Beyin gelişimine zarar verdiği kanıtlanan klorpirifos ve klorpirifos-metil etken maddelerini içeren pestisitler, 6 Aralık’ta gerçekleşen Avrupa Birliği Bitki, Hayvan, Gıda ve Yem Komisyonu’nun toplantısında yasaklandı.
Klorpirifos Avrupa’da en çok kullanılan pestisitler arasında yer alıyor ve kalıntıları sıklıkla meyve, sebze, tahıl, süt ürünleri ile içme suyunda bulunuyor. Klorpirifos’a düşük miktarda maruz kalınması bile sağlık açısından tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor ve bu açıdan özellikle bebekler ve çocuklar daha büyük risk altında. Klorpirifosa yaşamın erken dönemlerinde maruz kalmanın çocuklarda otizm riskinin çoğalması, çalışma hafızasının kaybı ve IQ düşüklüğü gibi beyin gelişimi bozukluklarına yol açtığı tespit edilmiş durumda. Çocukların özellikle risk altında olmalarının nedeni beyin gelişimlerinin devam ediyor oluşu. Pek çok çalışmada klorpirifosun endokrin bozucu bir kimyasal olduğu ve bununla birlikte metabolik bozukluklarla, göğüs ve bağırsak kanseriyle, erkeklerde görülen kısırlıkla ilişkili olduğu ortaya kondu.
Avrupa’da klorpirifos etken maddesinin her iki formunun birden yasaklanması çevre ve sağlık gruplarında ayakta alkışlandı. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin Zehirsiz Sofralar Projesi’nde yürütücü ortaklardan biri olan Avrupa Pestisit Eylem Ağı (PAN Europe) bir süredir bu iki pestisitin yasaklanması için imza kampanyası yürütüyordu. 220 bin kişinin imzalayarak destek verdiği kampanyanın başarıya ulaşmasının ardından Avrupa Pestisit Eylem Ağı’ndan Angeliki Lyssimachou komisyonu, insan sağlığını ve gelecek nesillleri, şirketlerin karlılığının üzerinde tuttukları için tebrik ettiklerini açıkladı. Angeliki konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Avrupa Komisyonu’nun bu yasaklamayı önermesinin nedeni, klorpirifos içeren insektisitlerin çocukların beyinlerinde toksik etkilere yol açtığını gösteren çok sayıda kanıt olmasıdır. Üye ülkelerin bu öneriyi kabul etmemeleri, Avrupa vatandaşları için tam bir hayal kırıklığı olurdu.”
Peki ya Türkiye?
Klorpirifos ve klorpirifos-metilin canlılar üzerindeki yıkıcı etkisi artık tartışma götürmez durumda. Danimarka Çevre Bakanlığı için 2016’da yapılan bir çalışmada, 10 çocuktan dokuzunun ve annelerinin idrarında klorpirifos bulunmuş. Araştırmacılar, klorpirifos ile DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) arasında muhtemel bir bağlantı olduğunu belirtiyor. Kaliforniya’da yapılan yeni bir çalışma ise, doğum öncesi ve bebeklik dönemlerinde klorpirifosa maruz kalan çocuklarda, otizm ve erken beyin hasarı riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Eğer anne, pestisit uygulaması yapılan bir tarlanın yakınlarında yaşıyorsa bile, çocukta beyin hasarı oluşma riskinin artacağı iddia ediliyor. Türkiye’de klorpirifos 2016 yılında belli ürün grupları ( elma, armut, şeftali, bağ, patates, domates, biber, patlıcan) için yasaklandı, ancak bu grup dışında kullanımı halen serbest. Hatta ihraç edilmek istenen ama kalıntı çıktığı için geri gönderilen ürünlere baktığımızda, bu yasaklı kategorilerde de halen kullanılabildiği anlaşılıyor. Klorpirifos-metil içinse Türkiye’de herhangi bir sınırlama bulunmuyor.
