Pestisitler
ve Biyoçeşitlilik Kaybı

Yoğun pestisit kullanımı, yaban hayat nüfuslarını ve tür çeşitliliğini nasıl etkiliyor

Yazan: Richard Isenring, Avrupa Pestisit Eylem Ağı, Mart 2010

Çeviren: Emre Rona

Biyoçeşitlilik Kaybı ve Pestisit Kullanımı

Pestisitler,
habitat kaybı ve iklim değişikliği ile birlikte, biyolojik
çeşitliliği etkileyen başlıca unsurlardandır. Doğrudan maruz
kalan canlılarda kısa vadeli toksik etkilere, veya habitat ve besin
zincirinde değişime neden olarak, uzun vadeli etkilere yol
açabilirler.

Biyoçeşitlilik Nedir?

Charles
Darwin ve Alfred Wallace, ekosistemlerdeki biyoçeşitliliğin
önemini farkeden ilk bilim insanlarındandır. Çeşitli bitkilerden
oluşan karışık ekimin, monokültürden çok daha üretken
olduğunu önermişlerdir (Darwin & Wallace 1858). Yeni
araştırmalar, istisnalar olsa da, çeşitliliğe sahip bozulmamış
canlı topluluklarının, tür kaybı yaşayan topluluklardan daha
sağlıklı olduğunu göstermektedir (Chapin ve
diğerleri
,
2002). Ekosistem istikrârının (bozulmaya karşı direncin),
birbiriyle ilişkili tür gruplarının daha çeşitli, olumlu ve
birbirini tamamlayıcı yollarla etkileşime girmesinden
kaynaklandığı düşünülmektedir (Tilman 2002). Biyolojik
çeşitlilik, kendini çeşitli düzeylerde göstermektedir;
ekosistem, tür, popülasyon ve birey düzeylerinde çeşitliliği
kapsar. Bir ekosistemde, birbirlerine karşılıklı olarak muhtaç
çeşitli tür nüfusları, besin ve toprak kaynakları sağlanması
veya besin maddelerinin, suyun ve enerjinin dönüştürülmesi ya da
tutulması gibi ‘‘hizmetler’’ sağlar. Ortalama tür kaybı,
çok çeşitli canlılar veya ekosistemlerin işlevini olumsuz
etkileyecek gibi görünse de, bu etkinin büyüklüğünü
belirleyen şey, hangi türün yok olduğudur (Cardinale ve
diğerleri

2006).

  • Farklı
    hayvan ve bitki türü toplulukları, ekosistemler dâhilinde hayati
    işlevler yerine getirir. Genel olarak, daha yüksek çeşitliliğe
    sahip topluluklar, daha istikrarlı olma eğilimindedir.

Tehlikedeki Türler Neden Korunmalıdır?

Rachel
Carson, 50 yıl önce yaptığı çığır açıcı çalışmada,
pestisitlerin geniş çaplı çevre etkilerine dair açık kanıtlar
sunmuştur. ‘‘Sessiz Bahar’’ adlı kitabı, büyük bir
insektisit grubu olan organoklorların, yaban hayat ve besin
zincirinde biriktiğini göstermiştir. Bu, birçok tür üzerinde
yıkıcı etkilere neden olmuştur. ‘‘Yeşil Devrim’’den
yalnızca on yıl sonra, büyük ölçekli pestisit püskürtme
uygulamalarının ciddi bir hasara yol açtığı ortaya çıkmıştır.
Rachel Carson, 1963’te, insanların bozulmamış bir çevreye ne
kadar bağımlı olduğunu vurgulamıştır: ‘‘Fakat insan,
doğanın bir parçasıdır, ve doğaya karşı mücadelesi,
kaçınılmaz olarak, kendine karşı mücadelesidir’’ (CBS
1963). İnsanların refahı, bozulmamış ekosistemlerin sunduğu
hizmetlere bağlıdır. Biyoçeşitlilik kaybı kendi başına bir
kaygı konusu olmakla birlikte, biyoçeşitlilik koruma çalışmaları
aslında insanlığı ayakta tutmayı da hedefler. İnsanların
geçimi, en nihayetinde biyolojik kaynaklara dayanır. Dolayısıyla,
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin ‘‘biyoçeşitlilik
kaybı hızının 2010’a kadar belirgin düzeyde azaltılması’’
hedefinde tökezlemek, Milenyum Kalkınma Hedefleri ve uzun vadede
yoksulluğun azaltılması hedeflerini de sekteye uğratacaktır
(Sachs ve diğerleri 2009). 2010 hedefi, eyleme geçme ilhamı vermiş
olsa da, tam anlamıyla başarılamayacaktır. Ekosistemlerin
bozulması ve biyoçeşitliliğin azalması, insanlar için artan bir
tehlike yaratmakta, hatta bâzı toplumlar için ölüm kalım
meselesi hâline gelmektedir (IUCN 2010).

AB’de
tahıl veriminin ikiye katlanması, bitki türlerinin yarısı ve
toprak böcekleri (Carabidae) ile tarla kuşu türlerinin üçte
birinin yok olmasıyla sonuçlanmıştır. Yoğun tarım
unsurlarından, tür çeşitliliği üzerindeki olumsuz etkilere en
istikrarlı biçimde sebep olan pestisit kullanımı, özellikle de
insektisitler ve fungisitler, ayrıca, biyolojik zararlı mücadelesi
potansiyelini de azaltmıştır (Geiger ve
diğerleri

2010). AB’de, korunan doğal yaşam alanlarının yaklaşık %80’i,
ve korunma ihtiyacı olan türlerin %50’si, elverişsiz koruma
statüsündedir. Tehlike altındaki türler veya habitatların
kaybını daha büyük ölçekte tersine çevirmek için, çok daha
fazla çaba sarf etmek gerekmektedir (EC 2008). ‘‘Aynı tas aynı
hamam’’ senaryosu, güncel biyoçeşitlilik kaybının devam
edeceği ve hatta artacağı anlamına gelmekte, 2050 yılına
vardığımızda, 2010’da var olan doğal yaşam alanlarının
%11’inin yok olacağı, ve şu anda düşük etkili tarım
sürdürülen alanların %40’ının, yoğun tarım kullanımına
geçeceğini göstermektedir (TEEB 2008).

  • İnsanlığın
    devamı, bozulmamış ekosistemlerin bel bağladığı çeşitli
    diğer canlı türlerinin hayatta kalması ile ilişkilidir.

Doğal Yaşam Alanları ve Biyoçeşitlilik Üzerinde Artan Tarım Baskısı

Pestisitler
(özellikle de herbisitler) ve sentetik gübrelerin kullanımı,
geçtiğimiz 60 yıl içinde ciddi oranda artmıştır.
Endüstrileşmiş ülkelerdeki tarım uygulamaları temelden
değişmiştir. Birleşik Krallık ve diğer birçok yerde karışık
tarım unutulmuş, çiftlikler belirli ürünlerde gittikçe
uzmanlaşmıştır. Geleneksel ekim nöbeti yöntemleri terk edildiği
için, tarla ürünleri ve kırsal meralar artık büyük ölçüde
birbirinden ayrılmıştır. İngiliz ovalarında tarla alanları
büyümüş, sınır payları küçülmüştür. Hasat verimi artmış,
çalı çitler yok olmuştur. Tarım alanlarında yaşayan birçok
canlı türünün nüfusu, belirgin ölçüde azalmıştır (Boatman
ve
diğerleri

2007).

