Düşündüren Gıdalar

Okullarda Meyve ve Sebze Programı’nda Pestisit Kalıntıları

Yönetici Özeti1

‘‘Mevcut araştırmalar, özellikle hamile kadınlar ve çocukların, pestisit kalıntılarına beslenme yoluyla mümkün olduğunca maruz kalmaması gerektiğini vurgularken, meyve ve sebze tüketimi de azalmamalıdır.’’i

Avrupa Parlamentosu Raporu, Aralık 2016

İngiltere’deki çocuklar, Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü Okullarda Meyve ve Sebze Programı (OMSP) aracılığıyla tükettikleri taze gıdalar vasıtasıyla, çeşitli pestisitlerden oluşan bir kalıntı kokteyline maruz kalmaktadır. Bu pestisitlerin insan sağlığına, özellikle de bu etkilere karşı hassas olan küçük çocukların sağlığına zarar verdiği, iyi bilinmektedir.

Program aracılığıyla çocuklara tedarik edilen ürünlerde, muadillerine kıyasla daha fazla pestisit kalıntısı bulunmaktadır. Örneğin, 2015’te, okullarda dağıtılan OMSP elmalarının yüzde doksanında çoklu pestisit kalıntıları tespit edilmiştir. Oysa, süpermarket raflarındaki konvansiyonel elmalar için bu rakam yüzde altmışın biraz altındadır.

Böyle olması gerekmez. Her bir çocuk için gün başına yalnızca 1 p. daha fazla ödeyerek (ç.n.: 1 penny: şu anda yaklaşık 8 kuruşa denk gelen İngiliz bozuk para birimi), program kapsamındaki tüm ürünler, organik çiftçilerden temin edilebilir. Böylece, hem çocukların sağlığı daha iyi korunur, hem de İngiliz organik çiftçilik sektörü desteklenir.

PAN UK’in bu çalışmayı yayınlama amacı, panik yaratamak değildir. Daha ziyade halka, özellikle de ebeveynlere, bilinçli kararlar almalarına yardım edecek bilgiler sunmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca, ebeveynlerin ve endişeli vatandaşların bu bilgiyi kullanarak, çocukları pestisitlerden daha iyi koruması için Birleşik Krallık hükümetine baskı yapmasını da teşvik ediyoruz.

2004 yılında İngiltere çapında başlayan OMSP, yaklaşık 2.3 milyon çocuğa ulaşmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından finanse edilmekte, dört ile altı yaş arasındaki her çocuğa, eğitim yılı boyunca her gün bir adet meyve veya sebze ürünü sağlamak için, yılda 40 milyon £ harcamaktadır. PAN UK, programın şüphe götürmez iyi niyetini ve çocuklara daha sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırma hedefini desteklemekle beraber, bu ürünlerdeki pestisit kalıntılarına ilişkin endişelerini de dile getirmektedir.

PAN UK, 2005-2016 yılları arasında OMSP ile dağıtılan ürünlerdeki pestisit kalıntılarını test eden hükümet çalışmalarının sonuçlarını analiz etmiştir. Bir pestisit kalıntısı, gıdamızın üzerinde veya içinde saptanabilir düzeyde bulunan herhangi bir pestisitin kalıntısıdır. Pestisitlerin çoğu sistemik olduğundan, bu kalıntılar ürünün bünyesine geçer ve yıkamakla temizlenmez.

Toplamda tespit ettiğimiz 123 farklı pestisitin 43 tanesi, endokrin (hormon) sistemi bozucu şüphesi taşımaktadır. ‘‘Büyük olasılıkla kanserojen’’ sınıfındaki gelişimsel bir toksin olan imazalil, en sık karşılaştığımız pestisittir. Tüm numunelerin beşte birinde görülen, ikinci en yaygın pestisit ise, Birleşik Krallık’ta neredeyse hiç bir kullanım izni olmayan, klorpirifos’tur. Bu maddenin, çocukların bilişsel gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri, iyi bilinmektedir.

Hükümetin test ettiği 2.238 numunenin üçte ikisinde çoklu pestisit kalıntıları bulunmaktaydı ve her bir numunede çok sayıda farklı kalıntı saptandı. Örneğin, 2016 yılından bir elma numunesinde, 11 farklı pestisit bulundu. Bu maddelerin birbirleriyle etkileşme ihtimali yüksek olsa da, pestisitlere toplu olarak maruz kalma etkileri üzerine çok az araştırma yürütülmektedir. Azami Kalıntı Seviyeleri, yani insan sağlığını etkilemeyeceği düşünülen yasal düzeyler, bu pestisitler için ayrı ayrı belirlenmektedir. Gerçekte ise, çocuklarımızın günbegün maruz kaldığı kimyasal çeşitliliğinin etkileri hakkında çok az şey biliyoruz.

Çocukların bu pestisit etkilerine karşı en hassas gruplardan biri olduğunu gösteren kanıtlar da artmaktadır. Pestisitlere maruz kalmak, çocukların henüz biçimlenmekte olan bedenlerindeki bazı organların gelişimine müdahale edebilmektedir. Çocukların, bedenlerine giren toksinleri parçalama kapasitesi, yetişkinler kadar iyi gelişmemiştir. Öğrenme bozuklukları, ciddi dikkat eksikliği bozukluğu, bilişsel ve beyin gelişim sorunları ile ilişkilendirilen endokrin sistemi bozucu kimyasallar ise, çocuk sağlığında ayrıca endişe yaratmaktadır.

Gıda kalıntıları yüzünden çoklu pestisitlere maruz kalmanın, çocuk sağlığı üzerindeki bilinmeyen etkileri nedeniyle, ihtiyatlı bir yaklaşım izlenmelidir. Ama bunun yerine çocuklarımıza, genelde süpermarketlerde bulunanlardan daha fazla pestisit kalıntısı içeren gıdalar vermekteyiz. Bu yaklaşımın acilen değişmesi gerekir. Bu pestisitlerin herhangi bir zararı olmadığını büyük bir kesinlikle söyleyebildiğimiz güne kadar, çocuklarımızı bunlara gereksiz yere maruz bırakmamalıyız.

PAN UK’in, pestisitleri gündemine alması için yıllardır çaba gösterdiği Sağlık Bakanlığı, bunların olumsuz sağlık etkilerini azaltmakta önemli bir oynayacaktır. Her şeyden önce, OMSP aracılığıyla tedarik edilen ürünlerin tümünü organik çiftçilerden temin etmek, veya üreticilerin pestisit kullanımını azaltmasına yönelik somut, kararlı adımlar görmetk istiyoruz.

Yaklaşan Brexit ile birlikte, Birleşik Krallık’ın bir seçim şansı var. Pestisit standartlarımızı düşürebilir, böylece zararlı kimyasallara maruz kalma potansiyelimizi artırabilir, veya Brexit’i pestisitlerden uzaklaşmak ve İngiliz organik çiftçiliğini desteklemek için bir fırsat olarak değerlendirebiliriz. Bu, insan sağlığını daha iyi koruyan ve gerçek anlamda sürdürülebilir bir tarım sektörünün gelişmesine katkıda bulunacaktır.

Anahtar Bulgular2

OMSP aracılığıyla çocuklara dağıtılan, ve bu nedenle hükümet tarafından pestisit kalıntı analizi yapılmış gıdalar, şunlardır: elma, muz, havuç, salatalık, mango, kavun, armut, ananas, kuru üzüm, narenciye (mandalina, satsuma), çilek, bezelye ve domates.

PAN UK, 2005 ile 2016 yılları boyunca OMSP ile çocuklara verilen 13 meyve ve sebzenin 9’unu analiz eden hükümet çalışmalarını incelemiştir. Salatalık, mango, kavun ve ananas sonuçları ele alınmamıştır, çünkü hükümet tarafından analiz edilen numune miktarı, güvenilir bir sonuç çıkarılamayacak kadar azdır. Bulgularımız şöyle derleyebiliriz:

  • OMSP kapsamındaki tüm meyve ve sebzelerden, toplam 2.238 numune analiz edilmiştir ve bunların;
    • %84’ü, bir adet kalıntı için pozitif
    • %66’sı, çoklu kalıntı için pozitif çıkmıştır.

