ilk tercih olduğu alışıldık tarım yaklaşımlarının tam tersi bir pozisyondadır. Bütüncül agroekoloji EZY sistemleri, düzgün uygulandıkları takdirde, zararlı böcekler ve hastalıklarla etkili biçimde başa çıkarken, ürün hâsılatı ve çiftçi gelirini sekteye uğratmaz.xxi Organik tarım, sağlam bir agroekolojik EZY’nin iyi bir örneğidir.
Bazen, Birleşik Krallık’taki çoğu çiftçinin zaten EZY uyguladığı söylenir.xxii Bu, gerçekleri yansıtmaz, çünkü konvansiyonel çiftçiliğin büyük bir kısmı, ilk savunma hattı olarak hâlâ pestisitlere bel bağlamaktadır.xxiii Gerçekte, İngiliz tarla çiftçilerinin çoğunluğu, yalnızca kısıtlı sayıda EZY yöntemi uygular ve bütüncül çiftlik agroekoloji sistemlerine geçmenin faydalarını kaçırmaktadır.xxiv EZY, yalnızca tek bir teknikmiş gibi değil, bir ürün yetiştirmeye başlamadan önce, ürün yetişirken ve hasattan sonra kullanılması gereken bir dizi taktik olarak düşünülmelidir.xxv BK, bugüne kadar, bazı EZY tekniklerini cımbızla seçerek, kısmi bir yaklaşım uygulamıştır. Brexit ise, bütüncül sistem agroekoloji yaklaşımlarını uyarlama fırsatı sunmaktadır.
Bu raporda, pestisit karışımları ve kokteyl etkisinin önemli bir mesele olduğu vurgulanıyor. BK’de pestisit kullanımı, biyoçeşitliliğin hem küresel hem de yerel ölçekte azaldığını resmeden bir tablonun önünde artmaya devam ederken, tarım politikaları ve uygulamalarının radikal biçimde yeniden yönlendirilmesi için uygun bir zamandayız. Çiftçiler, çetin bir EZY uygulayan bütüncül agroekoloji sistemlerine geçmek için güçlendirilmelidir. Bu, aynı zamanda popüler bir hareket olacaktır, çünkü anketlere göre BK halkının %78’i, hükümetin pestisit kullanımını azaltmak için canla başla çalışan İngiliz çiftçilerini daha fazla desteklemesi gerektiğini düşünüyor.xxvi Bu rapor, çiftçileri bu geçiş boyunca desteklemek, ve vatandaşları, yaban hayatı ve çevreyi pestisit kokteyllerinin zararlı etkilerinden korumak için BK hükümetinin atması gereken adımları çerçeveliyor.
‘‘Özellikle endişe veren şey, birbirleriyle etkileşen çoklu kimyasallara bir arada maruz kalmanın olası sağlık etkileri. Buna rağmen, tamamlanan az sayıda risk değerlendirmesi, kimyasal maddelere ayrı ayrı maruz kalmanın risklerine odaklanıyor, ve çocuğun insan haklarını görmezden geliyor.’’
BM Zehirli Maddeler Özel Sözcüsü ile görüşme, Baskut Tuncak, Haziran 2019.xxvii
Anahtar bulgular
Gıdamızdaki pestisit kokteylleri
Birleşik Krallık Hükümeti, BK’da tüketilen gıdalardaki pestisit kalıntı miktarını izlemektedir. Bu hem yurtiçinde üretilen, hem de ithal gıdaları kapsamaktadır. Meyve ve sebzelerin yanı sıra, bu program ile hayvansal ürünler (süt ürünleri, balık ve et), nişastalı gıdalar ve tahıllar da (ekmek, pirinç, çavdar unu ve çavdar tanesi) analiz edilmektedir.xxviii
Bu raporun yazarları, tükettiğimiz gıdaların ne kadarının olası zararları bulunan pestisit kokteylleri içerdiğini değerlendirmek amacıyla, hükümetin 2017xxix ve 2018xxx izleme programlarının (veri bulunan en yakın yıllar olarak) sonuçlarını analiz etti. Gıdadaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi (Expert Committee on Pesticide Residues in Food – PriF) tarafından yürütülen izleme programının, son derece kısıtlı olduğunu belirtmekte fayda var. PRiF, 2017 yılında BK’da tüketilen bütün gıdalardan yalnızca 3.357 numune analiz etti (‘’numune’’, en az 1.2 kg ağırlığında, minimum on iki maddeden oluşmalıdır).xxxi 2018’de ise, 3.385 numune analiz etti.xxxii Bu, hükümet tarafından yürütülen yegâne gıda kalıntısı izleme çalışmasıdır. Test için seçilen yaklaşık 40 gıda maddesi, birbirini takip eden yıllarda değişkenlik gösterdiği için, eğilimleri tanımlamak da zordur.
Aksi belirtilmediği müddetçe, bu bölümde sunulan tüm analizler, Gıdadaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi’nin (PRiF) 2017xxxiii ve 2018xxxiv yıllık raporlarında mevcut olan BK hükümeti izleme verilerine dayanmaktadır.
Kapsamlı bulgularımızı, aşağıda paylaşıyoruz.
2017 bulgularıxxxv
- 2017’de hükümetin test ettiği toplam 3.357 numunenin dörtte birinden fazlası (%26), çoklu pestisit kalıntısı içermektedir.
- Test edilen 1.883 meyve ve sebze numunesinin %40’ı, çoklu pestisit kalıntısı içermektedir.
- Test edilen meyve ve sebzelerin her bir çeşidinde, ve nişastalı gıdalar ile tahılların dört çeşidinde de, çoklu pestisit kalıntısı içeren en az bir numuneye rastlanmıştır.
- 2017’de test edilen numunelerin neredeyse yarısına (1.467 numune, yani 2017’de hükümetin analiz ettiği toplam numune sayısının yaklaşık %43’üne) biraz daha detaylı bir bakış, bunların 110 farklı aktif madde kalıntısı içerdiğini göstermiştir (Not: bir ‘‘aktif madde’’ veya ‘‘etken madde’’, bir pestisit ürününün kimyasal açıdan aktif kısmıdır. Örneğin, RoundUp adlı ot öldürücü ürünün aktif maddesi, glifosattır). Saptanan aktif maddeler arasında;
- 39 adet ‘‘bilinen’’, ‘‘büyük ihtimalle’’ veya ‘‘olası’’ insan kanserojeni,
- 24 şüpheli Endokrin Sistemi Bozucu Kimyasal (EBK), yani hormon sistemine müdahale ederek kanserli tümörler, doğum kusurları ve diğer gelişim bozukluklarına yol açan kimyasallar,
- 16 gelişimsel, üreme veya nörotoksin saptanmıştır. Gelişimsel ve üreme sistemi toksinlerinin, çocuklar ve yetişkinlerin cinsel işlev ile doğurganlığı, ayrıca nörotoksinlerin beyin gelişimi, sinir sistemi ve sinir dokuları üzerinde olumsuz etkileri vardır.
- Sinir sistemini etkileyen 11 kolinesteraz inhibitörü tespit edilmiştir.xxxvi
Belirli gıda maddelerine yönelik 2017 yılında yürütülen tüm testlerin sonuçları göstermiştir ki:
- Portakalların %92’si çoklu kalıntı içermektedir. Bunların %39’unda beş veya daha fazla, %8’inde ise sekiz veya daha fazla kalıntı bulunmuştur.
- Armutların %87.5’i çoklu kalıntı içermektedir. Bunların %37.5’inde beş veya daha fazla, %10’unda yedi veya daha fazla, %4’ünde ise dokuz veya daha fazla kalıntı saptanmıştır.
- Elmaların %64’ü çoklu kalıntı içermektedir. Bunların %15’inde beş veya daha fazla, %4’ünde yedi veya daha fazla, %1’inde ise dokuz veya daha fazla kalıntı tespit edilmiştir.
- Pirincin %53’ü çoklu kalıntı içermektedir. Bunların %28’inde beş veya daha fazla, %4’ünde dokuz veya daha fazla kalıntı bulunmuştur.
- Ekmeklerin %25’i çoklu kalıntı içermektedir. Bunların %4’ünde üç veya daha fazla kalıntı varken, bir numunenin ise altı pestisit içerdiği saptanmıştır.
Belirli bazı gıda maddelerini daha detaylı inceleyince, şu sonuçlar ortaya çıkmıştır:
Ahududu
- Test edilen 72 numuneden 40’ında çoklu kalıntı saptanmıştır.
- 2017’de analiz edilen ahududu numunelerinde, herbisitler, fungisitler ve insektisitler dâhil toplam 24 farklı aktif madde bulunmuştur.
- Test edilen numunelerde toplam 9 bilinen, olası ve büyük ihtimalle kanserojen madde, ve 5 olası Endokrin Sistemi Bozucu Kimyasal (EBK) tespit edilmiştir.
- Test edilen ahududu numunelerinin bir tanesinde; 1 bilinen kanserojen, 1 büyük ihtimalle kanserojen, 2 olası kanserojen, 2 EBK, 1 gelişimsel toksin, 1 nörotoksin saptanmıştır.
Armut
- Test edilen 96 numuneden 84’ünde çoklu kalıntı saptanmıştır.
- 2017’de analiz edilen armut numunelerinde, herbisitler, fungisitler ve insektisitler dâhil, toplam 33 farklı aktif madde bulunmuştur.
- Test edilen numunelerde toplam 14 bilinen, olası ve büyük ihtimalle kanserojen madde, ve 8 olası Endokrin Sistemi Bozucu Kimyasal (EBK) tespit edilmiştir.
- Test edilen armut numunelerinin bir tanesinde; 7 bilinen, büyük ihtimalle veya olası kanserojen, 5 EBK saptanmıştır.
Pirinç
- Test edilen 96 numuneden 51’inde çoklu kalıntı saptanmıştır.
- 2017’de analiz edilen pirinç numunelerinde, toplam 23 farklı aktif madde bulunmuştur.
- Test edilen numunelerde toplam 6 olası kanserojen ve 7 olası Endokrin Sistemi Bozucu Kimyasal (EBK) tespit edilmiştir.
- Test edilen pirinç numunelerinin bir tanesinde; 3 bilinen, olası veya büyük ihtimalle kanserojen madde, 2 EBK, 1 gelişimsel toksin saptanmıştır.
2018 bulgularıxxxvii
- 2018’de hükümetin test ettiği toplam 3.385 numunenin neredeyse dörtte birinde (%23.5), çoklu pestisit kalıntısı bulunmuştur.
- Test edilen 1.962 meyve ve sebze numunesinin üçte birinden fazlası (%36), çoklu pestisit kalıntısı içermektedir.
- Test edilen 288 ekmek ve buğday numunesinin (‘‘nişastalı ürünler’’ sınıfı ürünler), beşte birinden biraz azında (%18.75) çoklu kalıntı tespit edilmiştir.
- Test edilen 3.385 numuneye detaylı bir bakış, 157 farklı aktif madde içerdiklerini ortaya çıkarmıştır. Bunlarda: 63 adet ‘‘bilinen’’, ‘‘büyük ihtimalle’’ veya ‘‘olası’’ insan kanserojeni (toplamın %40’ı), 41 şüpheli Endokrin Sistemi Bozucu Kimyasal (EBK), yani hormon sistemine müdahale ederek kanserli tümörler, doğum kusurları ve diğer gelişim bozukluklarına yol açabilen kimyasallar (toplamın %26’sı), 22 gelişimsel, üreme veya nörotoksin saptanmıştır. Gelişimsel ve üreme sistemi toksinlerinin, çocuklar ve yetişkinlerin cinsel işlev ile doğurganlığı, ayrıca nörotoksinlerin beyin gelişimi, sinir sistemi ve sinir dokuları üzerinde olumsuz etkileri vardır (toplamın %14’ü). Sinir sistemini etkileyen 19 kolinesteraz inhibitörü tespit edilmiştir (toplamın %12’si).xxxviii
Belirli gıda maddelerine yönelik 2018 yılında yürütülen tüm testlerin sonuçları göstermiştir ki:
- Patlıcanların %27’si çoklu kalıntı içermektedir. Bunların %14.5’inde üç veya daha fazla kalıntı bulunmuştur.