İnsanlar,
Dünya çapında, net birincil üretimin (fotosentezle üretilen
bitkisel organik madde) yaklaşık %20’sini kullanmaktadır. Güney
Amerika ve Afrika’da, bölgesel net birincil üretimin sırasıyla
%6 ve %12’si kullanılmakta, bu rakam Batı Avrupa’da %72, Güney
Asya’da ise %80’e ulaşmaktadır (Imhoff ve
diğerleri
2004).
İnsanlar tarafından tüketilen bitkisel organik maddenin oranı,
bölgeden bölgeye çok büyük değişiklik göstermektedir.
Örneğin, Kuzey Amerika’da bölgesel olarak üretilmiş bitkisel
ürünün kişibaşı tüketimi, Güney Asya’ya kıyasla beş kat
fazladır. Doğal yaşam alanı ve biyoçeşitlilikteki değişimler,
hem iklim değişikliği, hem de insanların bitkisel ve hayvansal
kaynakları gittikçe daha fazla kullanmasından ileri gelmektedir.

  • Ağır
    pestisit girdisi, yoğunlaştırılmış tarımın kilit
    özelliklerindendir. Bu, çiftçilik uygulamalarındaki değişim ve
    habitat kaybı veya tahribatıyla yakından ilişkilidir.

  • 1990
    ile 2006 yılları arasında, Birleşik Krallık’taki pestisit
    uygulanmış toplam alan %30, herbisit uygulanmış toplam alan ise
    %38 artmıştır (Fera 2009).
  • Çiftlik
    habitatlarındaki bitki türlerinin yaklaşık yarısı, böcek
    türlerinin üçte biri ve kuş türlerinin dörtte birinde,
    popülasyonlar azalmıştır (Robinson & Sutherland 2002).

Pestisitlerin Yaban Hayat Popülasyonları ve Tür Çeşitliliği Üzerindeki Etkisi

Pestisitlerin
çoğu, faydalı böceklere, kuşlara, memelilere, ikiyaşamlılara
veya balıklara toksiktir. Yaban hayat zehirlenmesi, kulanılan
pestisitin toksisitesi ve diğer özelliklerine (ör. suda çözünen
pestisitler yüzey sularını kirletebilir), uygulanan miktara,
sıklığa, zamanlamaya ve püskürtme yöntemine (ör. çok ince
püskürtme, pestisitin çevreye yayılmasıyla sonuçlanabilir),
hava durumuna, bitki örtüsü yapısına ve toprak tipine göre
değişmektedir. İnsektisitler, rodentisitler, (tohum kaplamakta
kullanılan) fungisitler ve daha toksik herbisitler, yaban hayatı
tehdit etmektedir. Geçtiğimiz 40 yıl içinde, yüksek düzeyde
toksik karbamat ve organofosfat kullanımı, ciddi oranda artmıştır.
Güneyde, endosülfan gibi, çevrede oldukça kalıcı organoklorlar,
hâlâ büyük ölçekte kullanılmaktadır. Pestisit zehirlenmesi,
habitatların da değişmesiyle birlikte, ciddi bir popülasyon
düşüşüne sebep olarak, nadir türleri tehlikeye atabilir.

Zirai
pestisitler, birçok canlı türü için önemli birer besin kaynağı
olan yabani otların ve böceklerin zenginliğini azaltabilir.
Herbisitler, bitki örtüsünün yapısıyla oynayarak, doğal yaşam
alanlarını değiştirebilir, böylece popülasyonları
zayıflatabilir. Fungusit kullanımı, çiftçilerin mera veya kök
bitkisi gibi ‘‘ara ürünler’’
yetiştirmeyi bırakmasına neden olmuştur. Bu, yabani tarlar
otlarının bazılarında azalmayla sonuçlanmıştır (Boatman ve
diğerleri

2007). Kanada’da, tehlike altındaki 62 türün yaşadığı
kayıplar, bölgedeki tarım alanlarının miktarından ziyade,
pestisit kullanım oranlarıyla daha yakından ilişkilidir. Tür
kaybının en çok olduğu alanlar, yoğun tarım (havadan püskürtme)
yapılan yerlerdir. Araştırmacılara göre, ya pestisitler, ya da
pestisit kullanımıyla ilişkili diğer yoğun tarım uygulamaları,
Kanada’da risk altındaki türlerin kaybında başrol oynamıştır
(Gibbs ve
diğerleri

2009).

  • Pestisitler,
    ya doğrudan, ya da besin kaynakları ve habitatlar aracılığıyla,
    yaban hayatı etkilemektedir.

  • Yüksek
    düzeyde toksik insektisitler, rodentisitler, (tohum kaplamada
    kulanılan) fungisitler ve toksik herbisitler, ciddi bir popülasyon
    düşüşüne sebep olabilir.
  • Besin
    zincirinde biriken pestisitler, özellikle de endokrin sistemi
    bozucular, memelilere, kuşlara, ikiyaşamlılara ve balıklara uzun
    vadeli risk teşkil etmektedir.

  • Geniş
    spektrumlu insektisitler ve herbisitler, kuşlar ve memelilerin
    besin kaynaklarını yok eder. Bu, nadir türlerin
    popülasyonunlarında ciddi bir kayba neden olabilir.

  • Herbisitler,
    bitki örtüsü yapısını değiştirmek suretiyle, doğal yaşam
    alanlarını bazı türler için elverişsiz hâle getirebilir. Bu,
    böcekleri, tarla kuşlarını ve memelileri tehdit eder.

Kuş Türleri, Pestisitler Nedeniyle Azalıyor

Batı
Avrupa’daki tarla kuşlarının sayısı, günümüzde, daha önce
bol bol bulunan türlerde dahi, 1980’dekinin yarısına düşmüştür.
Avrupa’da, 1980 ile 2006 arasında, tüm yaygın kuş ve orman kuşu
popülasyonlarının ortalaması %10, tarla kuşu nüfusları ise %48
azalmıştır. Bu rakamlar, 21 AB ülkesinde yürütülen saha
çalışmalarını temel almaktadır (EBCC 2008). Orman kuşları,
çiftliklerde yaşayan özel kuşlardan daha az kayıp yaşamıştır.
ABD’de yakın zaman önce yürütülen bir çalışma, her üç
kuştan birinin, ya nesli tükenmekte, ya tehlike altında, ya da
korunması gerektiğini bulgulamıştır (NABCI ve
diğerleri

2009). Çayır ve çorak-alan kuşlarının yüzde kırkı,
popülasyon kaybından etkilenmiştir. DDT ve diğer toksik
pestisitler Avrupa’da yasaklandıktan sonra, yırtıcılar ve diğer
kuşların nüfusu yeniden artmaya başlamıştır. 1980 ile 1999
yılları arasında, Kuzey Amerika’daki çayır kuşları, maki
kuşlarına kıyasla daha fazla zarar görmüştür. Türlerin %78’i
için, nüfus eğilimleriyle tarımsal arazi kullanımındaki değişim
arasında en az bir ilişki keşfedilmiştir. Bu etmen, türlerin
çoğu için, eyaletler arasındaki varyasyonların da %25-30’una
denk gelmektedir (Murphy 2003).