  • 2015 tarihli hükümet verilerine göre, OMSP ile dağıtılan gıdalar, süpermarketlerde satılan muadillerinden genelde daha fazla pestisit kalıntısı içermektedir. Örneğin;
    • OMSP ile dağıtılan elmaların %97.5’i, bir adet pestisit kalıntısı içermekteyken, bu rakam OMSP kapsamında olmayan elmalar için %67.71 idi. Aynı şekilde, OMSP elmalarının %90’ında çoklu kalıntı tespit edilmişken, diğer elmalarda bu rakam %59.38 idi.
    • OSMP ile dağıtılan kuru üzümlerin %100’ünde çoklu kalıntı saptanmıştır, ama OMSP kapsamında tedarik edilmeyen kuru üzümlerde bu rakam %63.27’dir.
  • Kuru üzümler, %100 çoklu kalıntı oranıyla, en başarısız sonuçları almıştır.
  • Narenciye, armut, çilek ve kuru üzümlerin tümünde, %85 üzeri çoklu kalıntı saptanmıştır.
  • 123 farklı pestisit kalıntısı tespit edilmiştir (bu pestisitlerin bazıları, aşağıda tanımlanan sınıfların iki veya daha fazlasına dâhildir);
  • 62 insektisit, 50 fungisit, 5 herbisit, 4 böcek büyüme düzenleyici, 4 bitki büyüme düzenleyici, 2 mikrobiosit.
  • Çocukların bilişsel gelişimini olumsuz etkilediği bilinen 9 organik fosforlu insektisit.
  • 24 adet ‘‘bilinen kanserojen’’, 2 adet ‘‘büyük olasılıkla kanserojen’’, 26 adet ‘‘olası kanserojen’’.
  • Hormon sistemlerine müdahale ederek, kanserli tümörler, doğum kusurları ve diğer gelişim bozukluklarına yol açabilen, 43 adet şüpheli endokrin sistemi bozucu.
  • Sinir sistemi ve sinir dokularını olumsuz etkileyen 25 nörotoksin.
  • Yetişkinlerde cinsel işlev ve doğurganlık sorunları yaratan 15 adet gelişimsel veya üreme sistemi toksini.
  • Şu kriterlerin bir veya birden fazlasını karşılayan, 62 adet PAN Yüksek Düzeyde Zararlı Pestisit: yüksek akut toksisite, kronik maruz kalma koşullarında uzun vadeli toksik etkiler, yüksek düzeyde çevresel kaygı, yüksek oranda ciddi veya geri döndürülemez etkiler.
  • En sık karşılaşılan pestisit, numunelerin %32’sinde (725 adet) saptanan imazalildir.Büyük olasılıkla insanlara kanserojen ve bir gelişimsel toksindir. (İmazalil hakkında detaylı bilgi için bkz. Sayfa 15)
  • Birleşik Krallık’ta neredeyse tüm kullanımları yasak olan klorpirifos, numunelerin %20’sinde (450 adet) ortaya çıkarak, ikinci sırayı almıştır. Şüpheli bir endokrin sistemi bozucu ve nörotoksindir. Üç yaşına kadar çocuklarda psikomotor ve zihinsel gelişimlerin gecikmesiyle, yedi yaşa kadar çocuklarda zayıf hafıza ve düşük IQ ile, okul yaşındaki çocukların ise beyninde yapısal değişimler ile ilişkilendirilmektedir. Klorpirifos hakkında detaylı bilgi için bkz. Sayfa 10)
  • Ayrı ayrı numunelerde, çok sayıda farklı pestisit kalıntıları tespit edilmiştir. Bu, endişe vericidir, çünkü bu çoklu maddelerin birbirleriyle bir şekilde etkileştiği bilinse de, pestisitlere maruz kalmanın bileşik veya ‘‘kokteyl’’ etkilerine dair çok az araştırma yürütülmüştür. Saptadığımız çoklu kalıntılara örnek olarak şunları verebiliriz;
    • 2015 ilkbaharına ait bir kuru üzüm numunesi, 13 farklı pestisit içermektedir (Türkiye menşeli).
    • 2016 ilkbaharına ait bir elma numunesi, 11 farklı pestisit içermektedir (Portekiz menşeli).
    • 2016 ilkbaharına ait bir armut numunesi, 9 farklı pestisit içermektedir (Portekiz menşeli).
  • Tedarik edilen veya analiz edilen gıdaların hiçbiri organik değildir.

Organik meyve ve sebzelere geçmek, OMSP ile dağıtılan ürünleri tüketen 4-6 yaş çocuklarda pestisit kalıntılarına maruz kalmayı ciddi oranda düşürecektir.

PAN UK, ihtiyatlılık yaklaşımı uygulayarak, OMSP ile dağıtılan temel ürünlerde organiğe geçmenin, Sağlık Bakanlığı’na maliyetini hesaplamıştır. Bu hesaba göre, 5.6 milyon £ ek harcama ile, yani çocuk başına günlük fazladan 1 p. (8 kuruş) ile, bu başarılabilir. Maliyetler hakkında detaylı bilgi için bkz. Sayfa 14.

Öneriler

Birleşik Krallık hükümeti ne yapmalı?

Sağlık Bakanlığı:

  • Tüm OMSP ürünlerini, organik ve Fairtrade dâhil, asgari düzeyde pestisit kullanan çiftçilerden tedarik etmelidir.
  • OMSP kapsamında dağıtılan ürünlerden, Birleşik Krallık’ta yetiştirilebilenlerin tamamını, İngiliz organik çiftçilerinden temin etmelidir. OMSP’nin mevsimsel beslenme ilkesini korumalıdır.
  • Düşük dozda pestisitlere maruz kalmanın bileşik etkilerini, özellikle çocuklar üzerinde yapılacak araştırmaları finanse etmeli ve yürütmelidir.
  • Avrupa Birliği’nden çıktıktan sonra, özellikle çocuklara ve diğer hassas gruplara odaklanarak, gıdalardaki pestisit kalıntılarının insan sağlığı üzerindeki etkilerini izleyecek sistemler oluşturmalıdır.

Avam Kamarası Sağlık Komitesi:

  • Sağlık Bakanlığı’nın, pestisitlerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini daha iyi anlamak ve azaltmak için neden girişimde bulunmadığına yönelik soru önergesi vermelidir.

Çevre, Tarım ve Kırsal İşler Bakanlığı (DEFRA):

  • Meyve ve sebzelerin depolanma ve nakliye süreci için, fungisit kullanımına alternatifler geliştirecek araştırmalara öncülük etmeli, özellikle de kanserojenler, endokrin sistemi bozucular ve nörotoksinlerin yasaklanmasına öncelik vermelidir.
  • AB’den ayrıldıktan sonra, Birleşik Krallık tarım sektöründe genel pestisit kullanımını azaltmaya yönelik maddi ve teknik destek vermelidir.
  • AB’den ayrıldıktan sonra, İngiliz organik sektörünü daha iyi desteklemelidir.

Okullar ne yapmalı?

  • OMSP katılımını devam ettirmelidir.
  • OMSP’nin organiğe geçmesi için Sağlık Bakanlığı’nda kulis faaliyetleri yürütmelidir.
  • Diğer yerel okullarla bir araya gelerek, Sağlık Bakanlığı’na baskı yapmalıdır.

Ebeveynler ne yapmalı?

  • Çocuklarının, OMSP ile verilen gıdaları tüketmeye devam etmesini sağlamalıdır.
  • Sağlık Bakanlığı’nın OMSP’de organik ürünlere geçmesi için, PAN UK tarafından hazırlanan imza kampanyasına katılmalıdır. Şu adresi ziyaret edebilirsiniz: www.pan-uk.org/advocacy
  • OMSP’de organik ürünlere geçilmesi amacıyla, Sağlık Bakanlığı’nda kulis yapması için okullarda baskı oluşturmalıdır.
  • Evde çocuklarına daha fazla organik gıda yedirmelidir.