- Greyfurtların %99’u çoklu kalıntı içermektedir. Bunların %79’unda üç veya daha fazla, %21’inde altı veya daha fazla kalıntı saptanmıştır.
- Üzümlerin %77.5’i çoklu kalıntı içermektedir. Bunların %51’inde üç veya daha fazla, %20’sinde beş veya daha fazla, numunelerinde birinde ise 14 farklı pestisit kalıntısı tespit edilmiştir.
- Buğdayın %19’u çoklu kalıntı içermektedir.
Belirli bazı gıda maddelerini daha detaylı inceleyince, şu sonuçlar ortaya çıkmıştır:
Greyfurt
- Test edilen 96 numuneden 95’inde çoklu kalıntı saptanmıştır (toplamın %99’u).
- 2018’de analiz edilen greyfurt numunelerinde, herbisitler, fungisitler ve insektisitler dâhil toplam 26 farklı aktif madde bulunmuştur.
- Test edilen numunelerde toplam 11 bilinen, olası ve büyük ihtimalle kanserojen madde, 11 şüpheli EBK, ve 10 adet üreme toksini, gelişimsel ve nörotoksin tespit edilmiştir.
- Test edilen greyfurt numunelerinin bir tanesinde; 5 bilinen, olası veya büyük ihtimalle kanserojen, 5 şüpheli EBK, 4 gelişimsel toksin saptanmıştır.
Elma
- Test edilen 96 numuneden 42’sinde çoklu kalıntı saptanmıştır (toplamın %43’ü).
- 2018’de analiz edilen elma numunelerinde, fungisitler ve insektisitler dâhil toplam 22 farklı aktif madde bulunmuştur.
- Test edilen numunelerde toplam 8 bilinen, olası ve büyük ihtimalle kanserojen madde, 4 şüpheli EBK, ve 4 adet üreme toksini, gelişimsel ve nörotoksin tespit edilmiştir.
- Test edilen greyfurt numunelerinin bir tanesinde; 3 bilinen, olası veya büyük ihtimalle kanserojen, 2 şüpheli EBK saptanmıştır.
Mercimek
- Test edilen 48 numuneden 14’ünde çoklu kalıntı saptanmıştır (toplamın %29’u).
- 2018’de analiz edilen mercimek numunelerinde, herbisitler, insektisitler ve fungisitler dâhil toplam 9 farklı aktif madde bulunmuştur.
- Test edilen numunelerde toplam 3 bilinen, olası ve büyük ihtimalle kanserojen madde, 2 şüpheli EBK, ve 1 adet üreme toksini, gelişimsel ve nörotoksin tespit edilmiştir.
- Test edilen mercimek numunelerinin bir tanesinde; 2 bilinen, olası veya büyük ihtimalle kanserojen, 1 şüpheli EBK saptanmıştır.
Biber
- Test edilen 96 numuneden 35’inde çoklu kalıntı saptanmıştır (toplamın %36’sı).
- 2018’de analiz edilen biber numunelerinde, fungisitler ve insektisitler dâhil toplam 24 farklı aktif madde bulunmuştur.
- Test edilen numunelerde toplam 6 bilinen, olası ve büyük ihtimalle kanserojen madde, 1 şüpheli EBK, ve 2 adet üreme toksini, gelişimsel ve nörotoksin tespit edilmiştir.
- Test edilen biber numunelerinin bir tanesinde; 2 bilinen, olası veya büyük ihtimalle kanserojen, 1 gelişimsel toksin saptanmıştır.
Anahtar bulgular
Çevremizdeki pestisit kokteylleri
Birleşik Krallık gıdaları üzerinde yürütülen testlerin aksine, çevremizdeki pestisit kalıntılarının takibiyle ilgili hiçbir hükümet çalışması yapılmamaktadır. Yürütülen izleme çalışmaları ise çoğunlukla su kaynaklarına odaklanmakta, ve pestisit kokteyllerini büyük ölçüde hiçe sayarak, pestisitleri birbirinden bağımsız olarak ele almaktadır.
Bu rapor hazırlanırken yürütülen araştırmalar, az sayıda bağımsız bilimsel çalışmaya odaklanmıştır. Bunların çoğu, yalnızca kısıtlı bir liste dâhilindeki bazı pestisitlerin izini sürmüştür, dolayısıyla diğerlerinin varlığını gözden kaçırmış olabilir. Bu sınırlı sayıda maddenin çalışılması dahi, çevredeki pestisit kokteyllerinin bâriz tehlikesini ve yeni araştırmaların gerekliliğini ortaya koymuştur. Kanıtlar, aşağıda özetlenmiştir.
Çiçekler ve bitkiler
Çiçekler ve bitkiler önemlidir, çünkü gıda zincirinin temelini oluşturur ve sayısız bitki ile hayvanın besin kaynağıdır. Bunun sonucu olarak, florada tespit edilen pestisit kokteyllerinin, çok çeşitli yaban canlısının bünyesine geçme olasılığı yüksektir. BK’daki çiçekleri kapsamlı bir pestisit testinden geçiren yalnızca bir adet çalışma bulabildik.xxxix Bu çalışma, buğday ve keten tarlalarının çevresindeki yaban çiçeklerinin polenlerini analiz etmiş, ve her numunede iki ile beş farklı pestisit tespit etmiştir (numuneler, toplam 20 pestisit için test edilmiştir). Bu sonuç, gıda üretimi yapılan alanların çevresindeki yaban çiçeklerinde yüksek oranda pestisit ve farmasötik karışımı saptayan bir ABD çalışmasıyla daxl benzerlik göstermektedir. Başka bir araştırma, BK bahçe merkezlerinde ‘‘arı dostu’’ olarak pazarlanan bitkilerde 8 insektisit ve 16 fungisitin izlerini aramıştır,xli ve bu bitkilerin 10 farklı pestisit kalıntısı içerebildiğini bulgulamıştır. Yani, pestisit kokteylleri yalnızca çiftçiler için değil, bahçıvanlar için de önemli bir meseledir.
Tozlayıcılar
Pestisit kokteylleri, tozlayıcı böcekler ve (bal veya polen gibi) kovan ürünleri için de endişe yaratır. Bombus arıları üzerine bulabildiğimiz tek araştırmaxlii, beş neonikotinoid insektisit, on üç fungisit ve bir adet sinerjik pestisit maddesinin izlerini aramıştır. Araştırmaya göre, bombus arılarının %67’sinde, tespit edilebilir düzeyde en az bir pestisit, %43’ünde iki veya daha fazla pestisit, ve bir örnekte ise yedi farklı pestisit saptanmıştır. Tarım bölgelerindeki bombus arılarında pestisitlere daha sık rastlanırken, kent bölgelerindeki bombuslarda da çoklu kalıntılar bulunmuştur. Başka ülkelerde yürütülen çeşitli çalışmalar, arılarda, arıların topladığı polenlerde, bal ve diğer arı ürünlerinde çoklu pestisitlere düzenli olarak rastlamıştır. Çalışmaların yürütüldüğü ülkeler, İtalyaxliii, Fransaxliv, Belçikaxlv, Polonyaxlvi ve ABD’yixlvii,xlviii,xlix ve ayrıca bal arıları ve bombus arılarına yönelik bir meta-analizil kapsamaktadır.
Kuşlar ve memeliler
Kuşlar ve memeliler üzerinde yürütülen araştırmalar, birbirinden ayrı ayrı pestisitlere, veya belirli pestisit sınıflarına odaklanmaktadır (ör. neonikotinoidler); pestisit karışımlarının kuşlar veya memeliler üzerindeki etkisini inceleyen bir BK çalışması, bilgimiz dâhilinde, yoktur. Fransa’da yürütülen iki çalışma, çilkeklik kuşlarının bünyesindeki pestisit kokteyllerini incelemiştir. Bir tanesi, çiftlik habitatları verilerini detaylı pestisit kullanım verileriyle eşleştirerek, yumurta kümelerinin ve küçük sürülerin yaklaşık 33 pestisit aktif maddesine maruz kaldığını öne sürmüştür.li Başka bir araştırma, doğrudan çilkeklik yumurtalarını analiz etmiş, ve birçoğu yıllar önce yasaklanmasına rağmen doğada hâlâ bulunan 14 farklı pestisit saptamıştır.lii
Toprak solucanları
Birleşik Krallık’ta, toprak solucanlarını kapsayan herhangi bir çalışma yürütülmemiştir. Fransa’da yapılan yeni bir araştırma, solucanlardaki pestisit kokteyllerini belirlemek amacıyla bir metodoloji geliştirmiştir. Numune sayısı az olsa da (yalnızca sekiz solucan), bakılan 27 pestisitten 10 tanesini solucanların bünyesinde belirlemiş, tek bir solucanda beş farklı pestisite kadar kalıntı tespit etmiştir.liii
Toprak
Toprak için, pestisit karışımlarını inceleyen yalnızca iki çalışma bulunmuştur. 11 Avrupa ülkesini kapsayan bir araştırmaliv, BK arazilerini Avrupa’da en yüksek pestisit çeşitliliği gösteren ikinci sıraya yerleştirmiştir. BK numunelerinin yaklaşık %67’sinde çoklu kalıntı, %25’inde altıdan fazla, ve yaklaşık %4’ünde 10’un üzerinde kalıntı bulunmaktadır. Derbyshire/Nottinghamshire bölgesinden toplanan örneklerin yarısında ondan fazla pestisit tespit edilmiş, böylece AB çapında yürütülen bu toprak analizinin en kötü sonuçlarını almıştır. Genel hatlarıyla, glifosat ve glifosat metaboliti AMPA’nın yanı sıra, (Avrupa’da 1980’lerde yasaklanmasına rağmen analizlerde hâla karşılaştığımız) DDT, ve geniş spektrumlu fungisitler, testlerde en sık karşılaşılanlardır. Hollanda’da yürütülen başka bir önemli araştırmalv, 24 hayvan çiftliğinden toprak, gübre ve yem numuneleri almıştır. Bunların tamamında pestisit kalıntılarına rastlanmış, ve ‘‘ekolojik anlamda göz önüne alınması gereken konsantrasyonlarda’’ 134 pestisit bulunmuştur. Rapora göre, ‘‘tüm bu maddelerin ekosistem üzerindeki sinerjik etkileşimleri ve bileşik etkileri, bilinmemektedir.’’
Yüzey suları & Sucul yaşam
(Makro-omurgasızlar)
Yüzey sularındaki pestisitleri inceleyen çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Bunları çoğu, ilgi dâhilindeki bir veya iki pestisite odaklanmıştır, fakat bazıları daha geniş kapsamlı kirlenmeyi inceleyerek, pestisit karışımların varlığını ve bu karışımların aditif etkilerini belirlemeyi hedeflemiş, fakat sinerjik etkileri göz önüne almadığı için, kokteyl etkisini ancak kısmen değerlendirebilmiştir. (‘‘aditif’’ ve ‘‘sinerjik’’ terimlerinin tanımı için, bkz Sayfa 24) Bunun gibi dört çalışmanın özeti şöyledir:
- BK’da, iki yıl boyunca yedi nehir havzasını inceleyen uzun vadeli bir araştırmaya göre,lvi numunelerin %66’sında 10’dan fazla pestisit tespit edilmiştir. Numunelerin %3’ünde, Daphnia (su piresi) popülasyonlarını kısa vadede yok edebilecek kadar yüksek konsantrasyonlarda bileşik toksisiteye rastlanmıştır. Araştırmacılar, veri ve modelleme kısıtlamaları nedeniyle, ‘‘kimyasalların izlenmesi programlarında gösterilen çabalara rağmen, çevrenin korunup korunmadığına yönelik net bir yorum yapmanın mümkün olmadığı’’ sonucuna varmıştır.
