Sivil Toplum Diyaloğu Programı Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakerelerinin temelini oluşturan Müzakere Çerçeve Belgesi ile ‘Sivil Toplum Diyaloğu’, Kopenhag siyasi kriterleri ve AB müktesebatı temelinde yürütülen müzakere sürecinin çok önemli bir parçası olarak kabul edildi. Sivil Toplum Diyaloğu, Türkiye ile AB arasında var olan önyargıları ve şüpheleri ortadan kaldırarak, sosyal ve kültürel diyaloğun güçlendirilmesi ve Türkiye’nin Avrupa’ya toplumsal entegrasyonunun sağlanması yolunda önemli bir adım olarak öne çıktı.
Avrupa Komisyonu, 2005 yılında yayımladığı “AB ve Aday Ülkeler Arasında Sivil Toplum Diyaloğu” Tebliği ile üye ve aday ülke toplumları arasında AB kurumlarının da dâhil olacağı, güçlü, derin ve sürekli bir diyaloğu destekleyeceğini belirtti. Bu stratejiyle AB; vatandaşlarını, aday ülkelerin farklı kültürleri, siyasi ve ekonomik sistemleriyle tanıştırarak, karşılıklı anlayış ve bilgi alışverişinin sağlanmasını, böylelikle yeni üyeliklerle ortaya çıkabilecek fırsat ve zorluklar hakkında toplumların daha önceden bilgi sahibi olmalarını hedefliyor. AB’nin mali desteği ile uygulanan Türkiye ve AB Arasında Sivil Toplum Diyaloğu Programı, Avrupa Birliği Başkanlığı (o tarihlerde Avrupa Birliği Genel Sekreterliği) tarafından 2006 yılında, Türkiye ve AB üyesi ülkelerden sivil toplum kuruluşlarını (STK’lar) ortak bir konu etrafında bir araya getirecek, toplumların birbirini tanımaları, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmaları ve kalıcı diyalog kurmalarını sağlayacak bir platform olarak tasarlandı. 10 yılı aşkın süredir yürütülmekte olan programın ilk uygulamasına 2008 yılında başlandı.
BEŞİNCİ DÖNEM (2019-2020)
IPA’nın 2014-2020 yıllarını kapsayan ikinci döneminde hayata geçirilen Türkiye ve AB arasında Sivil Toplum Diyaloğu V (CSD-V) kapsamında Türkiye’den ve AB üyesi/AB’ye aday ülkelerden STK’ların ortaklaşa uygulayacakları 40 diyalog projesine toplam 7 milyon avro destek sağlandı. Hibe alan projeler diyalog geliştirme ve iş birliği temalarına odaklanmakla birlikte engelliler, yaşlılar, mülteciler gibi dezavantajlı gruplara yönelik sosyal konularda da çalışmalar yapıyor. Projeler toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim, sağlık, tarım, gıda ve çevre gibi alanlarda uygulanıyor. Projelerin koordinatör faydalanıcılarının 32’si Türkiye’den, 7’si AB üyesi ülkelerden ve 1’i aday ülke statüsünde bulunan Bosna Hersek’ten. (4’ü İtalya, 2’si Yunanistan, 1’i Polonya ve 1’i Bosna-Hersek). Hibe programı kapsamındaki projelerde koordinatör faydalanıcı veya eş-faydalanıcı olmak üzere aşağıdaki ülkelerden STK’lar katılıyor.