(PAN UK, bazı ailelerin tamamen organik gıdaya geçecek maddi gücü olmayabileceğini bilmektedir. En azından, en yüksek düzeyde veya en fazla çeşit pestisit içerdiği bilinen gıdalarda organiğe geçmek, daha düşük maliyetli bir çözüm olabilir. Hangi ürünlerden kaçınılacağı veya hangilerinin tercih edilebileceğini, şu adreste bulabilirsiniz: www.pan-uk.org/our-food

Tablo 1 – OMSP vasıtasıyla dağıtılan ürünler ile, diğer muadillerinin içerdiği pestisit kalıntı miktarlarının karşılaştırması. Tüm veriler, 2015 PRiF izleme raporlarından alınmıştır:


Bir pestisit kalıntısı bulunanlar % Çoklu pestisit kalıntısı bulunanlar %
OMSP Elmalar 97.50 90.00
Diğer Elmalar 67.71 59.38
OMSP Muzlar 80.56 69.44
Diğer Muzlar 71.76 58.82
OMSP Armutlar 95.45 86.36
Diğer Armutlar 93.75 87.50
OMSP Kuru Üzümler 100.00 100.00
Diğer Kuru Üzümler 83.67 63.27

Veriler bize ne söylüyor?

Verilerin bize açıkça söylediği şey, 4-6 yaş arası çocuklarımıza OMSP aracılığıyla dağıtılan gıdalarda, potansiyel zararı bilinen çok sayıda pestisit kalıntısı bulunduğudur.

PAN UK bu bilgileri neden yayınlıyor?

PAN UK’nin araştırmamızın sonuçlarını yayınlamaktaki amacı, hiçbir şekilde panik veya telaş yaratmak değildir. Amacımız, bundan ziyade, halkı ve özellikle ebeveynleri, aslında halkın erişimine açık olan, fakat Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi (PriF) internet sitesindeki teknik raporların arasına gömülmüş önemli bilgiler hakkında aydınlatmak. Bu bulguları ebeveynler ile kolay erişilebilir biçimde paylaştığımızda, kendileri ve ailelerinin tükettiği gıdalar hakkında daha bilinçli kararlar vermelerini kolaylaştırmayı umuyoruz. Ayrıca, ebeveynler ile diğer duyarlı vatandaşların, bu bilgileri kullanarak, çocukları pestisit kalıntılarından daha iyi koruması için hükümete baskı yapmalarını da ümit ediyoruz.

OMSP ile dağıtılan ürünleri, piyasadaki muadilleriyle karşılaştırdığımız zaman

PAN UK tarafından yürütülen daha detaylı çalışmalar, OMSP ile dağıtılan ürünlerin, genel halkın tüketimine açık eşdeğer gıdalardan daha fazla pestisit kalıntısı içerdiğini tespit etmiştir. Yukarıdaki tablo (Tablo 1), 2015 yılında Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi (PRiF) tarafından yürütülen testlerin sonuçlarını göstermektedir. Çocuklara OMSP ile dağıtılan ürünler ile, aynı ürünlerin piyasadaki muadilleri arasında, tekli ve çoklu pestisit kalıntısı saptanan ürünlerin yüzdelerini karşılaştırmaktadır. OMSP kapsamında olmayan ürünlerdeki kalıntılara ilişkin rakamlar, 2016 yılında yayınlanan, 2015 yılına ait PRiF yıllık raporundan alınmıştır.ii PRiF’nin 2015 genel analiz çalışmalarında yalnızca dört meyve ele alındığı için, Tablo 1’deki karşılaştırmada yalnızca bu dört meyveye yer verilebilmiştir.

En fazla pestisit kalıntısı, hangi OMSP ürünlerinde saptanmıştır?

OMSP kapsamında dağıtılan ürünlerin bazıları, pestisit kalıntıları bakımından, diğerlerinden çok daha kötü durumdadır. Sağlık Bakanlığı, organiğe geçerken, içinde en fazla kalıntı barındıran bu ürünlere öncelik vermelidir.

Tablo 2 – çoklu pestisit kalıntıları barındıran OMSP ürünlerin yüzdesi


Test edilen numune sayısı (2005-2016) Çoklu kalıntı barındıran numunelerin toplam %’si
1 Kuru üzüm 94 %100
2 Narenciye 416 %97
3 Armut 205 %91
4 Çilek 35 %89
5 Elma 510 %74
6 Muz 421 %58
7 Havuç 363 %26
8 Domates 105 %22
9 Bezelye 51 %16

Tablo 3 – 2005 ile 2016 yılları arasında analiz edilen OMSP ürünlerde bulunan farklı pestisit kalıntılarının miktarı


2005 – 2016 yılları arasında test edilen numunelerde bulunan farklı pestisitlerin sayısı
Elma 64
Narenciye 48
Kuru üzüm 45
Armut 41
Domates 27
Çilek 23
Muz 19
Havuç 12
Bezelye 11

Bulguların devamı ve bu verilerin dökümü için, bu bulguların dayandığı tablolara şu adresten ulaşabilirsiniz: www.pan-uk.org/food-for-thought.

KLORPİRİFOS

Numunelerin genelinde en sık karşılaşılan ikinci kalıntıdır ve numunelerin %20’sinde tespit edilmiştir.

Pestisit tipi: organik fosforlu insektisit

Kullanım amacı: çeşitli ürünlerde kullanılır ve geniş bir böcek yelpazesini öldürür

OMSP ürünlerinde bulunma oranları: kuru üzüm – %78; narenciye – %42; elma – %18; muz – %18; armut – %17; domates – %4

Zararlı etkiler: Klorpirifos’un (ve organik fosforlu diğerlerinin), çocuklarda bilişsel gelişimin çeşitli yönlerine olumsuz etkilerine dair epey araştırma bulunmaktadır. Hayvan deneylerinde iyi çalışılmış, ve çeşitli nöro-gelişim etkilerine yol açtığı gösterilmiştir. Örneğin, gelişmekte olan beyin hücrelerinde temel süreçleri yöneten genleri etkilemektedir.iii Klorpirifos’a düşük dozlarda maruz kalmanın, insanlarda bilişsel gelişim süreçlerini olumsuz etkilediğini gösteren bazı çalışmalar da bulunmaktadır. ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), çocukların bilişsel gelişimini tehdit ettiği gerekçesiyle, klorpirifos’un ev içi kullanımını yasaklamıştır.iv

Gebelik veya çocukluk döneminde klorpirifos’a maruz kalmanın, düşük doğum ağırlığı ve nörolojik değişimlere yol açtığını (örneğin motor gelişiminin yavaşlaması ve dikkat sorunları) gösteren birçok epidemiyoloji çalışması mevcuttur. Genel olarak, organik fosforlu pestisitlere maruz kalmayı, çocukların bilişsel, davranış ve motor becerilerinde değişim ile ilişkilendiren kanıtlar artmaktadır. Ayrıca, klorpirifos’un endokrin sistemi bozucu bir bileşen olduğundan da şüphelenilmektedir.

Mevcut durum: Birleşik Krallık’ta klorpirifos içeren ürünlerin tüm kullanım izinleri, (lahana, brokoli ve karnabahar gibi) bazı hardalgillerde tohum kaplaması olarak kısıtlı kullanım izni dışında, 1 Nisan 2016’dan itibaren yasaklanmıştır.v AB’de henüz yasaklanmamasına rağmen, geniş çapta da kullanılmamaktadır. ABD’de ise, tarımsal amaçlı klorpirifos kullanımını yasaklamaya yönelik adımlar atılmaktadır. Altı ABD eyaleti tarafından, klorpirifos’a yasak getirilmesi amacıyla açılan bir davada, savcıların ifadesi şöyledir: ‘‘Olası nörogelişim bozuklukları ve zararlı diğer sağlık etkileri nedeniyle, Amerikalılar’ı gıdalardaki tehlikeli klorpirifos kalıntılarından korumak, Çevre Koruma Ajansı’nın sorumluluğudur.’’

Birleşik Krallık’ta neredeyse tüm kullanımlarının yasaklandığı, ve ABD’de de meseleyle ilgili endişelerin arttığı düşünülürse, PAN UK, klorpirifos’un tüm tarımsal kullanımlarının yasaklandığını görmek istiyor.

Neden endişeliyiz?