- Suffolk’taki tatlı su karideslerini inceleyen yeni bir araştırmaya görelvii, pestisitlerin yanı sıra, yasadışı maddeler ve ilaçlar da dâhil olmak üzere, tatlı su karideslerinin bünyesinde 50 farklı kimyasal tespit edilmiştir. Belirlenen pestisitlerin yedisi, neredeyse tüm karides örneklerinde bulunan Oxycarboxin (örneklerin %100’ü) ve Fenuron (örneklerin %86’sı) ile birlikte, AB’de yasaklıdır. Araştırmacılar, karideslerin bünyelerindeki pestisitlerin ayrı ayrı konsantrasyonları doğrultusunda, bilinen toksisite düzeylerini karşılaştıran bir model kullanarak, karışımların karides sağlığı için düşük risk teşkil ettiği sonucuna varmıştır.
- 10 Avrupa ülkesindeki 29 akarsudan alınan numuneler, 21 veteriner ilacı ve 100 pestisit barındırmaktadır.lviii Belirlenen pestisitlerin dörtte biri yasaklıdır, ve analiz edilen akarsuların neredeyse yarısında, izin verilen pestisit sayısı sınırından en az bir adet fazla pestisit çıkmıştır, ve bunlar genelde neonikotinoidlerdir. İngiltere’nin East Devon bölgesindeki iki küçük akarsuda, 24’e kadar pestisit ve 6 veteriner ilacı kalıntısı tespit edilmiştir. Bu iki BK akarsuyu da dâhil olmak üzere, incelen nehirlerin neredeyse yarısında, endişe verici düzeylerde yüksek pestisit kalıntısına rastlanmıştır.
- Akarsuların, AB çapında pestisit değerlendirmesini yapan çalışmaları inceleyen bir meta-analize görelix, 135 farklı pestisit tespit edilmiştir (66 insektisit, 42 herbisit, 27 fungisit). Numunelerin yaklaşık %90’ı, 13 farklı pestisite kadar çıkan pestisit karışımları içermektedir. Bu, pestisit seviyelerinin ‘‘yasal olarak kabul edilebilir düzeylerde’’ olup olmadığını anlamak için yürütülen ilk AB çapında araştırmadır. Bu düzeyler, genelde AB pestisit ruhsatlandırma süreçlerinin bir parçası olarak yürütülen çevresel risk değerlendirmesinde tanımlanmıştır. Pestisitlerin, model organizmalar üzerinde ayrı ayrı yürütülen ekotoksikoloji testlerine dayanmaktadır. Bu çalışma, tüm numune bölgelerinin %45’inde, ve Birleşik Krallık’takilerin %78’inde, bu düzeylerin aşıldığı sonucuna varmıştır.
Kokteyl etkisi nedeniyle endişelenmeli miyiz?
Gıda üretiminde kullanılan aktif maddelerin çeşitliliği göz önüne alındığında, pestisitlerin neredeyse her zaman toplu olarak görüldüğü söylenebilir. Fakat, pestisit karışımları aynı şekilde etkileşmediği için, bileşik etkilerin net kapsamı da öngörülemezdir.lx
Bununla birlikte, organik fosfatlar, organik klorlar, piretroidler ve carbamatlar gibi farklı pestisit grupları içindeki etkileşimlerin bazıları, belirlenebilmiştir.lxi Aşağıdaki bölümlerde, pestisit karışımlarının bileşik etkileri olduğunu tespit eden çalışmalardan örnekler verilmektedir. Bunlar, çok da kapsamlı olmayan bir literatürün taranmasıyla ortaya çıkarılmıştır. Pestisit karışımları ve kokteyl etkisinin, insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkileri bakımından ciddiyetini gösteren yeterli kanıt bulunduğu söylenebilir.
İnsanların hücre ve dokuları üzerindeki etkiler
İnsanların hücre ve dokuları üzerinde yürütülen bazı araştırmalar, kimyasal karışımların bileşik etkilerine dikkat çekerek, bunların endokrin sistemini bozabildiğini ve normal hücrelerin kanserli hücrelere dönüşmesine yol açabildiğini göstermektedir.lxii 2001 tarihli bir çalışma, dört adet organik klorlu pestisitin, insanlarda kanserli meme hücrelerinin çoğalmasına ilişkin bileşik etkilerini incelemiş ve şu sonuca varmıştır: her bir kimyasal ayrı ayrı, gözlenebilir-bir-etki-yaratmayan veya daha az konsantrasyonlarda bulunsa bile, kanserli hücrelerin çoğalmasını tetiklemektedir.lxiii Ayrıca, hormonal faaliyet gösteren pestisit karışımlarının, insanlardaki östrojenik reseptörlere zarar verdiği, böylece, içerdikleri pestisitlerin hormon sistemine ayrı ayrı verdiği zarardan fazlasına sebep olduğu belirlenmiştir.lxiv Yakın zaman önce, belirli bir organik klorlu pestisit karışımının meme kanseri başlangıcında rol oynama ihtimali ortaya çıkmıştır.lxv Sinir hücreleri üzerinde yürütülen bir çalışma ise, klorpirifos ve carbofuran maddelerinin sinerjik etkisi olduğunu, yani iki pestisitin bileşik toksisitesinin ayrı ayrı olduğundan daha güçlü bir etki yarattığını, ve bu iki pestisit bir araya geldiği zaman, hücre yenilenmesini engellemek gibi olumsuz sonuçlar doğurduğunu göstermiştir.lxvi Başka bir araştırma, Fransız toplumunun gıda tüketimi yoluyla maruz kaldığı en yaygın yedi pestisitin, olası hücre toksisitesini ve genotksisitesini incelemiştir.lxvii Karışımlardan biri, düşük konsantrasyonlarda hem hücresel, hem de genotoksik in vitro etkiler göstermiş, ve bileşiklerin ayrı ayrı sebep olacağından çok daha fazlasına yol açmıştır.
Memeliler üzerindeki etkiler
Pestisit karışımlarının memeliler üzerindeki etkisini inceleyen bir dizi çalışma yürütülmüştür. Sıçanlar üzerinde yürütülen bir tanesi, insanların gerçek hayatta maruz kalacağı karmaşık koşulları canlandıracak biçimde, kimyasal karışımlarının (pestisitler dâhil) düşük dozda uzun vadeli etkilerini değerlendirmiştir. Sonuçlar, ayrı ayrı kimyasal dozlarının, yetkililer tarafından belirlenen güvenli düzeyin altında olmasına rağmen, karaciğer işlevini olumsuz etkilediği ve vücut ağırlığını ciddi oranda artırdığını göstermiştir.lxviii Fareler üzerinde yapılan bir in vivo çalışma, yaygın pestisit karışımlarına Tolere Edilebilir Günlük Alım Miktarı – TEGAM (Tolerable Daily Intake – TDI) düzeylerinde maruz kalmanın, özellikle erkek bireylerde, kronik beslenme yoluyla obezojen ve diyabetojen etkiler yarattığı tespit etmiştir.lxix Kimyasal karışımlara maruz kalmanın hem genç, hem de olgun yetişkin bireylerde kilo artışına yol açtığı tahmin edilse de, anne rahmindeki fetüsün bunlara maruz kalması, düşük doğum ağırlığına sebep olabilmekte, ve bu duruma üreme toksikolojisi çalışmalarında sıkça rastlanmaktadır. Altı farklı pestisitten oluşan bir karışım, sıçanlar üzerinde denenmiş ve kaydadeğer oranda düşük doğum ağırlıklarına yol açmıştır. Altı maddenin her biri, olumsuz etki gözlenmeyen düzeylerden (no-observed adverse effect levels – NOAEL) daha düşük dozlarda verildiği için, ayrı ayrı herhangi bir etkileri olamayacağı düşünülmektedir.lxx
Diğer yaban canlılar üzerindeki etkiler
Pestisitlerin esas hedefi olmayan canlılar da, çevrelerinde bulunan pestisit karışımlarından olumsuz etkilenir. Yeni bir çalışma, hem pestisit karışımının içindeki bileşiklerin kendi arasındaki etkileşimi, hem de karışımın toplam (kümülatif) toksisitesinin, Çilek İspinozu (Amandava amandava) hormon sistemine müdahale ettiğini göstermiştir.lxxi Yakın zaman önce yürütülmüş başka bir araştırma, flupyradifuron ve propiconazol maddelerinin bal arıları üzerindeki sinerjik etkilerini keşfetmiş, bu iki pestisitin toplam dozu, ayrı ayrı dozlardan daha düşük olsa bile, bir araya geldikleri zaman, arıların hayatta kalma ve davranış biçimlerini olumsuz etkilediği gözlenmiştir.lxxii Toprak solucanları üzerinde denenen pestisit karışımları da sinerjik etkiler sergilemiştir.lxxiii Birkaç pestisit karasal ortamda aynı anda bulunduğu zaman, toksisiteyi artırarak, bunların toprak ekosistemi üzerinde öngörülenden daha zararlı etkilere yol açtığını tespit eden bir çalışma da mevcuttur.
Balıklar da pestisit karışımlarından olumsuz etkilenmektedir. Bir araştırma, çevredeki herbisit ve fungisit kokteyllerinin, Japon Balığı metabolizmasında ciddi değişime neden olarak, hem fizyolojik, hem de davranış düzeyinde yıkıcı etkilere yol açabildiğini belirlemiştir. Bu çalışma, sıcaklıklardaki artışın, balıkların pestisitlere verdiği tepkiyi güçlendirebileceğini de belirtmektedir.lxxiv Organik fosforlu pestisit karışımlarının Pasifik Somonu üzerindeki etkileri in vivo çalışılmış, ve ayrı ayrı pestisitler için belirlenmiş ölümcül düzeyin altındaki dozlarda, nörotoksisiteye ve hatta ölüme sebep olduğu gözlenmiştir.lxxv Ayrıca, sucul ortamda pestisit kokteyllerinden etkilenen tek canlılar balıklar değildir. Daphnia magna (su piresi) adlı kabuklular üzerinde, alpha cypermethrin adlı insektisit ile beraber farklı kombinasyonlarda denenen çeşitli yaygın fungisitlerin neredeyse tümünün, insektisitin Daphnia magna üzerindeki etkilerini ciddi oranda güçlendirdiğini tespit etmiştir.lxxvi Yumuşakçalar, özellikle de doğal çevrelerindeki diğer kirleticilerle birleştikleri zaman pestisit karışımlarından olumsuz etkileniyor gibi görünmektedir. Plymouth Deniz Canlıları Laboratuvarı, kimyasal karışımların yumuşakçalardaki kan hücrelerine toksisitesini incelemiş, ve çeşitli kirlilik türlerinden kaynaklı kimyasallar (örneğin, akaryakıt veya odun yakmakla ortaya çıkan polisiklik aromatik hidrokarbonlar), pestisitler ve pestisit katkı maddeleri arasında güçlü sinerjik etkileşimler ortaya çıkarmıştır.lxxvii
Birleşik Krallık tarımında kullanılan pestisitlerin çeşitliliği
BK’da, yaklaşık 400 farklı pestisitin kullanımına izin verilmektelxxviii, ve çiftçilerin de çeşitli kombinasyonlar uygulaması önerilmektedirlxxix.