Avrupa’daki
tarla kuşları, daha çok yoğun tarım yapılan ülkelerde epey
daha fazla kayıp yaşamış, ve popülasyon değişimindeki eğilimin
%30’u, yürütülen bir istatistik analizine göre, ‘‘tahıl
hasılatı’’ ile ilişkilendirilmiştir (Donald ve
diğerleri
2001).
Bu araştırmanın yazarları, AB tarım politikalarını AB’ye
katılım sürecindeki ülkelerde uygulamaya sokmanın, kilit kuş
popülasyonlarında büyük bir düşüş ile sonuçlanacağını
öngörmektedir. Bu, Almanya’daki Saxony-Anhalt eyaletinde
yaşanmıştır. Bölge tarımı, 1990’dan itibaren, geleneksel
ekim nöbetini bırakmış (ör. kök bitkileri), bunun yerine keten
tohumu ve kış tahıllarına yönelmiş, bu da çayır alanlarında
daralmanın yanı sıra, insektisit ve herbisit kullanımında
artışla sonuçlanmıştır. Aynı dönem içinde, Kızıl Çaylak
(Milvus milvus) sayısı %50 azalmış, her 100 km2
için 40 çiftten, 20 çifte düşmüştür (Nicolai ve
diğerleri
2009).

Önemli
Kuş Alanları – ÖKA (Important
Bird Areas – IBA)
,
önemli kuş türlerini barındıran tarım alanlarını da
kapsamaktadır. ÖKA’lar, öncelikli koruma alanı olarak
belirlenmişse de, resmi bir koruma statüsüne sahip değildir
(Heath & Evans 2000). Tarımsal yayılma ve yoğunlaşma,
Afrika’daki ÖKA’ların yarısını, Avrupa’dakilerin ise üçte
birini tehdit etmektedir. Dünya’daki toplam kuş
popülasyonlarının, tarım öncesi dönemlerden bu yana %20-25
azaldığı tahmin edilmektedir. Hepsi birlikte, 1.211 kuş türü
(toplam kuş türlerinin %12’si), küresel olarak tehdit
altındadır, ve bunların %86’sı, doğal yaşam alanlarının yok
olması veya zarar görmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Küresel olarak tehdit altındaki 187 kuş türü için başlıca
sorun, sentetik gübreler, pestisitler ve ağır metallerin yüzey
sularına ve toprağa karışması ile sonuçlanan, kimyasal
kirliliktir (BLI 2004).

Pestisitlerden Kaynaklanan Kuş Zehirlenmeleri

Birleşik
Krallık’ta, kuşların tükettiği tohum hacmi, tohumlar daha
toksik fungisitlerden biriyle kaplandığı taktirde, potansiyel bir
risk oluşturacak kadar büyüktür (Prosser & Hart 2005).
Organofosfat insektisitler, disulfoton, fenthion ve parathion da da
dâhil olmak üzere, kuşlara yüksek derecede zehirlidir. Bunlar,
tarlalarda avlanan yırtıcıları sık sık zehirlemektedir (Mineau
1999). Saha çalışmaları gösteriyor ki, kullanılan insektisit
miktarlarını da göz önüne alarak, ‘‘ruhsatlı
insektisitlerin sayısına baktığımızda, bunlara maruz kalan
kuşların doğrudan ölümü hem kaçınılmaz, hem de oldukça
yaygındır’’ (Mineau 2005). Arjantin’deki pampa bölgelerinin
(ç.n.
Arjantin’de 750.000 km
2’yi
kapsayan geniş ovalara verilen genel isim
)
küçük bir kısmında, monocrotophos adlı bir organofosfat, 6.000
Swainson şahininin ölümünden sorumludur. Dünya çapında,
100.000’in üzerinde kuşun bu kimyasal nedeniyle ölümü,
belgelenmiştir (Hooper 2002).

Birleşik
Krallık’ta, pestisitler nedeniyle ölen kuşların sayısı, 2006
yılında en az 60, 2007 yılında ise 55’tir. Pestisitler, diğer
90 vakada da muhtemel ölüm nedeni olarak araştırılmaktadır
(2007’de 80 vaka). Etkilenen türler, şahin, kızıl çaylak,
kuzgun, karga, gökdoğan, kaya kartalı, martı, peçeli baykuş,
alaca baykuş, saksağan, keklik, ekin kargası, saz delicesi, kumru,
küçük karga ve ispinozlardır (PSD & Defra 2007; ACP 2008).
Aşağıdaki pestisitler, ölümcül kuş zehirlenmelerinin başlıca
sebebi olarak tanımlanmıştır: karbamatlar (aldicarb, bendiocarb,
carbofuran), organofosfatlar (klorpirifos, diazinon, isofenphos,
malathion, mevinphos, phorate), antikoagülan rodentisitler
(bromadiolone, brodifacoum, difenacoum), ve alfakloraloz.

2005’te,
bedeninde bir veya daha fazla antikoagülan rodentisit bulunan 20
adet ölü peçeli baykuşun altısında, ve 10 adet kerkenezden
beşinde, ölümcül miktarlarda kalıntı tespit edilmiştir. Ölüm
koşulları ve otopsi sonuçlarına göre, en az bir peçeli baykuş
ve iki kerkenezin ölümünde, rodentisitlerin etkili olduğuna karar
verilmiştir (Walker ve
diğerleri

2007). Ölü bulunan 23 kızıl çaylaktan beşinde bulunan
kalıntılar, peçeli baykuşlar için ölümcül düzeylerdedir, ve
bunların 17’sinde en az bir adet, on tanesinde ise iki veya üç
adet rodentisit kalıntısına rastlanmıştır (Walker ve
diğerleri

2008). Yırtıcı Kuş İzleme Programı kapsamında toplanan ölü
peçeli baykuşların %20’si (ve baykuş karaciğerlerinin %33’ü),
bir veya daha fazla rodentisit kalıntısı içermektedir (Walker ve
diğerleri

2008).

Kuşların Besin Kaynakları Üzerinde Pestisitlerin Olumsuz Etkileri

Herbisitler
ve çiftlik hayvanlarında kurt dökücü olarak kullanılan
avermectin kalıntıları, besin miktarının azalmasına neden
olarak, kuşları dolaylı yoldan etkilemektedir (Vickery ve
diğerleri

2001). Kuzey Avrupa’daki tarla kuşlarının beslendiği önemli
omurgasız türleri ve tohumların azalmasındaki başlıca etkenler,
insektisitler ve herbisitler, çiftliklerin yoğunlaştırılması ve
belirli bir ekin üzerine uzmanlaşması, tarla sınır paylarının
ortadan kalkması, ve toprağın sürülmesidir (Wilson ve
diğerleri 1999
).
Uygulama, üreme döneminde yapıldığı takdirde, insektisitlerin
sarı çinteler üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Bu dönemde
yapılan püskürtme, yıl boyunca düzenli uygulamadan daha fazla
zarar bile verebilmektedir (Morris ve
diğerleri

2005). Yumurtadan çıkma zamanından 20 gün önce ve sonrasındaki
zaman diliminde insektisit uygulamak, sarı çintelerde olağandan
küçük yavrular, tarlakuşlarında düşük ortalama doğum
ağırlığı, ve tarla çintelerinde düşük hayatta kalma oranına
neden olmaktadır (Boatman ve
diğerleri
2004).
İnsektisitler, herbisitler veya fungisitlerin daha sık uygulanması
ise, önemli bir besin kaynağı olan omurgasızların sayısında
ciddi düşüşe yol açmaktadır. Bu, tarla çintelerinde başarısız
üreme ile sonuçlanarak, azalmalarında bir rol oynamış olabilir
(Birckle 2000). Sussex’te kullanılan herbisitler, önemli birer
böcek taşıyıcısı olan yabani otları ortadan kaldırarak,
çilkeklik popülasyonlarında ciddi bir azalmaya sebep olmuştur
(GCT 2004).