Pestisitler, canlıları öldürmek için tasarlanmış zehirlerdir. Fakat, yalnızca hedefledikleri canlıları değil, insanlar dâhil, hedef olmayan diğer organizmaları da etkilerler. Zehirler gibi, pestisitlerin de insan sağlığına zarar verme potansiyelleri bilinmektedir ve belgelenmiştir. Eskiden beri bilinmeyen, ve birçok durumda hâlâ anlaşılamayan şey ise, bu pestisitlerin ne kadar zararlı olduğudur. Avrupa Komisyonu ve ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) gibi bazı düzenleyici kurumlar, insan sağlığı risklerini en aza indirmek için pestisitlere düzenleme getirmeyi denemektedir. Fakat, geçmişte defalarca gördük ki, düzenleme sistemimiz, insanları pestisitlerin yol açtığı zarardan koruyamayacak kadar kalıplaşmıştır.

Çocuklar, pestisitlerin sağlık etkilerine karşı neden daha savunmasızdır?

Bazı insan grupları, pestisitlerin etkilerine karşı daha hassastır. En savunmasızları ise, bedenleri henüz gelişmekte olan küçük çocuklardır. Kritik gelişim dönemlerinde belirli pestisitlere maruz kalmak, belirli organların gelişimi ve dolayısıyla işlevlerine müdahale ederek, hayatın daha sonraki dönemlerinde sağlık komplikasyonlarına yol açabilmektedir. Çocukların, bedenlerindeki toksinleri parçalama ve etkisiz hale getirme kapasitesi, yetişkinlere kıyasla çok daha az gelişmiştir. Dahası, çocukların pestisitleri beslenme yoluyla bünyelerine alma oranı, yine yetişkinlere kıyasla daha yüksektir. Çocuklar, vücut ağırlığı kilogram başına altı kat daha fazla meyve ve iki kat daha fazla sebze tüketir. Bu yüksek tüketim oranıyla paralel olarak, çocuklar gıdalar aracılığıyla daha yüksek dozlarda kirleticileri bünyelerine almaktadır.

Çocukların beslenme alışkanlıkları da yetişkinlerden farklıdır, dolayısıyla, pestisit kalıntısı gibi kirleticileri beslenme yoluyla alma oranları daha yüksek olabilmektedir. Ayrıca, beslenme çeşitliliği genelde daha azdır, bu nedenle elma gibi problemli gıdalardan daha fazla tüketirler. Bu çeşitli etkenlerin bir sonucu olarak, çocukların pestisitlere maruz kalmasında belsenmenin önemi ortaya çıkmakta, ve yetişkinlere kıyasla daha büyük sağlık tehditleriyle karşı karşıya kaldıkları anlaşılmaktadır.

Çocukların, pestisitlerin etkisine karşı neden daha savunmasız olduğunu açıklayan çok sayıda kaynak bulunmaktadır. Daha fazla bilgi için, lütfen PAN Asya-Pasifik (www.panap.net/publications/protect-our-children) ve PAN Kuzey Amerika (www.panna.org/human-health-harms/children) internet sitelerini ziyaret edin.

Endokrin Sistemi Bozucu Kimyasallar (EBK’ler)

Yalnızca pestisitler değil, endokrin sistemini bozduğundan şüphelenilen diğer kimyasallar da, endişe vericidir. Endokrin sistemi bozucu kimyasallar, bedendeki hormon sistemini etkiler ve öğrenme zorluğu, dikkat eksikliği, bilişsel ve beyin gelişimi sorunlarına yol açabilmektedir. Eğer bu endokrin bozuculara küçük yaşta maruz kalınırsa, çocuk kanseri dâhil çeşitli olumsuz sağlık sorunlarına yakalanma riski artmaktadır.vi OMSP numunelerinde, 43 adet şüpheli endokrin sistemi bozucu pestisit kalıntısına rastlanmıştır.

Diğer olumsuz sağlık etkileri

Endişe yaratan şey, sadece endokrin sistemi bozucular da değildir. OMSP numunelerinde 24 adet olası kanserojen, 25 nörotoksin, 15 gelişimsel veya üreme sistemi toksini ve çocukların bilişsel yeteneklerini olumsuz etkilediği tespit edilen en az 9 organik fosforlu pestisit kalıntısı bulunmuştur.vii OMSP ürünlerinde en çok görülen ikinci madde klorpirifos, göbek bağı kanında yoğunlaştığı zaman, üç yaşına kadar çocuklarda psikomotor ve zihinsel gelişimin gecikmesiyleviii, yedi yaşa kadar çocuklarda ise zayıf hafıza ve düşük IQ sorunlarıylaix ilişkilendirilmiştir. Klorpirifos, bu araştırmalara dayanarak, insanlarda gelişimsel nörotoksin olarak sınıflandırılmıştır.x Klorpirifos hakkında detaylı bilgi için bkz. Sayfa 10.

Düşük dozlar

Hükümetler ve şirketler, içindeki etken maddeler çok düşük düzeylerde bulunduğu için, pestisit kalıntılarına beslenme yoluyla maruz kalmanın bize ve çocuklarımıza herhangi bir sağlık riski teşkil etmediği konusunda güvence vermektedir. Bu güvence, bir maddenin ancak yeterli miktarda alındığı takdirde toksik etkilere yol açtığını öne süren, ‘‘ilacı zehir yapan dozdur’’ yaklaşımına dayanır. Fakat son yıllarda yürütülen çalışmalar, bunun bazı kimyasallar için geçerli olmadığını kanıtlamıştır. Düşük dozlarda alınan endokrin sistemi bozucuların olası etkileri, bu anlamda özellikle kaygı vericidir. ABD Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü’nün (National Institute of Environmental Health Sciences – NIEH) yürüttüğü bir çalışmaya göre, ‘‘…düşük dozların etkisi, yüksek dozlarda gözlenen etkilere göre belirlenemez. Dahası, çevresel düzeylerde bulunan kimyasalların, hayvanlar ve insanlar üzerinde olumsuz etkilere yol açtığını gösteren bulgular, düşük dozların göz ardı edilemeyeceğini ortaya koymaktadır.’’xi

Pestisitlere maruz kalmak ile sağlık sorunları arasındaki bağlantılar

Eğer bir madde, örneğin ‘‘bilinen kanserojen’’ olarak sınıflandırılmışsa, bu maddeye maruz kalmanın kesin olarak kanserle sonuçlanacağını söyleyemeyiz. Sınıflandırma, yalnızca söz konusu maddenin toksisite testlerinde belirli bir etkiye yol açtığını belirtir. Gerçekte, kimyasallara verdiğimiz bedensel tepkileri belirleyen, genetik yatkınlık dâhil, birçok etken vardır. Maruz kalma süresi, miktarı ve sıklığı da, olumsuz sağlık etkilerinin boyutunu belirleyicidir.

Fakat, kanserojenler ve diğer kimyasallara beslenme yoluyla maruz kalmanın, insan sağlığı üzerinde uzun vadeli olumsuz etkilere yol açmayacağını söyleyecek kadar bilgimiz de yoktur. PAN UK, mümkün olan durumlarda bu imyasallara maruz kalma koşullarını ortadan kaldırmanın, örneğin OMSP kapsamında, tedbirli ve doğru bir yaklaşım olduğuna inanmaktadır.

Çoklu kalıntıların yol açtığı kokteyl etkisi

Kaygı verici başka bir gerçek de, hem yetişkinlerin hem de çocukların çok çeşitli kimyasallara devamlı maruz kalmasıdır. Nispeten kısıtlı bu araştırmanın kapsamında dahi, 13 farklı pestisit kalıntısına kadar pozitif çıkan numunelere rastlanmıştır. Bu çoklu maddelerin birbirleriyle bir şekilde etkileştiği bilinse de, pestisitlere maruz kalmanın bileşik veya ‘‘kokteyl’’ etkilerine dair çok az araştırma yürütülmüştür.