Çünkü, farklı etki şekilleri olan çeşitli pestisitleri bir arada kullanmak, hedef canlıların direnç geliştirmesini engellemeyi amaçlayan bir stratejidir (detaylar için bkz. Sayfa 27). Belirli tarım bitkilerine uygulanan pestisitlerin çeşitliliğine ilişkin herhangi bir çalışma bulunmasa da, BK’daki ortalama uygulama sıklığının arttığını biliyoruz.
Üç yıl boyunca pestisit kullanmak: Bir BK çiftliği vaka incelemesi
Bir çiftçi, üç yıllık verilerini bizimle paylaştı. Bu veriler, yalnızca tek bir çiftliği temsil ettiği için ulusal tabloyu yansıtmamaktadır ve genel tarım alanlarına dair belirleyici bir rakam olarak da kullanılamaz, fakat BK tarla çiftçiliğinde kullanılan pestisitlerin çeşitliliğine dair bir ipucu vermektedir.
Çiftlik: 530 hektar buğday, arpa, keten tohumu ve bezelye, toprağa müdahaleyi minimuma indirmek amacıyla, toprak işlemesiz yöntemle yetiştirilmektedir. Veriler, 2015 ile 2018 arasını kapsar.
Kullanılan kimyasallar:
- Her yıl, 32 ile 40 arasında değişen aktif madde uygulanmıştır.
- Tarla düzeyinde, buğday gibi ekinlere, bir düzineye kadar aktif madde uygulanmıştır. (Not: bir ‘‘aktif madde’’ veya ‘‘etken madde’’, bir pestisit ürünün kimyasal açıdan aktif kısmıdır. Örneğin, RoundUp adlı ot öldürücü ürünün aktif maddesi, glifosattır).
- Üç yıl boyunca, yaklaşık 90 farklı ürünün içerdiği neredeyse 70 farklı kimyasal ve bileşik uygulanmıştır. Bunları dörtte üçünü, pestisit aktif madeleri oluşturmaktadır (çoğunlukla herbisitler ve fungisitler).
Mevcut sistem, bizi kokteyl etkisinden koruyamıyor mu?
Pestisit kokteyllerinin tam olarak anlaşılmadığı, yaygın olarak bulunduğu, ve hem sağlık hem de daha geniş çevre üzerinde ciddi etkilere sahip olduğunu gösteren kanıtlar, açık ve nettir. Peki, mevcut düzenleme mekanizmaları, pestisit kokteyllerinin olası etkilerini ne derece ele alıyor?
Sağlığımız
Mevcut düzenleme sistemimiz, pestisitlerin insan sağlığına etkilerini birbirinden ayrı olarak değerlendirmekte, ve çoklu kimyasallar arasındaki etkileşimi gözardı etmektedir. Pestisitlerin zararlı etkileri teker teker test edilmekte, bir arada incelenmemektedir. Bu sistem, bizi kokteyl etkisinden koruyamamakla kalmaz, meseleyi tamamen yok sayar.
Bu, düzenleme sisteminde ciddi bir eksiktir. Beslenme yoluyla her gün pestisit kokteyllerine maruz kalmaktayız, fakat bu kimyasalların nasıl etkileştiğinden ve bunlara düzenli olarak maruz kalmanın potansiyel sağlık etkilerinden bihaberiz.
Bu, gözardı edilmemesi gereken bir sorundur. Bu rapor, BK hükümetinin 2017 ve 2018’de analiz ettiği numunelerin yaklaşık dörtte birinde (ve tüm meyve ve sebzelerin üçte birinden fazlasında) pestisit kokteylleri bulunduğunu, ve bazılarında kalıntıların 14 farklı aktif maddeye kadar çıktığını göstermektedir.lxxx,lxxxi Güvenli dozların, kimyasal maddelerin kalıntıları için ayrı ayrı belirlenmesi, yalnızca tek bir gıda maddesinde (örneğin elma) bulunan pestisit karışımlarının insan sağlığına olası etkilerini göz ardı etmekle kalmıyor. Durum böyleyken bir tabak yemeğin (örneğin meyve salatası) ve hattâ bir günlük besin maddesinin teşkil ettiği potansiyel riski de yok sayıyor. Buna, hem kırsal hem kentsel bölgelerde yaşayan vatandaşların, yaşadığı yerlerde (kırsal bölgelerde tarımsal amaçlı, kente bölgelerinde ot mücadelesi için) doğrudan uygulanan diğer pestisitleri de eklediğimizde, içinde yaşadığımız sistemin sağlığımızı pestisitlerden korumakta başarılı olduğuna dair yaygın inanış, ciddi ölçüde sorgulanmaya başlıyor.
Azami Kalıntı Seviyesi – AKS ((EC) No. 396/2005), gıdada neye izin verildiğini belirleyen temel mevzuattır.lxxxii Yılda yalnızca dört kere bir araya gelenlxxxiii ve çok kısıtlı bir bütçeye sahip küçük bir topluluk olan Gıdadaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi (PRiF), BK’da tüketime açık gıda maddelerindeki pestisit kalınıtları üzerine her yıl bir rapor hazırlar, ve kaç numunenin AKS sınırını aştığına odaklanır.lxxxiv Buna göre, AKS düzeyinin altındaki hiçbir pestisit kalıntısı, insan sağlığını tehdit etmez. Fakat, AKS’ler, gıdanın ‘‘iyi tarım uygulaması’’na göre yetiştirildiğini göstermek için belirlenmiştirlxxxv ve gıdada bulunan pestisit miktarının güvenli olduğunu garanti etmez.
Birleşik Krallık Sağlık ve Güvenlik İdaresi’ne göre AKS’ler, AB düzenlemeleri doğrultusunda, tüketicilerin sağlığını tehlikeye atmayacak düzeylerde belirlenmektedir.lxxxvi Fakat, AKS’ler yalnızca tek tek pestisitler için belirlenir. Kimyasalların bir araya geldiğinde daha zararlı olduğunu gösteren bolca kanıtın aksine, birbiriyle etkileşme ihtimali olan ve farklı pestisitlerden oluşan çoklu kalıntıları hesaba katmaz.
Madde karışımlarının bileşik etkileri, genelde sinerjik, aditif veya karşıt etkileşimler açısından değerlendirilir. Bu tür değerlendirmeler, bir karışımın öngörülen etkisini nicel tahminlere dayanarak yürütür. Eğer bileşik etkiler, ayrı ayrı bileşenlerin toplamına eşitse ‘‘aditif’’, gözlenen tepkiler tahmin edilenden daha güçlü veya zayıfsa, bu bileşik etkiye ‘‘sinerjik’’ veya ‘‘karşıt’’ denir.
Aslında bu ‘‘kokteyl etkisi’’, BK’da uzun zamandır bilinen bir mesele. Gıda, Tüketim Maddeleri ve Çevredeki Kimyasalların Toksisitesini Değerlendirme Komitesi’nin (BK hükümetine danışmanlık yapan bağımsız bir uzmanlar grubu) 2002’de yayınladığı bir raporda, BK’nın, tüketicilerin maruz kaldığı düşük kalıntı seviyelerinde nasıl bir etkileşim olduğunu belirleyecek araçlara, veya karışımların toksisitesi üzerine bir risk değerlendirmesi yapabilecek kadar bilimsel altyapıya sahip olmadığını belirtmiştir. Aynı rapor, özellikle hamile kadınlar ve çocukların, olası etkileşimlere karşı diğer yetişkinlerden daha fazla risk altında olduğunu da iddia etmektedir.lxxxvii Bu endişelere rağmen, bu bulguların yayınlandığı 17 yıl öncesinden bu yana, çoklu kalıntı içeren gıda maddelerinin insan sağlığına etkilerini daha iyi öğrenmek için BK’da pek az çalışma yürütülmüştür. Avrupa düzeyinde ise, Avrupa Komisyonu’nun isteği üzerine, gıdalardaki çoklu pestisit kalıntılara ilişkin kümülatif riskin değerlendirmesi amacıyla bir program başlamıştır.lxxxviii Fakat, bu hâlâ geliştirilme aşamasındadır ve meseleyi henüz ele alamamaktadır.
Yaban hayat ve çevremiz
Mevcut düzenleme sistemi kokteyl etkisini göz önüne almadığı için, çevrenin ve yaban hayatın maruz kaldığı pestisit kalıntılarının genel toplamını değerlendirmek, izlemek ve kısıtlamakta başarısızdır. Profesör Ian Boyd, (2012 – Ekim 2019 Defra Bilim Başdanışmanı) konuya şöyle değiniyor: ‘‘Çevredeki pestisit kalıntılarını görüntüleyen sistematik bir çalışma olmadığı gibi, gıdalar için kullanılan Azami Kalıntı Seviyesi’nin bir muadili, çevre için yoktur. Güvenli çevresel limitler hakkında bilgimiz olmadan, kullanılan toplam pestisit miktarı ve dolayısıyla çevredeki toplam doz, çevrenin kaldırabileceği miktara göre değil, piyasa talebi ile belirlenmektedir.’’lxxxix
Pestisitler, AB Su Çerçevesi Direktifi sayesinde, en iyi nehirler ve akarsularda takip edilmektedir, ve bu alanda pestisit kirliliğini azaltma girişimlerinde ilerleme kaydedilmiştir. Bu izleme çalışmaları, yine, endişe veren pestisitlere ayrı ayrı odaklanmıştır, ve tatlı su yaşam alanlarındaki kalıcı pestisit kirliliğinin toplamını değerlendirmekte yetersizdir. Çeşitli pestisit kokteyllerinin varlığı, sucul yaban hayat topluluklarında farketmesi zor, ama zararlı etkilere yol açabilir. Yukarıda özetlediğimiz az sayıda bağımsız araştırma, bunu desteklemektedir.
Tozlayıcılar veya diğer yaban hayatın bünyesindeki pestisit karışımlarını takip eden bir hükümet çalışması da bulunmamaktadır. Pestisit kullanımını, tozlayıcılar dâhil çeşitli böcek popülasyonlarında azalmayla ilişkilendiren güçlü kanıtlarınxc varlığında, böcekler ve yaban hayatın maruz kaldığı toplam pestisit miktarını ve kokteyl etkisinin olası zararlarını değerlendirebilecek bir izleme sistemine acil ihtiyaç duymaktayız. Bağımsız araştırmaların, bu alanda hükümetin yürütmesi gereken analiz çalışmalarının boşluğunu dolduramadığı, bir makalede şöyle açıklanmıştır: ‘‘Pestisit araştırmaları, bir yandan, farklı türler için moleküler, hücresel, fizyolojik veya bireysel düzeylerde yürütülen, öte yandan, yüksek pestisit girdisi veya kalıcılığı olan bölgelerdeki popülasyonların azalması veya yapısındaki değişimi inceleyen çalışmaların bölük pörçük bir derlemesidir. Farklı düzeylerde sebep sonuç ilişkisi sağlayan kanıtlar, hâlâ çok azdır.’’xci
Tarım arazileri çoklu pestisit kullanımına maruz kalıyor olsa da, tarım topraklarındaki pestisit kalıntılarını, veya bunların toprak biyolojisi üzerindeki etkilerini izleyen bir hükümet çalışması bulunmamaktadır. Toprağın altında, toprak sağlığı ve besin zinciri için hayati önem taşıyan mikroorganizmalar, mikoriza mantarları, böcek larvaları ve solucanlar dâhil, çeşitli canlı toplulukları vardır. Bu canlı topluluklarının hasta olması, toprağın işlevini etkileyerek, bitki hastalıkları, besin maddeleri ve iklim değişikliği direnci üzerinde uzun vadeli sonuçlar doğurur, ki bunların gözle görünür hâle gelmesi zaman alır. Tarım toprakları sağlığının zayıfladığı, geniş çapta kabul gören bir endişedir. Bu, büyük ölçüde, topraktaki organik madde kaybının ikmal edilmemesiyle ilişkilendirilmiş olsa da, pestisitlerin olası zararlı etkileri yeterince ele alınmadığı için, bu zararı hafifletmek de mümkün görünmemektedir.