Uygulanan
alanların yüzdesine göre belirlenen pestisit kullanım eğilimleri,
ani kuş kayıplarının yaşandığı dönemler ile
ilişkilendirilmiştir (Campbell & Cooke 1997). Birleşik
Krallık’ta pestisitlerden dolaylı olarak etkilenen kuş türleri
arasında, çilkeklik, tarla çintesi, sarı çinte, kızıl sırtlı
örümcek kuşu, tarlakuşu, ağaç serçesi, ve sarı kuyruksallayan
bulunmaktadır (CSL ve
diğerleri

2005). Çiftlik kuşlarındaki azalmanın başlıca sebepleri (1)
pestisitler ve özellikle herbisitlerle ot mücadelesi, (2)
tahılların sonbaharda ekilmesi yerine ilkbaharda ekilmesi, (3)
drenaj ve yoğun mera yönetimi, ve (4) inek veya koyun yoğunluğunun
artmasıdır (Newton 2004). Sinir sistemine ölümcül olmayan
etkiler, davranış bozukluklarına da yol açabilmektedir. Bir meyve
bahçesinde, azinphos-methyl adlı bir organofosfat uygulandıktan
sonra, ebeveyn kuşların daha az beslenme seferine çıktığı
gözlemlenmiştir (Bishop ve diğerleri 2000).

  • Kuş
    popülasyonları, organofosfat ve karbamat insektisitler, ve
    antikoagülan rodentisit zehirlenmeleriyle, doğrudan
    etkilenmektedir. Ölümcül olmayan düzeylerde organofosfat
    pestisitlerle zehrilenmek ise, kuşlarda zararlı davranış
    bozukluklarına yol açabilmektedir.

  • Geniş-spektrumlu
    herbisitler, kuşların tükettiği yabani otları ve yabani otların
    ev sahipliği yaptığı böcekleri azaltarak, nadir ve tehlike
    altındaki kuş türlerini tehdit etmektedir. İnsektisitler,
    kuşların önemli bir besin kaynağı olan böceklerin sayısını
    da azaltmaktadır.

Zararlı Pestisitlerin Memelilere Riski

Pestisitler
ve diğer kimyasallar, İngiltere’nin yabani memelilerinde
popülasyon zayıflamasına yol açmıştır. Bundan, en çok
yarasalar ve kemirgenler (ve türlerin %38’i) etkilenmiştir
(Harris 1995). Bazı pestisitler, besin zincirinde birikmektedir, ve
bu da omurgalılar için, özellikle de besin zincirinin üst
mertebedesindeki memeliler ile yırtıcı kuşlar gibi avcılar için,
endişe vericidir. Antikoagülan rodentisitler, yüksek düzeyde
toksiktir ve bazıları biyobirikim yapabilir. Hedef-dışı avcı
memeliler (ör. köpekler ve tilkiler) ve yırtıcı kuşlar,
rodentisitlerle zehirlenmiş fare veya sıçan avladıkları zaman,
‘‘ikincil zehirlenme’’ yaşarlar. Fransa’da, av
hayvanlarının dokusundaki bromadiolone kalıntısı nedeniyle
tilkiler zehirlenmiştir (Berny ve
diğerleri
1997).
Birleşik Krallık’ta, rodentisitler ile sıçan mücadelesi
yapılırken, yerel dağ fareleri, kızıl sırtlı fareler, tarla
farelerinin nüfusu ciddi darbe almıştır (Brakes & Smith).

İncelenen
küçük memeli avcıların (kokarca, kakım, gelincik) en az
%25-35’i, rodentisitlere maruz kalmıştır, ve bu muhtemelen
iyimser bir orandır (Shore ve
diğerleri

1999). Fakat, rodentisitlerin ikincil memeli zehirlenmesine ne
sıklıkla yol açtığı, ve nüfusları üzerinde nasıl bir etkisi
olduğu, iyi bilinmemektedir.

Herbisit
kullanımı, bitkisel besin kaynaklarını yok ettiği ve mikroiklimi
değiştirdiği için, orman böcekçili, dağ faresi ve porsuk gibi
memelileri de etkileyebilir (Hole ve
diğerleri
2005).
Yaban tavşanları, çeşitliliğe sahip yaşam alanları sever.
Dolayısıyla, nadasa bırakılmış arazilerin çoğalmasından
faydalanabilirler (Smith ve diğerleri 2004). Yarasaların beslenme
faaliyetleri, konvansiyonel çiftliklere kıyasla, organik
çiftliklerde çok daha yoğundur, bunun sebebi ise, organik
çiftliklerin çok sayıda av böceğine ev sahipliği yapması
olabilir (Wickramasinghe ve
diğerleri

2004). Daha az yoğun çiftçilik sistemleri, yarasaların
sayısındaki azalmayı tersine çevirebilir.

  • Antikoagülan
    rodentisitler, avcı memeliler ve yırtıcı kuşları, çoğu zaman
    dolaylı olarak zehirlemektedir.

  • Herbisitler,
    bitki örtüsü ve habitatları değiştirerek memelileri tehlikeye
    atabilir, bu sırada insektisitler de önemli besin kaynaklarını
    tüketebilir.

Pestisitlerin Kelebekler, Arılar ve Doğal Düşmanlar Üzerindeki Etkisi

Geniş-spektrumlu
insektisitler (ör. karbamatlar, organofosfatlar ve piretroidler),
arı, örümcek ve toprak böcekleri gibi faydalı böcek
nüfuslarında düşüşe neden olabilir. Bu türlerin birçoğu,
besin ağında önemli bir rol oynar, veya zararlı böceklerin doğal
düşmanlarıdır. 1970’den bu yana, Sussex’in tahıl
tarlalarındaki böcek sayısı, yarısına düşmüştür (GCT
2004). Böcekler ve örümceklerin sayısı, pestisit uygulanmayan
tarlalarda çok daha yüksektir (Moreby & Southway 1999).
İngiltere’deki organik çiftliklerde bulunan kelebeklerin sayısı
ve çeşitliliği, konvansiyonel çiftliklerdekinden yüksektir
(Feber ve
diğerleri

2007). Toprak böcekleri ve örümcekler de, genelde organik
çiftliklerde daha fazladır. Konvansiyonel mücadele uygulamaları,
hedef zararlılar ve diğer böceklerden çok, doğal düşmanlar
üzerinde etkili olmuş gibidir (Bengtsson ve
diğerleri
2005).
Organik çiftliklerde, güvelerin de sayısı daha fazla, tür
çeşitliliği daha zengindir (Wickramasinghe ve
diğerleri

2004). Tarlalarda insektisit kullanımı, toprak örümceği
topluluklarını etkileyen önemli bir unsurdur (Drapela ve
diğerleri

2008). Yüksek pestisit girdisi olan arazilerdeki böcek, yaban arısı
ve örümcek toplulukları daha tek tiptir, bu da yoğun tarım
uygulanan alanlardaki topluluklar arasında daha az etkileşim
olduğunu göstermektedir (Dormann ve
diğerleri

2008).