Fransa’da yürütülen yeni bir araştırma, farklı pestisitler gıdalarda toplandığı zaman tek başına olduklarından daha toksik hâle geldiklerini, açıkça göstermiştir. Sonuçlara göre, gıdalarda bir arada bulunan beş pestisitin, DNA’ya zarar verdiği ortaya çıkmıştır.xii

‘‘Kokteyl etkisi’’, Birleşik Krallık’ta uzun zamandır bilinen bir meseledir. Gıda, Tüketim Maddeleri ve Çevredeki Kimyasalların Toksisitesini Değerlendirme Komitesi’nin (Birleşik Krallık hükümetine danışmanlık yapan bağımsız bir uzmanlar grubu) 2002’de yayınladığı bir raporda, hükümetin, tüketicilerin maruz kaldığı düşük kalıntı seviyelerinde nasıl bir etkileşim olduğunu belirleyecek araçlara, veya karışımların toksisitesi üzerine bir risk değerlendirmesi yapabilecek kadar bilimsel altyapıya sahip olmadığını belirtilmiştir. Aynı rapor, özellikle hamile kadınlar ve çocukların, olası etkileşimlere karşı diğer yetişkinlerden daha fazla risk altında olduğunu da iddia etmektedir.xiii Bu endişelere rağmen, bu bulguların yayınlandığı 17 yıl öncesinden bu yana, çoklu kalıntı içeren gıda maddelerinin insan sağlığına etkilerini daha iyi öğrenmek için BK’da pek az çalışma yürütülmüştür. Avrupa düzeyinde ise, Avrupa Komisyonu’nun isteği üzerine, gıdalardaki çoklu pestisit kalıntılara ilişkin kümülatif riskin değerlendirmesi amacıyla bir program başlamıştır.xiv Fakat, bu hâlâ geliştirilme aşamasındadır ve meseleyi henüz tam olarak ele alamamaktadır.

Genel olarak, OMSP kapsamında dağıtılan gıdaların %66’sında, çoklu pestisit kalıntıları tespit edilmiştir. 2015 ilkbahar mahsulü olan bir kuru üzüm numunesinde, 13 farklı pestisitin izine rastlanmıştır. Ayrıca, 2016 ilkbahar mahsulu olan OMSP elmaları, 11 farklı pestisit kalıntısı içermektedir. Bunların dördü bilinen kanserojen, ve beşi de şüpheli endokrin sistemi bozucudur.

Tablo 4 – 2016 ilkbaharına ait tek bir elma numunesinde bulunan pestisit kalıntıları (Portekiz menşeli elmalar):

Aktif Madde Tip Kanserojen Endokrin Sistemi Bozucu Nörotoksik Üreme sistemine toksik
Carbendazim Fungisit Olası Şüpheli

Klorpirifos İnsektisit
Şüpheli Evet
Captan ve Folpet Fungisit Evet


Ditiyokarbamatlar Fungisit
Şüpheli

Ditiyanon Fungisit Olası


Fenoksikarb İnsektisit Evet Şüpheli Evet Evet
Fludiyoksonil Fungisit



Imazalil Fungisit Evet

Evet
Tebukonazol Fungisit Olası Şüpheli

Tiyabendazol Fungisit Evet

Evet
Tiyakloprid İnsektisit Yüksek olasılıkla


OMSP’de organik ürünlere geçmenin mâli boyutu nedir?

İnsanların, organik ürünler tüketmek söz konusu olduğunda verdiği başlıca tepki, organik ürünlerin çok pahalı olduğudur. Özellikle, OMSP gibi devlet destekli büyük projelerde fiyatları düşük tutmaya yarayan ölçek ekonomileri göz önüne alınırsa, ek maliyetler fahiş olmak zorunda değildir. OMSP’nin maliyeti şu anda yılda 40 milyon £ civarındadır, ve bu da çocuk başına günlük 10 p. (yaklaşık 80 kuruş) kadar yapmaktadır.xv

PAN UK, OMSP’ye tedarik edilen çeşitli ürünlerin toptan fiyatlarını incelemiştir. Bunlar basitçe, OMSP kapsamında çocuklara dağıtılan konvansiyonel ürünlerin kilo başına fiyatlarını, organik muadilleriyle karşılaştırarak edindiğimiz rakamlardır. Sonuç olarak, aşağıda verdiğimiz rakamların azami maliyetleri yansıttığı söylenebilir, ve ölçek ekonomilerinin yanı sıra tedarik ve dağıtım zincirinin verimliliğini de göz önüne alarak, organik tedarik maliyetlerinin daha da azalabileceği düşünülebilir.

Bazı organik ürünler, konvansiyonel muadillerinden önemli derecede daha pahalı olsa da, analizimizin sonuçlarına göre genel maliyet farkı yalnızca %14 civarındadır, ve buna Fairtrade muzları tercih etmenin ek maliyeti de dâhildir. Yani, yıllık OMSP maliyetine ek, 5.6 milyon £ anlamına gelmektedir. Bu, çocuk başına günlük OMSP maliyetini yalnızca 1 p. (yaklaşık 8 kuruş) artırmak demektir. Fiyatlara dair tüm kaynaklar, www.pan-uk.org/food-for-thought adresindeki soru-cevap bölümünde bulunabilir.

Tablo 5 – OMSP ile tedarik edilen ürünler için, organik ve organik-olmayan toptan fiyat karşılaştırması:

Ürün Organik-olmayan ürün kg fiyatı (TL) Organik ürün kg fiyatı (TL) Fiyat farkı (%)
Elma (gala) 13,11 18,32 %40
Muz (Fairtrade olan ve olmayan karşılaştırması) 8,61 9,87 %15
Havuç (yıkanmış) 4,26 10,19 %139
Armut 9,87 20,38 %106
Kuru Üzüm 34,76 44,79 %29
Çilek (Birleşik Krallık) 14,46 13,67 -%5
Narenciye (satsuma) 14,22 28,44 %100
Bezelye (şeker) 63,12 44,24 -%30
Domates (çeri) 29,23 27,73 -%5
Yukarıdaki tüm ürünlerden 1 kg satın almanın toplam maliyeti 192,92 217,645 %14

Ç.N. TL bazında rakamlar, 19.02.2020 Günü Saat 15:30’da Belirlenen Gösterge Niteliğindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kurları’na göre, GBP kurundan çevrilerek hesaplanmıştır.

IMAZALIL

Tüm numunelerin toplamında en fazla bulunan kalıntıdır ve numunelerin %33’ünde tespit edilmiştir.

Pestisit tipi: fungisit

Kullanım amaçları: külleme gibi mantar enfeksiyonlarına karşı, narenciye, elma, armut, muz ve salatalıklarda.

OMSP numunelerinde bulunma oranları: narenciye – %96; muz – %52; armut – %45; elma – %3; kuru üzüm – %1.

Zararlı etkiler: Çevre Koruma Ajansı’nın Kanserojen Değerlendirme Kılavuz Taslağı’na göre, ‘‘insanlarda muhtemelen kanserojen’’ sınıfındadır. Imazalil’in, Kaliforniya Eyaleti’nin 65 Sayılı önergesine görexvi, ‘‘kansere yol açtığı, Devlet tarafından tanınmaktadır.’’ Üreme sistemine veya gelişime de etkileri bulunmaktaxvii, cilt duyarlılaştırıcı, solunum yolu ve göz tahriş edici özellikleri bilinmektedir. AB Kategori 2 altında sınıflandırılmıştır: insanlara kanserojenmiş gibi davranılması gereken maddeler.

Mevcut durum: AB’de kullanım izni vardır. Şu anda, Birleşik Krallık’ta imazalil içeren dört ürüne izin verilir.

Kalıntıları neden görülmektedir? Imazalil, narenciye, elma, armut gibi meyvelerde hasat-sonrası hastalık kontrolünde, ve patateslerin depolama koşullarındaki hastalıkları ile mücadelede kullanılır. Hasat sonrası depolama ve nakliye sırasında fungal hastalıkları engellemek için meyvenin dış kabuğuna uygulanır, ve tüketim noktasına kadar ürünün üzerinde kalır.

Imazalil kullanımının başlıca mazereti, özellikle narenciye ve muz gibi ürünlerde, tedarik zincirinin uzunluğu ve karmaşıklığıdır. Fakat, yalnızca Birleşik Krallık menşeli elma ve armut tedarik ederek, hem depolama ve nakliyat süreleri, hem de koruyucu fungisit ihtiyacı, ciddi oranda azaltılabilir. Tamamen organik ürünlere geçildiği takdirde, organik üretimde imazalil’e müsaade edilmediği ve çürüme hastalıkları kimyasal-olmayan yöntemlerle kontrol edildiği için, kalıntılardan tamamen kaçınılabilir.