Pestisit kullanım istatistikleri, ağırlıkça miktar, uygulama yapılan hektar ve uygulama sayısı için toplanmaktadır. Ürünler üzerinde kullanılan farklı pestisitlerin sayısına dair ulusal rakamlar bulunmamaktadır. Benzer şekilde, belirli bir arazide kullanılan toplam pestisit miktarının takibiyle ilgili bir çalışma da yoktur. Ekoloji ve Hidroloji Merkezi, bu sorunu çözmek için, FERA tarafından toplanan ulusal istatistiklerin analizine dayanarak, her bir pestisitin kullanım haritasını oluşturmayı hedeflemiştirxcii. Ne var ki, bu haritalar ayrı ayrı pestisitlerin toplam kullanımına dair daha net bir tablo oluştursa da, pestisit kokteyllerinin çevrede ne ölçüde bulunduğunu açıklayamaz. Prof. Ian Boyd’a göre, ‘‘pestisitlerin nerede, ne zaman ve neden kullanıldığı hakkında çok az bilgi bulunması, bunların olası çevre etkilerini nicelemeyi çok zorlaştırmaktadır.’’xciii
Sorunun yalnızca pestisitlerden kaynaklanmadığını düşünenlerin sayısı da artmaktadır; yaban hayat, pestisit ürünlerdeki diğer kimyasal maddelerle birlikte ilaç endüstrisinde kullanılan isimsiz maddeler, plastiklerden yayılan kimyasallar ve hattâ yasadışı maddelere maruz kalmakta. Kokteyl etkisini ele alma başarısızlığı, kimyasal madde düzenlemelerinde genel bir sorun olsa da, pestisitler doğal çevreye kasıtlı olarak uygulanan tek kimyasal sınıfıdır ve özel ilgi gerektirir.
Sistem, bizi kokteyl etkisinden koruyacak biçimde iyileştirilebilir mi?
‘‘Karışımlardaki kimyasalların farklı kombinasyonları sonsuz sayıdadır ve etkili bir analiz stratejisi bulunmamaktadır.’’xciv
Tanım, çoklu kimyasal karışımlarının risk değerlendirmesi için bir strateji geliştirmek için tasarlanmış AB projesi ‘‘Euromix’’ internet sitesinden alınmıştır.
Yasal düzenleme amacıyla yapılan kimyasal madde risk değerlendirmeleri, birden fazla maddeye ‘‘gerçek hayat’’ koşullarında maruz kalmayı genelde hesaba katmaz, ve genelde sadece aktif maddelerin birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmesine dayanır.xcv
Birden fazla kimyasala toplu olarak maruz kalmanın toksisitesi ve risklerini değerlendirme kavramı, on yıllardır evrimleşmektedir ve kısmen, kullanımda olan kimyasal sayısının artmasıyla güdümlüdür. Özellikle, geçen son on yılda, toplu maruz kalma değerlendirmeleri alanında yaşanan önemli uluslararası gelişmeler ile birlikte, çeşitli kılavuz belgeler yayınlanmıştır.xcvi,xcvii
Kimyasal karışımlarının yol açtığı zararın değerlendirilmesine yönelik çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Örneğin, karışımın kendisi bir bütün olarak test edilebilir (buna ‘‘bütün-karışım yaklaşımı’’ adı verilir). Bütün kimyasalların tüm kombinasyonlarını test etmenin mümkün olmadığının altını çizerek, benzer yapıdaki karışımlara (benzer konsantrasyonlarda, benzer etki şekli veya kimyasal yapıya sahip bileşenler) ilişkin verilere dayanan analizler yapılabilir. Kimyasal karışımlarının zararını değerlendiren çalışmalar, karışımı oluşturan bileşenlerin ayrı ayrı konsantrasyonu ve etkisi hakkında verileri göz önüne alarak da yürütülebilir. Fakat bileşen-temelli yaklaşımlar, karışımın bileşimi tam olarak bilinmiyorsa, tehlikenin hafife alınmasına yol açabilir. Ve bir istisna hariç, durum genelde böyledir: birden fazla aktif madde içeren pestisit ürünlerde, her bir maddenin oranı üretici tarafından belirtilmelidir.
Karışımların toksikoloji değerlendirmesinde karşılaşılan başlıca zorluklardan biri, veri boşluklarını doldurmaktır: karışımların yol açtığı etkilere dair veriler, yalnızca kısıtlı sayıda karışım için bulunmaktadır, ve bileşen-temelli yaklaşımlar için gereken tekli kimyasal zarar, doz yanıtı ve Etki Şekli bilgileri, kimyasal madde sınıflarının çoğu için eksiktir.xcviii
Başka bir büyük sorun ise, kimyasalların kendi arasındaki olası etkileşimlerin öngörülemezliği, ve bu etkileşimlerin, bir kimyasal karışımının genel zarar düzeyine katkısının belirsizliğidir. Tek tek kimyasal maddeler, bir karışımın bileşik etkisine çok farklı biçimlerde tesir edebilmekte, toksik etkinin boyutunu ve bazen yapısını da değiştirebilmektedir. Yani, kimyasallar birbirine karıştırıldığı zaman ortaya çıkan bileşik etkiler, kimyasalı oluşturan bileşen etkilerinin tek tek toplamına eşit (aditif) olmayabilir, bu etkileşimler nedeniyle aditiften daha fazla (sinerjik) veya daha az (karşıt) olabilir. Sonuç olarak, kokteyl etkisinin insan sağlığı veya çevreye gerçek-hayat maruz kalma düzeylerinde nasıl etki ettiğine dair çok az bilgimiz vardır.xcix
Şu anda bazı yeni yaklaşım metodolojileri denenmekte ve karşılaştırılmakta, ve tüm bu farklı yaklaşımları bütünleştirmek için çaba gösterilmektedir.c Özellikle Avrupa Birliği, pestisit kokteyllerine ilişkin sağlık risklerini değerlendirmek için çalışmalar yürütmektedir. AB’nin Euromix projesi, ‘‘karışımlardaki kimyasalların güvenliğine dair gelecekte alınacak risk yönetimi kararları için bilgi sağlamayı’’ hedeflemektedir, ve endokrin sistemi bozucu kimyasal karışımların çocuklar üzerindeki etkilerine özel olarak eğilen başka bir girişim de başlamıştır.ci,cii
Bütün bu çabalara rağmen, pestisit kokteyllerinin tehlikesini kesin olarak değerlendirmekten çok uzağız. İşin aslı, pestisit karışımlarının etkisini isabetli biçimde değerlendirebilecek kadar karmaşık bir model geliştirmenin mümkün olacağını söylemek bile oldukça zor; çünkü bu karışımların hem doğal çevrede, hem de gıdamızda milyonlarca farklı kombinasyonu bulunmaktadır.
Fakat kesin olarak bildiğimiz bir şey varsa, o da bu karışımların insan sağlığına ve çevreye, azımsanamayacak ölçüde zarar teşkil ettiğidir. Şu anda kullanımda olan pestisitlerin yol açtığı zarar seviyesini azaltmanın mümkün olmadığı göz önüne alındığında, pestisit kullanımını azaltmak veya ortadan kaldırmak amacıyla harekete geçmek, bu karışımların yol açtığı riskleri kısıtlamanın tek gerçekçi yoludur.
Kullanılan pestisitlerin çeşitliliğini azaltarak, kokteyl etkisini hafifletmek
Pestisitlerin hedeflediği bitki, böcek ve hastalıklar, zaman içinde bu pestisitlere direnç geliştirebilir, yani bu pestisitler, bu durumda eldeki sorunla başa çıkmak için gereken etkiyi artık sağlayamaz. Bu, ürünlerini olumsuz etkileyen zararlı ve hastalıklarla mücadelede, çiftçiler ve yetiştiriciler için ciddi bir sorun yaratır.
Direncin başlıca sebeplerinden biri, belirli bir sorunu kontrol altına almak için az sayıda aktif maddeye fazlaca bel bağlayarak, gereğinden fazla kullanmaktır. Örneğin, ABD’de, GDO ürünlerde istenmeyen otları yok etmek için uygulanan glifosat kullanımındaki muazzam artış, bu herbisite direnç geliştirerek etkisizleştiren ‘‘süper otlar’’ ortaya çıkmasına yol açmıştır. BK’da glifosat direncinin ilk işaretleri de görülmeye başlamış, ilk direnç vakası 2018’in Ekim ayında bildirilmiştir.ciii
Çiftçiler, izin verilen başka bir alternatif olmadığı zaman, bu tesir kaybıyla başa çıkabilmek için aynı maddeden daha fazla uygulayabilmektedir. Bu artış, daha fazla direnç ile karşılanır ve işler kontrolden çıkmaya başlar (bu duruma ‘‘pestisit değirmeni’’ adı verilir).
Direnç ile mücadelede başvurulan stratejilerden biri, istenmeyen ot, böcek ve hastalıkların direnç geliştirmesinden kaçınmak için daha geniş yelpazede aktif maddeler kullanmaktır. Fakat bu da, besin ürünlerine daha fazla sayıda aktif madde uygulanması ve dolayısıyla çevreye daha fazla salınması, böylece kokteyl etkisinin güçlenmesi anlamına gelir.
Fakat, çiftçilerin pestisit değirmenine takılıp kalmasını büyük ölçüde engellemek için kullanılan çok farklı stratejiler de mevcuttur. Organik yetiştiricilerin kullandığı, rotasyon, zararlılara ve hastalığa dirençli bitki türü seçmek, ve faydalı böcek avcılarının sayısıyı artırmak gibi yöntemler ve ilkeler, bu zararlılar ve hastalıklarla mücadelede kullanılan pestisitlerin miktarını ve çeşitliliğini düşürmekte, böylece pestisit kokteyllerine maruz kalma riskini ve direnç ile karşılaşma tehlikesini azaltmakta faydalıdır.
Öneriler
Bu raporun bulgularına göre, hem çevre hem de Birleşik Krallık vatandaşları, pestisit kokteyllerinin bileşik etkileri yüzünden potansiyel olarak tehdit altındadır.
Brexit’in sonucu olarak pestisit rejiminin zayıflaması, BK’da mevcut durumu vahimleştirebilir. Umut verici bir ‘‘Yeşil Brexit’’ söylentisi dolaşsa da, yurtiçi standartların düşmesi ve daha gevşek pestisit mevzuatı olan ülkelerle ticaret anlaşmaları yapma baskısı şüphe götürmez. Bu, Birleşik Krallık’ta ruhsatlı etken maddelerin sayısında, ve gıdalarda izin verilen pestisit düzeyi ve çeşitliliğinde artışa yol açabilir. Bunlar, halkın ve çevrenin, değerlendirmeden geçmemiş ve potansiyel tehlike taşıyan pestisit kokteyllerine maruz kalmasında artış ile sonuçlanacaktır.
Fakat Brexit, ayrıca, pestisit-kaynaklı zararların azaltılmasını sağlayacak yeni tedbirlerin alınması için de bir dizi fırsat sunmakta. İnsanların sağlığını ve çevreyi pestisit kokteyllerinden daha iyi korumak amacıyla Brexit’in oluşturacağı risklerin yönetimi ve fırsatların değerlendirilmesi, BK Hükümetine sunduğumuz önerilerin temelini oluşturur.