Arılar,
çok önemli tozlaşma işini yaparlar. Bal arıları ve parazit
böcekler, virüs hastalıkları, habitat kaybı ve pestisitler
nedeniyle baskı altındadır. Yoğunlaştırılmış tarım
uygulamaları, doğal yaşam alanlarının yok olması ve tarım
kimyasalları, Avrupa’nın bal arıları ve yaban arılarını
tehdit eden başlıca çevre sorunları arasındadır. Tarım
politikaları, bu baskı unsurlarını hafifleterek, yeterli
tozlayıcı popülasyonunu korumalıdır (Kuldna ve
diğerleri

2009). ABD’de, doğal habitatların yanında konumlanmış organik
çiftliklerin tozlaşma ihtiyacını, çok çeşitli yaban arısı
toplulukları sağlarken, diğer çiftliklerdeki yerel arıların
sayısı ve çeşitliliği oldukça azdır (Kremen ve
diğerleri

2002). Birleşik Krallık’ta, 1995 ile 2001 arasında yaşanan (ve
nedeni saptanabilmiş) 95 arı zehirlenmesi vakasının, %42’si
organofosfatlar, %29’u karbamatlar, ve %14’ü piretroidlerden
kaynaklanmaktadır (Fletcher & Barnett 2003). Birleşik
Krallık’ta, son on yıl içinde arı kolonilerini zehirleyen
insektisitler arasında bendiocarb (bir karbamat) ve üç piretroid
bulunmaktadır: cypermethrin, deltamethrin ve permethrin (PSD
2001-7). Piretroidler ve ergosterol sentezini önleyen (EBI)
fungisitler (imidazole veya triazole fungisitler) arasındaki
sinerjik etkiler, bal arılarına karşı tehlikeyi artırabilir
(Pilling & Jepson 2006).

Clothianidin,
ve belirli bir ölçüde imidacloprid, bambul arıları ve diğer
yaban arılarına karşı yüksek düzeyde zehirlidir (Scott-Dupree
ve
diğerleri

2009). Bu iki neonikotinoid insektisit, mısır ve ayçiçeği
tohumlarının kaplanmasında kullanılır. 2008 yılında, Güney
Almanya’da, clothianidin kaynaklı birçok arı ölümü ve koloni
çöküşü yaşanmıştır (Spiegel 2008). Ürün, bundan sonra
piyasadan çekilmiştir. Imidacloprid ile kaplanmış bir tohum
filizlendiği zaman, arıları zehirleyebilecek miktarda toksik madde
çevreye yayılabilir (Greatti ve
diğerleri

2003). Kaplanmış tohumdan yetiştirilen mısırın polenindeki
imidacloprid kalıntıları, ölümcül olmayan dozlarda da arıları
tehdit eder (Bonmatin ve
diğerleri

2005). Imidacloprid, düşük dozlarda bile, arıların beslenme
davranışını olumsuz etkilemektedir (Yang ve
diğerleri
2008).
Düşük dozda imidacloprid’e uzun süre maruz kalmak, arılarda
öğrenme yeteneğini azaltmıştır (Decourtye ve
diğerleri

2003). Alfalfa yetiştiriciliğinde kullanılan imidacloprid, hedef
zararlılardan çok, eklembacaklı topluluklarının (örümcek gibi
doğal düşmanların) miktarını ve çeşitliliğini etkilemiştir
(Liu ve
diğerleri

2008). Imidacloprid, Fransa’da yasaklanmıştır. Tarla
sınırlarında pestisit kullanılmadığı zaman (özellikle de
herbisitler), Lepidoptera türleri (ör. güveler veya kelebekler),
böcekler ve cepkenli böcekgillerin sayısında olumlu bir artış
gözlenmiştir (Frampton ve
diğerleri

2007). Organik tarlalardaki ortalama örümcek ve toprak böceği
veya cepkenli böcek sayısı, konvansiyonel tarlalardakinin
neredeyse iki katıdır (Mader ve
diğerleri

2002).

  • Arılar,
    bambul arıları ve diğer faydalı böceklere yüksek düzeyde
    toksik pestisitler: karbamatlar (ör. aldicarb, benomyl, carbofuran,
    methiocarb), organofosfatlar (ör. klorpirifos, diazinon,
    dimethoate, fenitrothion), piretroidler (ör. cyfluthrin,
    cyhalothrin), ve neonikotinoidler (imidacloprid, thiamethoxam,
    clothianidin).

  • Tohum
    kaplamada kullanılan clothianidin, yakın zaman önce geniş çaplı
    arı zehirlenmelerine neden olmuştur. Bitkilerdeki imidacloprin
    kalıntıları ise, arıların davranışını olumsuz
    etkileyebilir.

İkiyaşamlıları ve Sucul Türleri Etkileyen Pestisitler

Dünya’daki
6.000 ikiyaşamlı türünün üçte biri, tehdit altındadır.
Habitat kaybı, aşırı tüketim veya yabancı türlerin
getirilmesinin yanı sıra, yüzey sularının tarım gübreleri ve
pestisitlerle kirlenmesi de ikiyaşamlıları etkilemektedir (IUCN
2009). ABD’de, bir triazin herbisiti olan hexazinone uygulamasından
kaynaklı kirliliğin, soyu tükenmekte olan kırmızı bacaklı
Kaliforniya kurbağası ve doğal yaşam alanını ‘‘olumsuz
etkileme olasılığı yüksek’’tir (US EPA 2008). Atrazin, bazı
balık türlerine orta düzeyde zehirlidir. Sucul bitkilere zarar
vererek, sucul ekosistemleri dolaylı yoldan etkileyebilir. Yapılan
bir inceleme, atrazin’in kurbağalar veya balıklar üzerinde nede
olduğu muhtemel hormonal etkilerin, daha fazla araştırılması
gerektiğini vurgulamaktadır (US EPA 2006). Avrupa’da, sağlık ve
çevre riskleri nedeniyle, atrazin’in ruhsatı iptal edilmiştir
(EC 2003). Isoproturon ve diuron gibi üre herbisitler, nehirler,
göller ve yer altı sularını sıklıkla kirletmektedir. Diuron’un
birçok metaboliti, mikroorganizmalara diuron’un kendisinden daha
zehirlidir (Bonnet ve
diğerleri
2007).
Bakır ile üretilen fungisitler, sucul canlılara karşı yüksek
düzeyde toksiktir. Balıklar ve bazı diğer sucul canlılarda bakır
birikimi yüksek olabilmektedir (EFSA 2008). AB, organik bağlar ve
elma bahçelerinde bakır kullanımını zamana içinde ortadan
kaldırmayı hedeflemektedir (REPCO 2007).