Avrupa Birliği’nde alınan yasaklama kararını değerlendiren Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık, bu kararın sevindirici olduğunu, aynı iradenin Türkiye’de de gösterilmesi gerektiğini belirtti. Şık’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle: “AB’de klorpirifos ve klorpirifos-metil etken maddelerini içeren tarım zehirlerinin kullanımına son verilmesi kararı sevinç vericidir. Her iki etken madde de insan sağlığı için zararlı olduğu ama özellikle de bebek ve çocuklarda hormonal sistem bozucu etkilere yol açtığı ve nörolojik gelişimi olumsuz etkilediği için uzun süredir eleştirilerin odağında yer alıyordu. Bu etken maddeler sadece insan sağlığı için değil doğal hayattaki arılar başta olmak üzere çeşitli böcek türleri için de ciddi bir tehdit olarak görülmekteydi. Bu etken maddeler ülkemiz tarımında arpa, ayva, patlıcan, biber, domates, üzüm ürünlerinde halen kullanımda. AB’de alınan kararın ülkemizde de alınması ve yüksek derecede toksik etkili bu pestisitlerin kullanımının sonlandırılması ve bu etken maddeleri içeren ticari pestisit ürünlerinin piyasadan toplatılması gerekiyor.”
Türk Tabipler Birliği Halk Sağlığı Kolu Başkanı Nilay Etiler, klorpirifosun Türkiye’de en çok kullanılan tarım zehirlerinden biri olduğunu ve en çok çocukları olumsuz etkilediğini söyledi. Etiler konuyla ilgili şunları söyledi: “Avrupa’da klorpirifosun kullanımının yasaklanması toplum sağlığı adına iyi bir gelişmedir. Günümüzde nedenini bulamadığımız pek çok hastalığın, kronik kimyasal zehirlenmeye bağlı olduğunu biliyoruz. Bunların başında gıdalardaki tarım ilacı kirliliği gelmektedir. Bir süreden beri sağlık üzerine etkileri bilinen klorprifos, ülkemizde de halen en çok kullanılan tarım ilaçlarından biridir. Endokrin sistemi bozucu etkileri, sinir sistemi ve kas-iskelet sistemi üzerine etkileri olan bu madde tüm toplumu etkiliyor ama en çok çocukları etkiliyor. Çocuklarda nörolojik gelişmeyi etkileyerek otizm vb diğer sorunları ortaya çıkarıyor. Umarız ki kısa süre içinde Türkiye’de de kullanımı yasaklanır.”
Tüm canlılar için #ZehirsizSofralar
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Koordinasyon Kurulu Üyesi Oya Ayman, Avrupa’da klorpirifos ve klorpirifos-metilin yasaklanma kararı ile ilgili olarak; bu iki etken maddenin ve onlar gibi, zararları kanıtlanmış olan 13 tarım zehirinin (difenacoum, ethoprophos, cyfluthrin, beta-cyfluthrin, zeta-cypermethrin, fenamiphos, formetanate X formetanate hydrochloride, methiocarb, methomyl, tefluthrin, zinc phosphide, glyphosate, malathion) Türkiye’de yasaklanması ve bu tür pestisitlerin doğa dostu alternatiflerinin yaygınlaştırılması için, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir an önce harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
Söz konusu pestisitlerin yasaklanması için Zehirsiz Sofralar Projesi kapsamında 100’e yakın kurum ve inisiyatifin oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı tarafından yürütülen kampanya, 80 bin imzaya ulaşmış durumda. Zehirsiz kampanyada bu 13 pestisitin yanı sıra, 2030 yılına kadar pestisitlerin tamamının yasaklanması, doğa dostu alternatifleri için somut adımlar atılması, pestisitlerle ilgili denetimlerin artırılması ve bu denetimlerin sonuçları ile ilgili şeffaflık talep ediliyor.
Zehirsiz Sofralar Projesi pestisitlerin zararları konusunda farkındalık yaratmak ve Türkiye’deki pestisit kullanımını azaltmak amacıyla Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ve Avrupa Pestisit Eylem Ağı (PAN Europe) tarafından yürütülmekte ve Avrupa Birliği tarafından Sivil Toplum Diyaloğu V Programı kapsamında desteklenmektedir.