1-BK pestisit kullanımını büyük ölçüde azaltmak
Bu raporun 27. Sayfasında belirttiğimiz gibi, insanların sağlığını ve çevreyi pestisit kokteyllerinden koruyacak yeterince karmaşık bir değerlendirme modeli, henüz bulunmamaktadır. Bu nedenle, pestisit kokteylleriyle ilişkili çevresel riskler ve sağlık sorunlarını azaltmanın tek gerçekçi yolu, genel pestisit kullanımınızı azaltmak veya ortadan kaldırmaktan geçer. Birleşik Krallık, AB rejimini terk ederken, hükümetin uygulayabileceği çeşitli tedbirler şunlardır:
- Önce, sağlığa ve çevreye en zararlı pestisitlere odaklanarak, tarımda toplam pestisit kullanımını azaltmaya yönelik açık ve nicel hedefler belirlemek.
- Çiftçilerin, doğru ve bütüncül Entegre Zararlı Yönetimi (EZY) uygulanan agroekolojik çiftlik sistemlerine geçmesini destekleyen tedbirler almak.
- Çiftçilerin, organik tarım ve tarımsal ormancılık gibi iyi bilinen yöntemleri de kapsayan, doğru ve bütüncül Entegre Zararlı Yönetimi (EZY) gibi agroekoloji sistemlerine geçişini teşvik etmek ve ödüllendirmek için, Çevresel Arazi Yönetim Programı altında çiftçi geleceği ödemeleri kullanmak.
- EZY tekniklerinin araştırılması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla yeni ve bağımsız yayım hizmetleri oluşturmak.
- Agroekoloji ve EZY alanlarında, çiftçiden-çiftçiye öğrenimi kolaylaştırmak, organik ve konvansiyonel çiftçiler arasında bilgi ve deneyim aktarımı için fırsatlar yaratmak.
- Bir yandan pestisit kullanımını azaltırken, öte yandan EZY ve agroekolojide araştırma, geliştirme ve yenilik çalışmalarını finanse edecek yeni pestisit vergileri getirmek.
- İngiliz organik tarım sektörüne desteği artırarak, organik olarak yönetilen arazileri çoğaltmak.
- Pestisit endüstrisi ile çiftçilere verilen bitki koruma danışmanlığı arasındaki bağı kırarak, çiftçilerin bağımsız tavsiyelere erişimini sağlamak.
Pestisitlerin tarım-dışı tüm uygulamalarını ortadan kaldırmaya, ve yetkililerin evler, okullar ve çocuk parkları etrafında pestisit kullanmasını yasaklamaya odaklanarak, BK Ulusal Eylem Planı’nı güçlendirmek.
2-Pestisit kullanımını ve etkilerini izleme sistemlerini iyileştirmek
Birleşik Krallık’taki mevcut pestisit izleme sistemleri, vahim derecede yetersizdir. Mevcut sistemler, pestisitleri ayrı ayrı ele almakta ve bu nedenle, sağlık ve çevre üzerindeki kokteyl etkisini göz ardı etmektedir. Bunun yanı sıra, yalnızca kullanım miktarlarına odaklanarak, pestisit kullanımının gerçek hayat etkilerinin iyi öğrenilememesine yol açar. BK Hükümeti, acil olarak:
- Pestisit
kullanımını kapsayan güçlü bir çevre izleme sistemi
oluşturmalı ve bu sistem;
- Kullanılan pestisitlerin toksisitesini göz önüne alarak, karasal ve sucul yaban hayat dâhil, çevre üzerindeki potansiyel zararı değerlendirebilmeli,
- Toksisite ve bileşik toksik yükün, çevreyi arazi ölçeğinde nasıl etkilediğini inceleyebilmeli,
- Hem su, hem de topraktaki pestisit kalıntılarının takibini kapsamalı,
- Özellikle, arılar ve tozlayıcı türler üzerindeki onay-sonrası etkilere bakmalı,
- Direnç ve tesir meselelerini ele almalıdır.
- Pestisit
kaynaklı sağlık sorunları için, kuvvetli bir izleme sistemi
oluşturmalı ve bu sistem;
- Pestisitlerle düzenli olarak çalışan çiftçiler, tarım işçileri ve tesis çalışanlarına odaklanmalı,
- Pestisitlere maruz kalan diğer kişiler, örneğin çiftçi aileleri, kırsal bölge sakinleri ve halk için, bir raporlama sistemi oluşturmalı,
- Hükümetin kalıntı analiz programlarını genişleterek, daha geniş bir gıda yelpazesini kapsamalı, Gıdadaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi’nin (PRiF) kapasitesini güçlendirmelidir.
- Pestisit kokteyllerinin doğal çevre, yaban hayat ve insan sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin devlet-destekli araştırmalar yürütmeli;
- Tüm izleme sonuçlarının (çiftçilerin uygulama kayıtları dâhil) tamamen şeffaf olmasını sağlamalı, böylece, halk da dâhil bütün paydaşların erişimine açmalıdır. Mevcut gecikmeleri sonlandırmalı, izleme verilerini zamanında yayınlamalı, ve böylece, olumsuz etkilerin hızlıca tanımlanmasını ve çözümlerin geç kalmadan üretilmesini sağlamalıdır.
3. Birleşik Krallık pestisit rejiminin Brexit sonrası amaca uygunluğunu sağlamak
Mükemmel olmasa da, AB’nin pestisit düzenleme rejimi, dünyada insan sağlığını ve çevreyi korumak adına yürütülen en güçlü sistemdir. BK hükümeti, mevcut BK pestisit standartlarını korumayı da kapsayan bir ‘‘Yeşil Brexit’’ sözü vermiştir. Bu sözü tutmak için:
- En azından kısa vadede, etken madde onayları ve Azami Kalıntı Seviyeleri (AKS) gibi konularda AB pestisit düzenleme sistemine uyumun devam etmesi, böylece çiftçilerin AB Üye Devletleri ile ticareti sürdürebilmesi, ve BK kendi bağımsız sistemini oluştururken, yüksek düzeyde zehirli etken maddelere ruhsat verilmemesini sağlamalıdır.
- Yeni BK sistemleri tasarlamalı ve uygulamalı, veya mevcut sistemleri güçlendirmeli, böylece, daha önce AB kurumları tarafından yürütülen pestisit düzenlemelerinin tüm işlevlerini sürdürmeli ve Brexit’in bir idari boşluk yaratmasından kaçınmalıdır. Özellikle, bağımsız bir BK sistemine geçmeden önce, şu anda Sözcü Üye Devletler ve EFSA tarafından yapılan toksikoloji analizlerini yürütebilecek bilimsel altyapının oluşturulduğuna emin olmalı, endüstrinin veya hükümetin baskısından bağımsız, etken maddelerin onaylanma süreçlerini tetkik etmekle görevli en az bir kurum yetkilendirmelidir.
- Genel pestisit düzenlemelerinde, ve özellikle aktif madde onaylarında, risk-temelli bir yaklaşıma geçmek yerine, AB’nin zarar-temelli yaklaşımını korumalıdır. Böylece, eğer bir etken maddenin tehlikeli olduğuna kanaat getirilirse, kullanımı daha fazla değerlendirmeye gerek kalmadan yasaklanabilmelidir.
- AB üyesi olmayan ülkelerle yapılacak ticaret anlaşmalarının neticesinde, BK pestisit düzenlemeleri veya standartlarının zayıflaması engellenmeli, ve bu sayede ithal gıdaların aynı standartları karşılaması sağlanmalıdır.
- Çevresel ilkeleri, ve en önemlisi, ihtiyatlılık ve kirleten öder ilkelerini, BK mevzuatının özüne yerleştirmelidir.
- Brexit fırsatını, dünyanın en şeffaf pestisit düzenleme sistemini oluşturmak ve böylece pestisit endüstrisinin uygunsuz baskısını kırmak amacıyla değerlendirmeli, kararların tarafsız süreçlerle alındığına emin olan bir kamuoyu ve güveni yaratmalıdır.
- Etken maddelerin hem onay öncesi, hem de onay sonrası dönemlerde, üçüncü-tarafların yürüttüğü bilimsel değerlendirmelerin göz önüne alınması şartını getirme sürecindeki AB adımları takip edilmelidir.
- ‘‘Kirleten öder’’ ilkesi doğrultusunda yüksek cezalar getirmeli, ve çevredeki pestisit kirliliğini katı biçimde ele alan kuvvetli yaptırımlar yoluyla suistimali engellemelidir.
Kaynaklar
i PAN UK. (Mart 2018). The Hidden Rise of UK Pesticide Use: Fact-checking an Industry Claim, https://issuu.com/pan-uk/docs/the_hidden_rise_of_uk_pesticide_use?e=28041656/59634015
ii Farmers Guardian. (31 Ocak 2018). New poll finds public uneasy about pesticide use. https://www.fginsight.com/news/news/new-poll-finds-public-uneasy-about-pesticide-use-51422
iii Pestisit kullanım istatistikleri, BK Çevre, Gıda ve Kırsal İşler İdaresi (DEFRA) adına Fera Bilim Ltd. internet sitesinde sunulmaktadır ve şu adreten ulaşılabilir: https://secure.fera.defra.gov.uk/pusstats/
iv Uygulama yapılan alan, aktif madde uygulanan alan demektir. Bu, her bir aktif madde uygulanan alanın, uygulama sayısı ile çarpımıdır. Ör. 3 hektar bir alanda, X aktif maddesiyle 4 kere kullanılmıştır. Böylece, uygulam alanı 12 hektardır (3×4).
v Pesticide Usage Survey Statistics (PUS STATS).’‘Uygulama Yapılan Toplam Alan’’. https://secure.fera.defra.gov.uk/pusstats/index.cfm
vi Pesticide Usage Survey Statistics (PUS STATS). ‘‘Uygulama Yapılan Toplam Alan’’. https://secure.fera.defra.gov.uk/pusstats/index.cfm
vii Pesticide Usage Survey Statistics (PUS STATS). ‘’‘Uygulama Sayısı’’. https://secure.fera.defra.gov.uk/pusstats/mytreatindex.cfm
viii Goulson, D., (2013). An overview of the environmental risks posed by neonicotinoid insecticides, Journal of Applied Ecology 2013, 1. https://www.sussex.ac.uk/webteam/gateway/file.php?name=goulson-2013-jae.pdf&site=411
ix Bal arıları için, akut DDT temas oranı LD50, 0.54 mikrogramdır, https://sitem.herts.ac.uk/aeru/ppdb/en/Reports/204.htm. Bal arıları için, akut deltametrin temas oranı LD50, 0.0015 mikrogramdır, (DDT’den 360 kat daha toksik) https://sitem.herts.ac.uk/aeru/ppdb/en/Reports/205.htm. Dolayısıyla, 1 mikrogram deltametrin ile, 360 mikrogram DDT, aynı etkiye sahiptir.