ABD’deki
ikiyaşamlı topluluklarını inceleyen kapsamlı bir çalışma,
yüzey sularının yanındaki tarlalarda ve (böcekleri veya
bitkileri etkilemeye yetecek kadar yüksek konsantrasyonlarda)
pestisitler nedeniyle, ikiyaşamlı tür zenginliği zarar
görmektedir. Özellikle de, eğer sucul bitki popülasyonunu ciddi
oranda azaltan herbisitler, suda yüksek yoğunlukta ise, bu, ortamda
avcı nüfusuna oranla az sayıda ikiyaşamlı bulunduğu, ve
ikiyaşamlılardaki trematod parazitlerin artışı ile
ilişkilendirilmektedir (Beasley ve
diğerleri
2002).
Tarımsal sulak alanlardaki parazit nematodların sayısı,
yetiştirme dönemde daha yüksektir. Tarımsal faaliyetler, zararlı
nematodların kurbağalara verdiği zararı yoğunlaştırabilir
(King ve
diğerleri

2008). Atrazin, kaplan semenderlerinin bağışıklık sistemini
baskılayarak, akyuvar sayısının azalmasına yol açmaktadır.
Atrazin’e maruz kalan semenderlerde, patojen virüsler tarafından
enfekte olma oranı da daha yüksektir (Forson & Storfer 2006).
Atrazin’in, yürütülen saha çalışmalarında, kuzey leopar
kurbağası iribaşlarının bağışıklık sistemini etkileyerek,
türün nüfusunu zayıflattığı görülmüştür. Atrazin ve
fosfat gübreler, kurbağa larva trematodlarındaki artışın
başlıca sebeplerindendir (Rohr ve
diğerleri

2008). Kaliforniya’da, Pasifik ağaç kurbağası nüfusunun
azaldığı bölgelerdeki iribaşlarda, cholinesterase enzimi
seviyeleri düşüktür, bu da organofosfatlar ve/veya karbamatlara
maruz kaldıklarını belirtmektedir (Sparling ve
diğerleri

2001). Endosülfan, nüfusu azalmakta olan sarı bacaklı kurbağalara
karşı yüksek düzeyde zehirlidir. Klorpirifos ve endosülfan adlı
insektisitler, normal kullanım koşullarıyla çevreye yayılan
konsantrasyonlarda bile, ikiyaşamlılara ciddi zarar verebilir
(Sparling & Feller 2009). Laboratuvar testlerinde, glufosinat ve
glifosat herbisitlerin bazı formülasyonlarına maruz bırakılan
kurbağaların (Anaxyrus cognatus ve Spea multiplicata) hayatta kalma
oranı düşmüştür (Dinehart ve
diğerleri

2009).

Sucul
canlılara daha fazla zarar verme riski oluşturan pestisit kullanım
koşulları, insektisitlerin püskürtme sırasında etrafa
yayılması, ve herbisitlerin tarlalardan sızmasıyla gerçekleşir
(Verro ve
diğerleri

2009). Fakat, 261 adet pestisitin, tarla kanallarındaki sucul
ekosistemlere teşkil ettiği riski inceleyen bir araştırma,
öngörülen riskin %95’inin yalnızca 7 adet pestisitten
kaynaklandığını göstermiştir (De Zwart 2005). Açıkça, daha
dar-spektrumlu pestisitler (hedef-dışı canlılara çok az veya hiç
zarar vermeyen) tercih edilmelidir. Yüzey suları, insektisitler
normal seviyelerde kullanılsa dahi, balıklar, ve su piresi ile
karides gibi sucul omurgasızları olumsuz etkilediği bilinen
düzeylerin üzerindeki yoğunluklarda kirlenmektedir. Bu, örneğin,
sucul ortamda bulunan azinphos-methyl, klorpirifos ve endosülfan
seiyelerinde gözlenmiştir (Schulz 2004). Benzer şekilde,
klorpirifos ve endosülfan da ‘‘olası ekolojik endişe yaratan
kimyasallar’’ sınıfındadır. Bir değerlendirmeye göre,
endosülfan, yalnızca sucul ekosistemlerin yanında kullanıldığı
müddetçe, balıklar ve omurgasızlar üzerinde yarattığı olumsuz
etki endişe yaratacak boyutlara ulaşmaktadır (Carriger & Rand
2008). Carbaryl adlı insektisitin saha testlerinden elde edilen
sonuçlara göre ise, bu insektisit, su birikintilerinin
kolonizasyonu ve bırakılan yumurtaların sayısını değiştirerek,
ikiyaşamlı ve sucul böcek topluluklarının yapısını
etkilemektedir (Vonesch & Klaus 2009).

  • Püskürtme
    ve topraktan sızıntı yoluyla yüzey sularına bulaşan
    insektisitler ve herbisitler, sucul toplulukların yapısını
    değiştirebilmekte, balıklar ve omurgasızları etkilemektedir.

  • İnsektisitler
    (organofosfatlar ve karbamatlar), ikiyaşamlıların sinir sistemi
    üzerinde toksik etkilere yol açarak, bu canlıların davranış
    biçimlerini değiştirebilir. Herbisitler (ör. atrazin), kurbağa
    iribaşlarının bağışıklık sistemine zarar vererek,
    ikiyaşamlıların parazit nematodlara karşı daha savunmasız hâle
    gelmesine neden olabilir. Dolaylı etkiler ise ölümcüldür.

  • Diuron
    gibi üre herbisitler, yüzey ve yeraltı sularını sıklıkla
    kirletmektedir. Bakır içeren fungisitler ise, balıklara karşı
    yüksek düzeyde zehirlidir ve biyibirikim yapabilmektedir.

Pestisitlerin Bitki Toplulukları Üzerindeki Etkileri

Son
yıllarda, herbisit kullanımı çarpıcı biçimde artmıştır.
Günümüzde, İngiltere’deki üretim dışı bazı bitkiler (veya
‘‘yabani otlar’’), nesli tükenme tehlikesiyle karşı
karşıyadır (Preston 2002). Birleşik Krallık’ta kullanılan
toplam pestisit hacmi 1990 ile 2006 yılları arasında azalmış
olsa da, herbisit uygulanan alanlar %38 artmıştır (Fera 2009).
Tarım arazileri ve tarla sınırlarındaki yabani bitkilerin
çeşitliliği, özellikle verimsiz çayırlar ve çalı çit
kenarlarında azalmaktadır. 1998 yılında, tarlalarda gözlemlenen
bitki çeşitliliği artışı, arazi koruma (ç.n.
nadas
)
uygulamasının başlamasıyla ilişkili olabilir (Defra 2008).
İngiltere’de, kelebek tırtıllarına besin sağlayan bitkilerin
sayısı, 1998 ile 2007 yılları arasında azalmıştır. Agro-çevre
programlarıyla oluşturulan tarla sınırları, üretim yapılan
alanlara kıyasla daha fazla bitki türüne ev sahipliği
yapmaktadır, fakat bitki örtüsünün zenginliği ve çeşitliliği,
diğer doğal yaşam alanlarına (ör. bahçecilik alanları) ve
nadas bölgelerine kıyasla, hâlâ düşüktür (tarla başına
ortalama 11 tür ve %21 örtü) (CS 2007). En az üç metre
genişliğinde, püskürtme yapılmayan tarla sınırı şeritleri
oluşturmak, tarla otları ve bunların ev sahipliği yaptığı
böceklerin sayısı ve çeşitliliğinde hatırı sayılır artış
sağlamıştır (De Snoo 1999). Tarla sınırlarındaki zararlı
otlarda ise, beş yıl boyunca artış görülmemiştir (Musters ve
diğerleri

2009).