Imazalil, Fairtrade kılavıuzlarında takip edilen maddeler listesindedir, ve Fairtrade programı kapsamında çalışan çiftçilerin imazalil kullanmayı azaltması veya bırakması teşvik edilir. OMSP kapsamında tedarik edilen, ve Fairtrade olmayan muzlarda ise, durum böyle değildir. Dolayısıyla, Fairtrade muzlara yönelerek, imazalil kalıntısı vakaları azaltılabilir.

İleriye doğru

İhtiyatlılık ilkesi

‘‘Eğer bir faaliyetin, insan sağlığına ve çevreye tehdit oluşturma ihtimali doğarsa, neden-sonuç ilişkileri bilimsel olarak kanıtlanmadan önce dahi, ihtiyati önlemler alınmalıdır.’’xviii

İhtiyatlılık ilkesi, zararları bilenen veya şüphelenilen pestisitlere ilişkin alınacak tüm kararların temelini oluşturmalıdır. Fakat bunun yerine, pestisitlerin piyasaya sürüldüğü, ve sonra zararlarını kanıtlama sorumluluğu kaygılı vatandaşların sırtına yüklenen bir kısır döngü içine hapsolmuş durumdayız. Pestisitlerin toksisitesi ve olası zararlarını göz önüne aldığımızda, ‘‘doğru’’ kullanılsalar bile, bu zararın tam potansiyelinin kanıtlanmasını bekleme lüksümüz yok. Aksine, önce pestisitlerin herhangi bir zararı olmadığının kanıtlanması gerekmektedir.

Gıdalardaki pestisit kalıntıları, bu ihtiyatlılık ilkesinin nasıl kullanılmadığını tam olarak göstermektedir. Beslenme yoluyla bu kalıntıları bünyemize almamız, genel olarak daha fazla pestisite maruz kaldığımız anlamına gelmektedir. Fakat, bunun insan sağlığına etkileri, özellikle de hayat boyu etkileri, iyi bilinmemektedir. Bu belirsizlik doğrultusunda, pestisitlere maruz kalmamıza neden olan durumları her fırsatta azaltmaya çalışmak, mantıklıdır. Evet, bu bir ihtiyatlılık ilkesidir. Fakat, bu pestisitlerin herhangi bir zararı olmadığı açıkça kanıtlanana kadar, çocuklarımızı bunlara gereksiz yere maruz bırakmaktan kaçınmalıyız.

Sağlık Bakanlığı’nın pestisit meseleleriyle ilgilenmekteki başarısızlığı

‘‘Dilekçenizde belirttiğiniz meseleler, maalesef, Sağlık Bakanlığı’nın çalışma alanı altında değildir.’’

Temmuz 2017’de, PAN UK tarafından pestisit meselelerini tartışma isteğine karşı, BK Hükümeti Sağlık Bakanlığı Parlamenter Genel Müsteşarı Lord O’Shaughnessy’nin cevabı.xix

PAN UK, uzun yıllardır, pestisit meselesini Sağlık Bakanlığı’nın radarına almaya çalışmaktadır. Diğer ülkelerdeki sağlık ajansları, halkı pestisitlerin olumsuz etkilerinden korumak için aktif olarak çalışmaktadır. Birleşik Krallık hükümeti ise, pestisitleri yalnızca bir tarım ve çevre sorunu olarak görerek, İngiliz halkının sağlığını tehlikeye atmaktadır. İnsanlar, pestisitlerden zehirlenmektedir; pestisitlerle çalışan çiftçiler, tarım işçileri ve yükleniciler, tarımda kullanılan pestisitlere doğrudan maruz kalan vatandaşlar, pestisitleri evlerinde ve bahçelerinde kullananlar… Yukarıda bahsettiğimiz gibi, tam olarak kaç kişinin gıdalardaki pestisitlere beslenme yoluyla maruz kaldığını bilmiyoruz.

Pestisitlerin sağlık etkilerini azaltmakta, Sağlık Bakanlığı’nın rolü yadsınamaz. OMSP’nin iyi niyetle yürütüldüğü açıktır, ve PAN UK, ürünlerde bulunan pestisit kalıntılarına dair endişelerini dile getirse de, projenin hedeflerini tümüyle desteklemektedir.

En başta, Sağlık Bakanlığı, tüm ürünlerde organiğe geçilmesi, veya üretim sırasında pestisit kullanımını azaltmaya yönelik somut adımlar atan çiftçilerden tedarik edilmesini şart koşmalıdır. Bu, 4-6 yaş arası çocukların pestisitlere beslenme yoluyla maruz kalma oranını hemen düşürecektir. Sayfa 14’te belirtilen maliyet bilgilerine bakıldığında, bu mâli olarak da mümkündür, ve pestisitlere karşı özellikle hassas olan bir grubun bu maddelere maruz kalma yollarından birini, ortadan kaldıracaktır.

Daha uzun vadede, pestisitlerin insanlar ve özellikle çocuklar üzerindeki etkilerini daha iyi anlama ihtiyacı, hayati önem taşımaktadır. Pestisitlerin, hem düşük doz ve bileşik etkileri üzerine, hem de beslenme yoluyla maruz kalmanın çocukları nasıl etkilediğine ilişkin araştırmaların çoğalması gerekmektedir. Bunlar, Çevre, Gıda ve Kırsal İşler Bakanlığı’nın (DEFRA) değil, Sağlık Bakanlığı’nın öncülük etmesi gereken konulardır.

Pestisit kullanımı ile Brexit ilişkisi

Brexit nedeniyle Avrupa Birliği’nden ayrılma süreci yaklaşırken, Birleşik Krallık’ta pestisit kullanımı için bir yol ayrımındayız. AB’nin pestisit düzenlemeleri, Dünya’daki en sıkı düzenlemeler arasındadır, ve Brexit sonrası, İngiliz hükümetinin bu standartları zayıflatarak, çocukların ve halkın bu zararlı kimyasallara maruz kalma potansiyelini artıracağı endişesi taşımaktayız. Fakat, AB’nin sistemi de kusursuz değildir, ve Brexit sayesinde, gıdalarımzdaki pestisit kalıntılarından kaçmanın neredeyse mümkün olmadığı bu mevcut sistemi değiştirme fırsatı da elimizdedir.

Birleşik Krallık hükümeti, Brexit’ten sonra insan sağlığına öncelik vermeli, pestisit kullanımını düşürmek için çabalayan İngiliz çiftçilerini, özellikle de organik sektörü desteklemelidir. Böylece, hem halkın ve özellikle çocukların pestisitlere maruz kalma oranını düşürebilir, hem de gerçek anlamda sürdürülebilir bir tarım sektörünün önünü açabilir.

Hükümete, Brexit sonrasında gıdalarınızda, çiftliklerinizde ve yeşil alanlarınızda daha az pestisit görmek istediğinizi söyleyin: www.pan-uk.org/advocacy

Genel Durum ve Metodoloji

Okullarda Meyve ve Sebze Programı (OMSP) nedir?

Birleşik Krallık Sağlık Bakanlığı’nın, 2002 kışında başlattığı günde-beş-tane kampanyası (5-A-Day), İngiliz halkının daha fazla meyve ve sebze tüketmesine yönelik takdire değer bir girişimdir. Kampanyanın hedeflerinden biri, kanser gibi artan kronik hastalıklarla mücadelede, daha fazla meyve ve sebze içeren sağlıklı bir beslenme alışkanlığı oturtmaktır.xx

2004 yılında, günde-beş-tane kampanyasının bir parçası olarak, İngiltere çapında bir Okullarda Meyve ve Sebze Programı (OMSP) başlatmıştır. Programın amacı, 4-6 yaş arası çocuklara (Anahtar Dönem 1) eğitim yılı boyunca günde bir adet meyve veya sebze dağıtmaktır. Son rakamlara göre, Program’ın tüm İngiltere’den yaklaşık 16.300 okulda okuyan 2.3 milyon çocuğa ulaştığı görülmektedir.xxi 2015’te verilen rakamlara göre ise, bir önceki eğitim yılında, öğrencilere toplam 190 okul gününde yaklaşık 433 milyon porsiyon meyve ve sebze dağıtılmıştır.xxii Yılda yaklaşık 40 milyon £ maliyeti olan Programxxiii, Sağlık Bakanlığı tarafından finanse edilmekte, ve DHL Tedarik Zinciri Ltd Şti tarafından NHS Ticaret Hizmetleri Müdürlüğü adına çalıştırılan Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) Tedarik Zinciri adlı özel kurum tarafından yönetilmektedir.xxiv

Küçük çocukların daha fazla meyve ve sebze tüketerek, daha sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanması amacıyla yürütülen program, mükemmel bir zemin oluşturmaktadır. PAN UK, özellikle küçük çocukların taze meyve ve sebze tüketmesinin, onlara hayatlarının devamında daha sağlıklı bir yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları kazandırmaktaki öneminin bilincindedir.