x Pesticide Usage Survey Statistics (PUS STATS), https://secure.fera.defra.gov.uk/pusstats/myindex.cfm
xi PAN UK. (Mart 2018). The Hidden Rise of UK Pesticide Use: Fact-checking an Industry Claim, 3-4, https://issuu.com/pan-uk/docs/the_hidden_rise_of_uk_pesticide_use?e=28041656/59634015
xii Sánchez-Bayo, F. & Wyckhuys, K., (April, 2019) Worldwide decline of the entomofauna: A review of its drivers. Biological Conservation, Volume 232, 8-27, https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0006320718313636
xiii IPBES. 29 Mayıs 2019. Summary for policymakers of the global assessment report on biodiversity and ecosystem services of the Intergovernmental Science-Policy Platform on Biodiversity and Ecosystem Services. https://www.ipbes.net/system/tdf/ipbes_7_10_add-1-_advance_0.pdf?file=1&type=node&id=35245
xiv Powney, G. G., Carvell C., Edwards, M., Morris, R. K. A., Roy, H. E., Woodcock, B. A & Isaac, N. J. B. (2019). Widespread losses of pollinating insects in Britain. Nature Communications. 10(1018) https://www.nature.com/articles/s41467-019-08974-9
xv DEFRA. (July 2018). Species in the wider countryside: farmland, 1, https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/726447/5_Farmland_Species_2018.pdf
xvi RSPB. (Kasım 2016), State of Nature 2016, 16, https://www.rspb.org.uk/globalassets/downloads/documents/conservation-projects/state-of-nature/state-of-nature-uk-report-2016.pdf
xvii Wembridge, D., People’s Trust for Endangered Species (PTES) & the British Hedgehogs Preservation Society (BHPS). (2011). The state of Britain’s hedgehogs 2011, 2, https://www.britishhedgehogs.org.uk/leaflets/sobh.pdf
xviii Wilson, E., & Wembridge, D., People’s Trust for Endangered Species (PTES) & the British Hedgehog Preservation Society (BHPS). (Şubat 2018). The State of Britain’s Hedgehogs 2018, 2-3, https://www.hedgehogstreet.org/wp-content/uploads/2018/02/SoBH-2018_final-1.pdf
xix Cohen, J., Mole, N., & Tyrell, K., Food Research Collaboration, Centre for Food Policy, City University. (Kasım 2018). Brexit and pesticides: UK food and agriculture at a crossroads, https://foodresearch.org.uk/publications/brexit-pesticides-crossroads/
xx HM Government. (2018). A Green Future: Our 25 Year Plan to Improve the Environment, 40, https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/693158/25-year-environment-plan.pdf
xxi CropLife International. (Nisan 2014). Integrated Pest Management, 4, https://croplife.org/wp-content/uploads/pdf_files/Integrated-pest-management.pdf
xxii The Voluntary Initiative. (2018). Annual Report 2017-2018. 3. https://voluntaryinitiative.org.uk/media/2223/draft-annual-report-2018.pdf
xxiii Pesticide Usage Survey Statistics (PUS STATS). (2017-2018). 2016 surveys, https://secure.fera.defra.gov.uk/pusstats/surveys/2016surveys.cfm
xxiv Lundgren, P., Friends of the Earth. (Kasım 2018). Cutting Pesticide Use & Promoting Integrated Pest Managemnt in UK Agriculture – A Farmer’s Perspective, 1, https://cdn.friendsoftheearth.uk/sites/default/files/downloads/cutting-pesticide-use-farmers-perspective_1.pdf
xxv Food and Agriculture Organization of the United Nations, Integrated Pest Management (web sitesi), http://www.fao.org/agriculture/crops/thematic-sitemap/theme/pests/ipm/en/
xxvi Polling commissioned by PAN UK and SumOfUs and conducted by GQR Research. (Eylül 2017). https://gqrr.app.box.com/s/0ddbifc853j9k1t1sbjvuc1crvxw8zbc
xxvii Swiss Broadcasting Corporation, SWI swissinfo.ch. (Haziran 2019). Pesticide companies ‘seriously deficient’ on human rights, says UN toxics expert, https://www.swissinfo.ch/eng/health-and-environment_un-expert-urges-phase-out-of-hazardous-pesticides/45040316
xxviii Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF), Pesticide residues in food: results of monitoring programme. https://www.gov.uk/government/collections/pesticide-residues-in-food-results-of-monitoring-programme
xxix Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2018). Annual Report 2017. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/726926/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2017.pdf
xxx Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2019). Annual Report 2018. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/824814/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2018.pdf
xxxi Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2018). Annual Report 2017. 5. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/726926/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2017.pdf
xxxii Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2019). Annual Report 2018. 5. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/824814/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2018.pdf
xxxiii Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2018). Annual Report 2017. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/726926/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2017.pdf
xxxiv Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2019). Annual Report 2018. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/824814/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2018.pdf
xxxv Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2018). Annual Report 2017. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/726926/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2017.pdf
xxxvi Active ingredients listed in 2017 Annual Report of Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF) https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/726926/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2017.pdf. Aktif maddelerin, ilgili sağlık sorunlarını ortaya çıkarmak için, daha sonra şu veritabanlarıyla çapraz kontrolü yapılmıştır: University of Hertfordshire, Pesticide Properties DataBase (PPDB), https://sitem.herts.ac.uk/aeru/ppdb/en/index.htm; PAN North America (PANNA), PAN Pesticide Database, http://www.pesticideinfo.org/.
xxxvii Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2019). Annual Report 2018. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/824814/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2018.pdf
xxxviii Active ingredients listed in 2018 Annual Report of Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF) https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/824814/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2018.pdf. Aktif maddelerin, ilgili sağlık sorunlarını ortaya çıkarmak için, daha sonra şu veritabanlarıyla çapraz kontrolü yapılmıştır: University of Hertfordshire, Pesticide Properties DataBase (PPDB), https://sitem.herts.ac.uk/aeru/ppdb/en/index.htm; PAN North America (PANNA), PAN Pesticide Database, http://www.pesticideinfo.org/.
xxxix David, A., Botias, C., Abdul-Sada, A., Nicholls, E., Rotheray, E. L., Hill, M. E. & Goulson, D. (2016). Widespread contamination of wildflower and bee-collected pollen with complex mixtures of neonicotinoids and fungicides commonly applied to crops. Environmental International,. 88, 169-178. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0160412015301161
xl Peterson, E.M., Wooten, K.J., Subbiah, S., Anderson, T.A., Longing, S. & Smith, P.N. (2017). Agrochemical Mixtures Detected on Wildflowers near Cattle Feed Yards. Environmental Science & Technology Letters, 4:(6) 216-220. https://pubs.acs.org/doi/10.1021/acs.estlett.7b00123
xli Lentola, A., David, A., Abdul-Sada, A., Tapparo, A., Goulson, D. ve Hill, E.M. (2017). Ornamental plants on sale to the public are a significant source of pesticide residues with implications for the health of pollinating insects. Environmental Pollution, 228, 297-304. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0269749117305158
xlii C. Botías, A. David, E.M. Hill, D. Goulson, (2017). Quantifying exposure of wild bumblebees to mixtures of agrochemicals in agricultural and urban landscapes. Environ. Pollut., 222, 73-82. https://doi.org/10.1016/j.envpol.2017.01.001
xliii Tosi, S., Costa, C., Vesco, U., Quaglia, G. & Guido, G. (2018). A 3-year survey of Italian honey bee-collected pollen reveals widespread contamination by agricultural pesticides. Sci. Total Environ. 615, 208–218
xliv Lambert O, Piroux M, Puyo S, Thorin C, L’Hostis M, Wiest L, ve diğerleri. (2013). Widespread Occurrence of Chemical Residues in Beehive Matrices from Apiaries Located in Different Landscapes of Western France. PLOS ONE 8(6): e67007. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0067007
xlv Simon-Delson, N., Martin, G. S., Bruneau, E., Minsart, L., Mouret, C ve Hautier, L. (2014). Honeybee Colony Disorder in crop Areas: The Role of Pesticides and Viruses. PLOS ONE, https://doi.org/10.1371/journal.pone.0103073
xlvi Kiljanek T, Niewiadowska A, Gaweł M, Semeniuk S, Borzęcka M, Posyniak A & Pohorecka K. (2017), Multiple pesticide residues in live and poisoned honeybees – Preliminary exposure assessment. Chemosphere. 175:36-44. doi: 10.1016/j.chemosphere.2017.02.028. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28211333
xlvii Ostiguy, N.; Drummond, F.A.; Aronstein, K.; Eitzer, B.; Ellis, J.D.; Spivak, M.; Shepherd, W.S. (2019) Honey bee exposure to pesticides: A four-year nationwide study. Insects, 10, 13. https://www.mdpi.com/2075-4450/10/1/13
xlviii Pettis JS, Lichtenberg EM, Andree M, Stitzinger J & Rose R, vanEngelsdorp D. (2013). Crop Pollination Exposes Honey Bees to Pesticides Which Alters Their Susceptibility to the Gut Pathogen Nosema ceranae. PLoS ONE 8(7). e70182. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0070182
xlix Hladik ML, Vandever M, Smalling KL (2016) Exposure of native bees foraging in an agricultural landscape to current-use pesticides. Sci Total Environ. 542:469–477 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26520270
l Sanchez-Bayo, F. and Goka, K. (2014). Pesticide residues and Bees – A Risk Assessment. PLOS ONE, 9(4), e94482. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0094482
li Bro, E., Milliot., F., Decors, A. ve Devillers, J. (2015), Quantification of potential exposure of gray partridge (Perdix perdix) to pesticide active substances in farmlands. Science of The Total Environment, (521–522), 315-325 https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0048969715003484
lii Bro, E., Devilliers, J., Millot, F. ve Decors, A. (2016). Residues of plant protection products in grey partridge eggs in French cereal ecosystems. Environmental Science and Pollution research, 23(10), 9559-9573 https://link.springer.com/article/10.1007/s11356-016-6093-7
liii Daniele, G., Lafay, F., Pelosi, C., Fritsch, C. ve Vulliet, E. (2018). Development of a method for the simultaneous determination of multi-class pesticides in earthworms by liquid chromatography coupled to tandem electrospray mass spectrometry. Analytical and Bioanalytical Chemistry, 410:5009–5018 https://doi.org/10.1007/s00216-018-1151-2
liv Silva, V., Mol, H., Zomer, P., Tienstra, M., Ritsema, C. ve Geissen, V. (2019). Pesticide residues in European agricultural soils – A hidden reality unfolded. Science of the Total Environment 653: 1532–1545. https://doi.org/10.1016/j.scitotenv.2018.10.441
lv WECF International, Provincie Gelderland & BUIJS Agro-Services. (2019). An examination of possible relationships between the reduction of meadow birds and the presence of pesticides on livestock farmers in Gelderland (The Netherlands). Summary only in English. http://www.wecf.eu/download/2019/onderzoeksrapport_JB_10_051.pdf
lvi Baas J., vijver, M., Rambohul, J., van ‘t Zelfde, M., Svendsen, C. ve Surgeon, D. (2016). Comparison and evaluation of pesticide monitoring programs using a process-based mixture model. Environ. Toxicol. Chem., 35(12), 3113-3123. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/27183059
lvii Miller, T. H., Tiong Ng, K., Bury, S. T., Bury, S. E., Bury, N., R., & Barron, L. P. (2019). Biomonitoring of pesticides, pharmaceuticals and illicit drugs in a freshwater invertebrate to estimate toxic or effect pressure. Environment International, 129, 595-606. https://doi.org/10.1016/j.envint.2019.04.038
lviii Casado, J., Brigden, K., Santillo, D. and Johnston, P. (2019). Screening of pesticides and veterinary drugs in small streams in the European Union by liquid chromatography high resolution mass spectrometry. Science of the Total Environment, 670, 1204-1225 https://doi.org/10.1016/j.scitotenv.2019.03.207
lix Stehle, A. & Schulz, R. Pesticide authorization in the EU—environment unprotected? Envrion. Sci. Pollut. Res. https://link.springer.com/article/10.1007/s11356-015-5148-5
lx Rizzati, V., Briand, O., Guillou, H., Gamet Payrastre, L. (2016). Effects of pesticide mixtures in human and animal models: an update of the recent literature. Chemico Biological Interactions, 254, 231-246. DOI : 10.1016/j.cbi.2016.06.003. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/27312199
lxi Hernández, A.F., Parrón, T., Tsatsakis, A.M., Requena, M.E., Alarcón, R.I., & López-Guarnido, O. (2013). Toxic effects of pesticide mixtures at a molecular level: their relevance to human health. Toxicology, 307, 136-45.