EZY
yöntemleri kullanılan (ve ortalamaların yarısı kadar herbisit
uygulanan) Avrupa çiftliklerinde, sonbahar ekimi döneminde toprakta
bulunan yabani ot tohumları iki katına çıkmıştır. Bu, kabul
edilebilir bir düzeydir, çünkü, ilkbahar döneminde yapılan ekim
zamanı, bazı yabani otların tohumları üç katına kadar artış
göstermiştir (EN 2005). İngiltere’nin ovalarındaki organik
çiftliklerde tespit edilen bitki, kuş, yarasa, omurgasız
çeşitliliği ve miktarı, konvansiyonel çiftliklere kıyasla daha
yüksektir. Olumlu etkiler, en çok bitkilerde gözlenmiştir.
Organik tarlaların, en az iki kat fazla bitki türü, ve ortalamada
iki kat daha fazla otsu bitki örtüsü desteklediği tahmin
edilmektedir (Fuller ve
diğerleri
2005).
Uzun zaman önce getirilen kasım çiçeği gibi tarla bitkilerinin
azalmasıyla, İngiltere’nin florası da değişmektedir. Bunun
sebebi, yoğun tarımın artması ve karışık ekimin azalması
olabilir (Preston 2009).

Bazı
herbisitler, çok düşük dozlarda bile bitkilere zehirlidir, ör.
sulfonylurea’lar, sulfonamid’ler ve imidazolinon’lar. Çok
düşük konsantrasyonlarda tribenuron-methyl, alg gelişimi ve
mikroalg faaliyetlerini etkilemektedir (Nystrom ve
diğerleri

1999). Sulfonylurea herbisitlerin fitoplanktonlar üzerindeki
etkilerini araştıran bir çalışma, bu herbisitlerin düşük
çevresel konsantrasyonlarda bile sucul sistemlere zarar verme
ihtimali olduğunu ortaya çıkarmıştır (Sabater ve
diğerleri

2002). Sulfonylurea, hayvanlara daha zehirli olan diğer
herbisitlerin yerini almıştır. Patateslerde kullanılan
sulfometuron-methly, tavsiye edilen dozların altında uygulandığında
dahi ciddi ürün kayıplarına yol açmıştır Pfleeger ve
diğerleri

2008). Uzmanlar, yaygın sulfonylurea kullanımının, ‘‘hedef-dışı
ürünlerin verimi, doğal bitki topluluklarının yapısı ve yaban
hayat besin zincirleri üzerinde yıkıcı etkilere yol
açabileceğini’’ belirtmiştir (Fletcher ve
diğerleri

1993).

Hexazinon,
yüksek derecede çözünebilir, kalıcı bir triazin türüdür
(Footprint 2009). ABD’de yapılan bütün uygulama oranları,
EPA’nın hedef-dışı su ve kara bitkileri için belirlediği
güvenli seviyelerin üzerinde kalıntı bırakmıştır. Hexazinon
uygulanmış alanların içindeki veya yanındaki sucul ekosistemler,
sucul bitkilerin etkilenmesi nedeniyle değişebilmektedir (US EPA
1994). Diğer triazin ürünleri de sucul bitkileri benzer şekilde
etkiler, ör. terbuthylazin ve atrazin. Yürütülen saha
testlerinde, glifosat, mikrobik fitoplanktonları azaltarak ve
siyanobakteri (mavi-yeşil alg) sayısını artırarak, tatlı
sulardaki mikrobik toplulukların yapısını değiştirmiştir
(Perez ve
diğerleri
2007).

  • Önceleri
    İngiltere’deki çiftlik arazilerinde yaygın olan bitkiler,
    karışık ekimin ortadan kalkması ve herbisit kullanımının
    artmasıyla, yok olmaktadır.

  • Sulfonylurea
    herbisitlerin, ve büyük olasılıkla sulfonamid’ler ve
    imidazolinon’ların büyük ölçekli kullanımı, hedef-dışı
    bitkiler, algler ve ekosistemleri tehdit etmektedir.

  • Triazin
    herbisitler, hedef-dışı ve sucul bitkilere karşı risk teşkil
    etmektedir.

Pestisitler, Toprağın Bereketini Azaltıyor Mu?

Toprak
bereketi nedir? Bereketli bir toprak, bitkilerin büyümesi için
gerekli besinleri sunar, çeşitli aktif organizmalara ev sahipliği
yapar, bulunduğu konumun belirleyici özelliklerini yansıtan bir
yapısı vardır, ve organik kalıntıların sürekli ayrışmasını
sağlar

(Mader ve
diğerleri

2002).

Güney
Afrika’daki organik bağlarda bulunan toprak organizmalarının
beslenme faaliyetleri, konvansiyonel uygulama yapılan arazilere göre
daha yüksektir (Reinecke ve
diğerleri
2008).
Toprak solucanlarının sayısı 1.3-3.2 kat daha fazla,
mikorizaların yerleştiği bitki kökleri ise, yine konvansiyonel
sistemlere göre %40 daha fazladır (Mader ve
diğerleri

2002). Mikoriza gelişimi, triclopyr adlı herbisitin yüksek düzeyde
bulunduğu topraklarda, ciddi oranda sekteye uğramaktadır
(Chakravarty 1987).

Metsulfuron
ve (belirli bir düzeyde) chlorsulfuron adlı sulfonylurea
herbisitleri, Pseudomonas toprak bakterilerinin sayısında azalmaya
neden olmuştur (Boldt & Jacobsen 2006). Bensulfuron-methyl (B)
ve metsulfuron-methyl adlı iki sulfonylurea herbisitin kombinasyonu,
laboratuvar testlerinin ilk 15 gününde, topraktaki mikroorganizma
biyokütlesinde kayda değer düşüşe yol açmıştır (El-Ghamry
ve
diğerleri

2001). Bromoxynile (bir nitril herbisit), topraktaki bakteriyel
toplulukların tür yapısı ve çeşitliliğinde büyük değişimlere
sebep olmuş, topraktaki kimyasal bileşikleri ayrıştıran
bakterilerin gelişimini durdurmuştur (Baxter ve
diğerleri

2008). Ayrıca, captan adlı fungisit ve glifosat adlı herbisit de,
topraktaki bakteriyel toplulukları oluşturan türleri
değiştirmiştir (Widenfalk ve
diğerleri

2008). Bazı organofosfat insektisitler, (ör. dimethoate), toprak
mikroorganizmalarının faaliyetlerini ve biyokütlesini azaltırken,
fosthiazate gibi diğerlerinin ise, mikrobik biyokütleyi artırdığı
gözlenmiştir (Eisenhauer ve
diğerleri

2009). Pestisitlerin, toprak bereketini uzun vadede nasıl etkilediği
henüz çok iyi bilinmemektedir, çünkü bu birçok etkene bağlıdır.