Fakat bulgular, çocuklarımız için elimizden gelenin en iyisini yapmadığımızı göstermekte. Hükümet testleri, çocuklara dağıtılan hiçbir ürünün organik, ve hiçbir muzun Fairtrade standartlarında olmadığını ortaya koymaktadır.xxv Fairtrade standartları, insan sağlığına ve çevreye zararlı bazı tarım kimyasallarının kullanımını yasaklar ve üreticilerinin pestisit kullanımını azaltmak için çalışır.xxvi Bu nedenle, OMSP’de Fairtrade muz tedariği sağlamak, çocukların pestisitlere, özellikle de Fairtrade ile yasaklanmış olan Yüksek Düzeyde Zararlı bazı pestisitlere maruz kalma oranını azaltacaktır. Muz, şu anda OMSP kapsamında, bu değişimi gerçekleştirebilecek miktarlarda dağıtılan tek gıdadır. Fakat gelecekte, İngiliz organik tarım sektörünün karşılayamadığı tüm ürünlerin en azından Fairtrade standartlarını karşılaması sağlanırsa, tüm OMSP gıdalarındaki pestisit kalıntıları, daha da azaltılabilir.

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi ne yapar?

2011’de kurulan Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi (PRiF), daha önceki Pestisit Kalıntıları Komitesi’nin yerini almıştır. PRiF’nin temel işlevi, hükümet destekli pestisit kalıntısı izleme programını denetlemektir. Birleşik Krallık’ta pestisit kalıntılarını izleme çalışmaları, ilk defa 1950’lerde başlamıştır. İzleme sonuçlarının üç aylık ve yıllık raporları, PRiF’nin internet sitesinde yayınlanmaktadır.xxvii

Sağlık ve Güvenlik Müdürlüğü (HSE), 1 Ocak 2005’ten bu yana, OMSP’ye tedarik edilen ürünlerdeki pestisit kalıntılarını özel olarak izlemektedir. Programa katılan üreticiler, düzenli olarak numuneler gönderir. Bütün yetiştiricilerin tüm ürünleri, yılda en az bir defa analiz edilir. Analiz sonuçları PRiF tarafından incelenir ve yılda üç kez, ilkbahar, yaz ve kış eğitim dönemlerine denk gelecek biçimde yayınlanır.xxviii

Çeşitli üreticilerden alınan numuneler, yaklaşık 370 farklı pestisit için incelenir. Rapor edilen sonuçlar, meyve veya sebzenin bütünü içindir, yani normalde soyularak yenen ürünlerin kabuklarını da kapsar. Numuneler, tek bir üründen oluşamaz. Genelde, en az 1.2 kg ağırlığında, ve en az 12 adet gıda maddesinden oluşmalıdır. Bu kılavuz, Avrupa Komisyonu’nun 2002/63/EC Sayılı Direktifi ile belirlenmiştir.xxix

Pestisit kalıntısı dediğimiz şey, nedir?

Pestisit kalıntısı, bir ürüne uygulandıktan sonra, o ürünün içinde veya üzerinde tespit edilebilen miktarda kalmış olan herhangi bir pestisitin (insektisitler, herbisitler, fungisitler, vb.) izidir. Pestisitler yalnızca bitkiler büyürken değil, öncesinde tohum kaplaması olarak, veya sonrasında depolama ve nakliyeyi kolaylaştırmak, ya da ürünün görüntüsünü korumak amacıyla da uygulanır. Bir gıda maddesi üzerinde tespit edilen kalıntılar, hangi pestisitin kullanıldığına ve bu pestisitin ne kadar kalıcı olduğuna göre (veya doğada ne kadar sürede çözündüğüne göre) değişir. Bazı gıda maddelerinde yalnızca bir pestisit bulunurken, bazılarında birçok pestisitin kalıntısı bir arada tespit edilebilir. Piyasadaki yeni sistemik pestisitler, ürünün tamamına nüfuz eder ve yalnızca kabuğuyla sınırlı kalmaz. Sonuç olarak, meyve ve sebzeleri yemeden önce soymak, pestisitlere maruz kalmayı genelde engelleyemez.

PAN UK, verileri nasıl yorumladı?3

PAN UK, hükümetin 2005 ile 2016 arasında yürüttüğü bütün OMSP kalıntı testlerinin raporlarını incelemiş ve test edilen her bir numune için sonuçları kaydetmiş, bir araya getirmiş ve analiz etmiştir. Verileri, her bir ürün için yıllık ortalamalara ayırmış, ve tekli veya çoklu kalıntı içeren numunelerin yüzdesini çıkarmıştır. Ayrıca, 2005 ile 2016 arasını kapsayan bütün analiz döneminde, her ürün için toplam ortalamaları bir araya getirmiştir. Böylece, en fazla pestisit kalıntısı içeren ürünlere dair genel bir tablo çizilmiştir.

PRiF raporları, hangi üründe hangi pestisitlerin saptandığını da bildirmektedir. Kayıtların üzerinden geçen PAN UK, hem genel kalıntı miktarını, hem de her bir ürün tipinde en sık görülen pestisitleri tanımlamıştır. Pestisitlerin kaç defa tespit edildiğini de hesaplayarak, test edilen numunelerin yüzdesi biçiminde sunmaktadır.

PAN UK, kaç farklı pestisit tespit edildiğini belirledikten sonra (123 adet), toksikolojik değerlendirme veritabanlarını inceleyerek, her bir maddeyle ayrı ayrı ilişkilendirilen zararlı etkileri tanımlamıştır. Kanserojen, endokrin sistemi bozucu özellik, nörotoksin ve gelişim veya üreme sistemi toksini sınıflandırmaları, tüm Dünya’dan çeşitli düzenleme yetkililerinin belirlediği sınıflandırma sistemlerinden alınmıştır; Avrupa Komisyonu, ABD Çevre Koruma Ajansı, Küresel Uyumlaştırılmış Sistem (GHS) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), vb. Bu kurumlar tarafından yaygın olarak kabul edilen tanımlar kullanılmıştır.

Azami Kalıntı Seviyeleri

PRiF, raporlarında Azami Kalıntı Seviyeleri’ne (AKS) odaklanarak, AKS’nin altındaki pestisit kalıntılarının insan sağlığını tehdit etmediğini imâ etmektedir. Fakat AKS, gıdanın iyi tarım uygulamalarına göre yetiştirilmesini güvence altına alır, ve gıdada bulunan pestisit miktarının güvenli olduğu garantisi vermez.

Gerçekte, gıdalardaki pestisit kalıntıları için iki farklı güvenlik seviyesi vardır: yalnızca bir öğün veya bir gün içinde tüketimi güvenli olan akut referans dozu (ARfD – vücut ağırlığı kg başına mg ölçeğinde pestisit miktarı), ve hayatınızda her gün tüketmeniz güvenli olan miktarı belirleyen kabul edilebilir günlük alım miktarı – KEGAM.

Birleşik Krallık Sağlık ve Güvenlik Müdürlüğü’ne göre, AKS’ler, AB düzenlemeleri altında her zaman, tüketicileri tehlikeye atmayacak düzeylerde belirlenir.xxx Fakat, AKS’ler ayrı ayrı pestisitler için belirlenir, ve birbirleriyle etkileşerek ürünün toksisitesini artıran çoklu pestisit kalıntılarını hesaba katmaz. Daha önce belirttiğimiz gibi, buna ‘‘kokteyl etkisi’’ denir ve kimyasal maddeler bir araya geldiğinde daha zehirli olduklarını gösteren kanıtlar da gittikçe artmaktadır.