lxii Silins, I., & Högberg, J. (2011). Combined toxic exposures and human health: biomarkers of exposure and effect. International journal of environmental research and public health, 8(3), 629647. https://doi.org/10.3390/ijerph8030629
lxiii Payne, J., Scholze, M., & Kortenkamp, A. (2001). Mixtures of Four Organochlorines Enhance Human Breast Cancer Cell Proliferation. Environmental Health Perspectives, 109(4), 391-397. doi:10.2307/3454899
lxiv Seeger B, Klawonn F, Nguema Bekale B, Steinberg P (2016) Mixture Effects of Estrogenic Pesticides at the Human Estrogen Receptor α and β. PLoS ONE 11(1): e0147490. https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0147490
lxv Rivero J., Henríquez-Hernández L.A., Luzardo O.P., Pestano J., Zumbado M., Boada L.D., Valerón P.F. (2016). Differential gene expression pattern in human mammary epithelial cells induced by realistic organochlorine mixtures described in healthy women and in women diagnosed with breast cancer. Toxicology Letters. 246. 10.1016/j.toxlet.2016.02.003. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26853153
lxvi Dongjun, Fu & Li, Ping & Song, Jian & Zhang, Saiyang & Xie, Han-Zhong. (2018). Mechanisms of synergistic neurotoxicity induced by two high risk pesticide residues – Chlorpyrifos and Carbofuran via oxidative stress. Toxicology in Vitro. 54. 10.1016/j.tiv.2018.10.016. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30385350
lxvii Graillot, V., Takakura, N., Hegarat, L.L., Fessard, V., Audebert, M., Cravedi, JP. (2012) Genotoxicity of pesticide mixtures present in the diet of the French population. Environ Mol Mutagen. Apr;53(3):173-84. doi: 10.1002/em.21676. https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/em.21676
lxviii Docea, A.O., Gofiţă, E., Goumenou, M., Calina, D., Rogoveanu, O.C., Varut, M., Olaru, C., Kerasioti, E., Fountoucidou, P., Taitzoglou, I.A., Zlatian, O.M., Rakitskii, V.N., Hernandez, A.F., Kouretas, D., & Tsatsakis, A.M. (2018). Six months exposure to a real life mixture of 13 chemicals’ below individual NOAELs induced non monotonic sex-dependent biochemical and redox status changes in rats. Food and chemical toxicology : an international journal published for the British Industrial Biological Research Association, 115, 470-481 .
lxix Lukowicz, C., Ellero – Simatos, S., Regnier, M., Polizzi, A., Lasserre, F., Montagner, A., Lippi, Y., Jamin, E., Martin, J.-F., Naylies, C., Canlet, C., Debrauwer, L., Bertrand-Michel, J., Al Saati, T., Théodorou, V., Loiseau, N., Lakhal, L., Guillou, H., Payrastre, L. (2018). Metabolic effects of a chronic dietary exposure to a low-dose oesticide cocktail in mice: Sexual dimorphism and role of the constitutive androstane receptor. Environmental Health Perspectives, 126 (6), 18 p. , DOI : 10.1289/EHP2877. https://ehp.niehs.nih.gov/doi/full/10.1289/EHP2877
lxx Hass, U., Christiansen, S., Petersen, M. A., Scholze, M., & Boberg, J. (2017). Combined exposure to low doses of pesticides causes decreased birth weights in rats. Reproductive Toxicology, 72, 97-105. https://doi.org/10.1016/j.reprotox.2017.05.004
lxxi Pandey S.P., Mohanty B. (2017) Disruption of the hypothalamic-pituitary-thyroid axis on co-exposures to dithiocarbamate and neonicotinoid pesticides: Study in a wildlife bird, Amandava amandava. Neurotoxicology. May;60:16-22. doi: 10.1016/j. neuro.2017.02.010. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28237669
lxxii Tosi S., Nieh J.C. (2019) Lethal and sublethal synergistic effects of a new systemic pesticide, flupyradifurone (SivantoÒ), on honeybees. Proc. R. Soc. B 286: 20190433. http://dx.doi.org/10.1098/rspb.2019.0433
lxxiii Yang G., Chen C., Wang Y., Peng Q., Zhao H., Guo D., Wang Q., Qian Y. (2017) Mixture toxicity of four commonly used pesticides at different effect levels to the epigeic earthworm, Eisenia fetida. Ecotoxicol Environ Saf. Aug;142:29-39. doi: 10.1016/j.ecoenv.2017.03.037. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28384501
lxxiv Gandar, A., Laffaille, Marty Gasset, N., Viala, D., Molette, C., Jean (2017). Proteome response of fish under multiple stress exposure: Effects of pesticide mixtures and temperature increase. Aquatic Toxicology, 184, 61-77. , DOI : 10.1016/j. aquatox.2017.01.004. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28109940
lxxv Laetz, C.A., Baldwin, D.H., Collier, T.K., Hebert, V.R., Stark, J.D., & Scholz, N.L. (2009). The Synergistic Toxicity of Pesticide Mixtures: Implications for Risk Assessment and the Conservation of Endangered Pacific Salmon. Environmental health perspectives. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19337507
lxxvi Banke Nørgaard, Katrine & Cedergreen, Nina. (2010). Pesticide Cocktails Can Interact Synergistically on Aquatic Crustaceans. Environmental science and pollution research international. 17. 957-67. 10.1007/s11356-009-0284-4. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20077025
lxxvii Moore, M.N., Wedderburn, R.J., Clarke, K.R., McFadzen, I.R., Lowe, D.M., & Readman, J.W. (2018). Emergent synergistic lysosomal toxicity of chemical mixtures in molluscan blood cells (hemocytes). Environmental pollution, 235, 1006-1014. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/29751396
lxxviii Goulson, D., Thompson, J. & Croombs, A. (2018) ‘Rapid rise in the toxic load for bees revealed by analysis of pesticide use in Great Bitain’, PeerJ 6:e5255 https://doi.org/10.7717/peerj.5255
lxxix Changes in number of treatments between most recent and historic FERA Pesticide Usage Survey Reports https://secure.fera.defra.gov.uk/pusstats/surveys/
lxxx Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2018). Annual Report 2017. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/726926/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2017.pdf
lxxxi Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). (2019). Annual Report 2018. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/824814/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2018.pdf
lxxxii Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin gıdalar ile bitkisel ve hayvansal yemlerin içndeki ve üzerindeki azami kalıntı seviyesine dair, 91/414/EC Sayılı Konsey Direktifi’ni yeniden düzenleyen (EC) No 396/2005 Sayılı kararı. (23 Şubat 2005). https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=CELEX:32005R0396&from=EN
lxxxiii Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). https://www.gov.uk/government/groups/expert-committee-on-pesticide-residues-in-food-prif#results-of-monitoring-programme
lxxxiv Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF). Pesticide residues in food: results of monitoring programme. https://www.gov.uk/government/collections/pesticide-residues-in-food-results-of-monitoring-programme
lxxxv Avrupa Komisyonu web sitesi. Azami Kalıntı Seviyeleri. https://ec.europa.eu/food/plant/pesticides/max_residue_levels_en
lxxxvi BK Sağlık ve Güvenlik Yönetimi (HSE) web sitesi. AB Azami Kalıntı Seviyeleri Temel Kılavuzu. http://www.hse.gov.uk/pesticides/topics/reducing-environmental-impact/maximum-residue-levels/mrls-basic-guidance.htm; Avrupa Komisyonu web sitesi. AB’nin AKS düzenlemeleri. https://ec.europa.eu/food/plant/pesticides/max_residue_levels/eu_rules_en
lxxxvii Committee on Toxicity of Chemicals in Food, Consumer Products and the Environment. (2002). Risk Assessment of Mixtures of Pesticides and Similar Substances. https://cot.food.gov.uk/sites/default/files/cot/reportindexed.pdf
lxxxviii European Commission. Cumulative Risk Assessment – State of play on the assessment of risks caused by the presence of multiple pesticide residues in food. https://ec.europa.eu/food/plant/pesticides/max_residue_levels/cumulative_risk_en
lxxxix Milner, A., & Boyd, I., (Eylül 2017). Science, Cilt. 357, Sayı 6357, s. 1232-1234. Toward Pesticidovigilance – Can lessons from pharmaceutical monitoring help to improve pesticide regulation?. https://science.sciencemag.org/content/357/6357/1232
xc Sánchez-Bayo, F. & Wyckhuys, K., (April 2019). Worldwide decline of the entomofauna: A review of its drivers. Biological Conservation, Volume 232, 8-27, https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0006320718313636
xci Heinz – R. Köhler & Rita Triebskorn. (2013) Wildlife Ecotoxicology of Pesticides: Can We Track Effects to the Population Level and Beyond? Science 341, 759-765. https://pdfs.semanticscholar.org/d820/bf824c009336c6956ab6a47d31fe73a2b26d.pdf
xcii Centre for Ecology and Hydrology. CEH Land Cover®plus Fertilisers and CEH Land Cover® plus Pesticides. https://www.ceh.ac.uk/services/ceh-land-cover-plus-products-fertilisers-pesticides
xciii Milner, A., & Boyd, I., (Eylül 2017). Science, Cilt. 357, Sayı 6357, s. 1232-1234. Toward Pesticidovigilance – Can lessons from pharmaceutical monitoring help to improve pesticide regulation?. https://science.sciencemag.org/content/357/6357/1232
xciv Euro Mix Project website. A tiered strategy for assessment of mixtures of various chemicals. https://www.euromixproject.eu/
xcv European Commission, EU Science Hub. Assessment of Mixtures – Review of Regulatory Requirements and Guidance. https://ec.europa.eu/jrc/en/publication/eur-scientific-and-technical-research-reports/assessment-mixtures-review-regulatory-requirements-and-guidance
xcvi OECD (2018), Considerations for Assessing the Risks of Combined Exposure to Multiple Chemicals, Series on Testing and Assessment No. 296, Environment, Health and Safety Division, Environment Directorate. http://www.oecd.org/chemicalsafety/risk-assessment/considerations-for-assessing-the-risks-of-combined-exposure-to-multiple-chemicals.pdf
xcvii Kienzler, A., Bopp, S.K., Linden, S.C., Berggren, E., & Worth, A.P. (2016). Regulatory assessment of chemical mixtures: Requirements, current approaches and future perspectives. Regulatory toxicology and pharmacology: RTP, 80, 321-34. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0273230016301337
xcviii European Commission. (2018). Something from nothing? Ensuring the safety of chemical mixtures. https://ec.europa.eu/jrc/en/publication/something-nothing-ensuring-safety-chemical-mixtures
xcix Stephanie K. Bopp, Aude Kienzler, Andrea-Nicole Richarz, Sander C. van der Linden, Alicia Paini, Nikolaos Parissis & Andrew P. Worth (2019): Regulatory assessment and risk management of chemical mixtures: challenges and ways forward, Critical Reviews in Toxicology, https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/10408444.2019.1579169
c European Commission. (2015). Scientific methodologies for the assessment of combined effects of chemicals – a survey and literature review. https://ec.europa.eu/jrc/en/publication/scientific-methodologies-assessment-combined-effects-chemicals-survey-and-literature-review
ci Euro Mix Project. A tiered strategy for assessment of mixtures of various chemicals. https://www.euromixproject.eu/
cii European Commission Funded Research Project. EDC-MixRisk. https://edcmixrisk.ki.se/aboutedcmixrisk/
ciii ADAS. (Ekim 2018). First cases of evolving glyphosate resistance in UK sterile brome https://www.adas.uk/News/first-cases-of-evolving-glyphosate-resistance-in-uk-sterile-brome