Kokteyl etkisine ek olarak, AKS’ler, bireysel beslenme şekilleri arasındaki farkları, ve bir insanın belirli bir gıda maddesinden ne kadar tükettiği gibi değişkenleri gözetemez. Pestisitlerin insan sağlığına, özellikle de çocuklara, düşük dozlarda daha daha zararlı olabileceğini gösteren kanıtlar da çoğalmaktadır. Bu sebeplerle, AKS’yi aşan vakalar, bu raporun bulguları arasına eklenmemiştir.

Çocuklara OMSP aracılığıyla dağıtılan meyve ve sebzelerdeki pestisit konsantrasyonları hakkında detaylı bilgi için, PRiF internet sitesini ziyaret edebilirsiniz: www.gov.uk/government/publications/pesticides-residues-in-food-school-fruit-and-vegetable-scheme-2016-to-2017

Pestisit Eylem Ağı – Birleşik Krallık

Brighton merkezli PAN UK, yalnızca kimyasal pestisitlerin verdiği zarara odaklanan tek yardım kuruluşudur.

Hükümetelere, düzenleyicilere, politika yapıcılara, endüstriye ve perakendecilere durmadan baskı yaparak, zaralı pestisitlerin etkisini azaltmaya çalışıyoruz.

Çalışmalarımız hakkında daha fazla bilgi için:

  • www.pan-uk.org
  • The Green Hub
  • The Birghthelm Centre
  • North Road
  • Brighton BN1 1YD
  • Telefon: 01273 964230
  • E-posta: admin@pan-uk.org

Kaynaklar

1 Bu bölümde anlatılan noktalara dair kaynaklar, aksi belirtilmediği sürece, raporun genel metni içinde ve şu adresteki çizelgelerde bulunmaktadır: www.pan-uk.org/food-for-thought

2 Bu bölümde anlatılan noktalara dair kaynaklar, aksi belirtilmediği sürece, raporun genel metni içinde ve şu adresteki çizelgelerde bulunmaktadır: www.pan-uk.org/food-for-thought

3PAN UK tarafından bu rapor için derlenen veriler ve analizlere, www.pan-uk.org/food-for-thought adresinden ulaşılabilir.

i “Human health implications of organic food and organic agriculture” – European Parliamentary Research Service, Scientific Foresight Unit – Aralık 2016 – www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/STUD/2016/581922/EPRS_STU(2016)581922_EN.pdf

ii “Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları Uzman Komitesi Yıllık Raporu 2015” – 2016 – https://www.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/546947/expert-committee-pesticide-residues-food-annual-report-2015.pdf

iii Organik fosforların gelişimsel nörotoksisitesinin, hücre döngüsünü ve apoptosisi hedef aldığı, in vivo ve in vitro transkripsiyonel profillerle belirlenmiştir. – Slotkin TA, Seidler FJ – 28/12/2011 – https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22222554

iv Human Health Risk Assessment Chlorpyrifos – US EPA – 08/06/2000 – https://archive.epa.gov/scipoly/sap/meetings/web/pdf/hed_ra.pdf

v Health and Safety Executive Regulatory Update – 12/02/2016 – http://www.hse.gov.uk/pesticides/news/information-update-0316.htm

vi “A review of the role pesticides play in some cancers: children, farmers and pesticides users at risk?” – The CHEM Trust – Temmuz 2010 – http://chemtrust.org/wp-content/uploads/CHEM-Trust-Report-Pesticides-Cancer-July-2010.pdf

vii “Human health implications of organic food and organic agriculture” – European Parliamentary Research Service, Scientific Foresight Unit – Aralık 2016 – www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/STUD/2016/581922/EPRS_STU(2016)581922_EN.pdf

viii Rauh, V.A., et al., Impact of prenatal chlorpyrifos exposure on neurodevelopment in the first 3 years of life among inner-city children. Pediatrics, 2006. 118(6): s. e1845-e1859. 


ix Rauh, V., et al., 7-Year Neurodevelopmental Scores and Prenatal Exposure to Chlorpyrifos, a Common Agricultural Pesticide. Environ. Health Perspect., 2011 


x Grandjean, P. ve P.J. Landrigan, Neurobehavioural effects of developmental toxicity. Lancet Neurol, 2014. 13(3): s. 330-8 


xi “Hormones and Endocrine-Disrupting Chemicals: Low-Dose Effects and Nonmonotonic Dose Responses” – Endocrine Reviews, Cilt 33, Sayı 3, 1 Haziran 2012, Sayfa 378–455 – https://academic.oup.com/edrv/article-lookup/doi/10.1210/er.2011-1050

xii “Cocktail effects of toxic substances demonstrated in vitro” – 31/08/2016 – http://www.inra.fr/en/Scientists-Students/Food-and-nutrition/All-reports/Cocktail-effects-of-toxic-substance

xiii Committee on Toxicity of Chemicals in Food, Consumer Products and the Environment. (2002). Risk Assessment of Mixtures of Pesticides and Similar Substances. https://cot.food.gov.uk/sites/default/files/cot/reportindexed.pdf

xiv European Commission. Cumulative Risk Assessment – State of play on the assessment of risks caused by the presence of multiple pesticide residues in food. https://ec.europa.eu/food/plant/pesticides/max_residue_levels/cumulative_risk_en

xv West Midland Food Board Sunumu – Mark Driver – 13/04/2016

xvi Proposition 65 listing for Imazalil – Office of Environmental Health Hazard Assessment (OEHHA) – https://oehha.ca.gov/proposition-65/chemicals/imazalil

xvii EU Maximum Residue Levels (MRLs), Basic Guidance – Health and Safety Executive – http://www.hse.gov.uk/pesticides/topics/reducing- environmental-impact/maximum-residue-levels/mrls-basic- guidance.htm

xviii “Wingspread Conference on the Precautionary Principle” 26/01/1998 http://www.sehn.org/wing.html

xix Jaspreet Dhaliwal, Diary Manager to Lord O’Shaughnessy, via email 11/07/2017

xx “Why 5 a Day?” –

http://www.nhs.uk/Livewell/5ADAY/Pages/Why5ADAY.aspx

xxi School Fruit and Vegetable Scheme Factsheet, http://www.nhs.uk/Livewell/5ADAY/Documents/SFVS%20Factfile%20Newsletter%20May%202015.pdf

xxii “Coming of age with evolving School Fruit & Veg Scheme” – Produce Business UK – 29/07/2015 – http://www.producebusinessuk.com/supply/stories/2015/07/09/coming-of-age-with-evolving-school-fruit-vegetable-scheme

xxiii Presentation to the West Midland Food Board – Mark Driver – 13/04/2016 


xxiv NHS Supply Chain website – what we do – https://www.supplychain.nhs.uk/about-us/what-we-do/

xxv Bilgiler, OMSP tarafından, telefon görüşmesi üzerinden 14 Ağustos 2017’de verilmiştir. 


xxvi Fairtrade ve sürdürülebilirlik – http://www.fairtrade.org.uk/~/media/FairtradeUK/What%20is%20Fairtrade/Documents/Fairtrade%20and%20sustainability/Fairtrade%20and%20sustainability%20-%20environmental%20protection%20and%20climate%20change.pdf

xxvii Annual reports – Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF) – https://www.gov.uk/government/collections/pesticide-residues-in-food-results-of-monitoring-programme#annual-monitoring-results

xxviii School Fruits and Veg Scheme results of monitoring – Expert Committee on Pesticide Residues in Food (PRiF) – https://www.gov.uk/government/collections/pesticide-residues-in-food-results-of-monitoring-programme#school-fruit-and-vegetable-scheme

xxix European Commission Directive 2002/63/EC – https://www.fsvps.ru/fsvps-docs/ru/usefulinf/files/es2002-63.pdf

xxx EU Maximum Residue Levels (MRLs), Basic Guidance – Health and Safety Executive – http://www.hse.gov.uk/pesticides/topics/reducing-environmental-impact/maximum-residue-levels/mrls-basic-guidance.htm

İletişim