  • Pestisitler,
    toprak solucanlarını, ortakyaşamlı (simbiyotik) mikorizaları ve
    diğer toprak mikroorganizmalarını etkilemektedir.
  • Bakteriyel
    toplulukların yapısı ve faaliyetleri, pestisitler yüzünden
    değişmektedir.

Biyoçeşitlik Koruma Politikaları ve Yöntemleri

AB’deki
ulusal politikalar, biyoçeşitliliği korumaya yönelik hedefler
belirlemiştir (EC 2009). Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi,
türlerin korunmasına ilişkin ulusal düzeyde stratejiler ve eylem
planları sunmaktadır. Bunlar, ulusal hedefler belirlemeyi de
kapsar. Örneğin, Birleşik Krallık Biyoçeşitlilik Eylem Planı
(BAP), öncelikli koruma altında 1.150 tür ve 65 doğal yaşam
alanı belirlemiştir. 2002’de, öncelikli 78 çiftlik türünün
%39’u azalmakta, %21’i bilinmeyen veya belirsiz durumda, %18’i
stabil, %15’ı artışta ve %7’si yok olmuş durumdadır. 2003
yılında, Birleşik Krallık’ta ulusal öneme sahip toplam bir
milyon hektar yaban hayat alanının (‘‘Özel Bilimsel İlgi
Alanları’’), yaklaşık 380.000 hektarı, veya %38’i,
ağırlıklı olarak tarımsal faaliyetler nedeniyle olumsuz koşullar
altındaydı. İşlenen bölgelerdeki önemli yaban hayat alanlarının
ise, yalnızca %47’si iyi durumdaydı (Defra 2003). BAP
hedeflerinden biri, İngiltere’deki tarla kuşlarının kaybını,
2020 yılına kadar tersine çevirmektir. Kış mevsiminde, nadasa
bırakılmış alanlardaki tarla kuşu yoğunluğu, tahıl
tarlalarına kıyasla çok daha yüksektir. Fakat, AB politikası
yakın zaman önce değişti ve nadas uygulamaları zorunlu olmaktan
çıktı. Ornitologlar, bunun tüm AB’deki çiftlik biyoçeşitliliği
üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler doğuracağı konusunda uyarılar
yapmıştır (Gillings ve
diğerleri

2009).

Kırsal
yaban hayatı destekleyecek miktarda yabani ot türünün devamını
sağlamak, zor bir iştir. İşlenmemiş alanlar bırakarak, çok
daha dar-spektrumlu herbisitler tercih ederek ve bunları da seçici
biçimde kullanarak başarılabilir (IACR 2001). 1978 ile 1990
yılları arasında İngiltre’de, ekilebilir arazilerdeki bitki
çeşitliliği azalmaktaydı. 1998 ile 2007 arasında ise, büyük
arazilerdeki bitki çeşitliliği, %36 artmıştır. Bu, agro-çevre
programları sayesinde korunan araziler veya nadasa bırakılan
tarlalardaki artıştan kaynaklanmaktadır (CS 2009). Herbisit
girdisinin azaldığı tarlalardaki kuşlar, kış tahılı anızını,
konvansiyonel üretim yapılan tarlalara kıyasla daha sık
kullanmıştır (Bradbury ve
diğerleri

2008). Kuşların yok olmasını engellemek için, çiftçiliğin
temelden değişmesi ve uygun uygulamaların sisteme dâhil etmesi
gerekmektedir (Newton 2004). Tür çeşitliliği, ekim yapılmayan
topraklarda, tarlalar veya meralara kıyasla genelde daha yüksektir.
Püskürtme yapılmayan, işlenmemiş tarım arazileri, nadir yabani
bitki türlerinin yanı sıra, en yüksek miktarda omurgasız canlı
çeşitliliğine de ev sahipliği yapmaktadır. Bu işlenmeden
bırakılan araziler, kuşların beslenmesi için en önemli alanları
oluşturur. Toprak üzerindeki otlar, birçok besin böceğine koruma
ve sığınma sağlar. Kış tahıllarında daha dar-spektrumlu
herbisistler kullanmak, yavrularını ot tohumlarıyla besleyen
kuşlara faydalıdır; ör. ketenkuşu veya ispinozlar (Moreby &
Southway 1999). AB’de, entegre mücadele yöntemleri kullanılan
tarlalar veya karışık ekim çiftliklerinde, ortalama herbisit
kullanımı %43, insektisitler veya mollusisitler %55, ve fungisit
kullanımı ise, konvansiyonel çiftliklere kıyasla, %50 daha azdır.
EZY uygulanan çiftliklerde, eklembacaklılar (böcekler, örümcekler,
sıçrar kuyruklular veya yaprak arıları),
bitkiler ve toprak solucanları kayda değer oranda artmıştır.
Benzer olumlu etkiler, toprak canlıları, kuşlar, ve dağ faresi
gibi memelilerde de gözlemlenmiştir (EN 2005).

Ulusal
pestisit ruhsatlandırma sistemleri, pestisitlerin hedef-dışı
türlere verdiği zararı sınırlamayı amaçlar. Fakat, pestisit
risklerini azaltma tedbirleri henüz geliştirilmektedir. Hedef-dışı
türler üzerindeki olumsuz etkiler, yalnızca düzenleyici mevzuat
ile engellenemez. Pestisitlerin biyoçeşitlilik üzerindeki
etkilerini azaltacak ek girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır. AB’nin
Altıncı Çevre Eylem Planı, biyoçeşitliliğin korunmasını
başlıca öncelik olarak belirlemiştir (EC 2002). Kuşlar ve
Habitatlar Direktifi altında korunan alanlar, ‘’Natura 2000’’
ağı ile de birleşmiştir. AB’deki sürdürülebilir pestisit
kullanımına dair strateji önerisi, pestisitlerin neden olduğu
sağlık ve çevre risklerini en aza indirmeyi hedeflemektedir. Üye
Devletler, Natura 2000 alanlarındaki pestisit kullanımını mümkün
olduğu kadar azaltmalı veya ortadan kaldırmalı, ve az pestisit
girdili çiftçiliği teşvik etmeli, özellikle entegre zararlı
yönetimini (EZY) ve EZY tekniklerinin uygulanması için gerekli
koşulları sağlamalıdır (EC 2009a).

EZY
standartları oluşturan kurumların en önemlileri arasında,
Zararlı Hayvanlar ve Bitkiler için Biyolojik ve Entegre Mücadele
Uluslararası Örgütü (International
Organization for Biological and Integrated Control of Noxious Animals
and Plants – IOBC
)
gelmektedir. Sunduğu entegre üretim ilkeleri, biyoçeşitliliğin
önemini vurgulamaktadır.

IOBC’ye
göre entegre üretim, yüksek kalitede gıda ve diğer maddeler
üretmek amacıyla, kirletici girdileri bırakmak için doğal
kaynakları ve düzenleyici mekanizmaları kullanarak, sürdürülebilir
tarımı güvence altına alan bir çiftçilik sistemidir (IOBC
2004).

AB’deki
agro-çevre programları, çevreyi ve kırsal bölgeyi korumaya
yönelik tedbirler alan çiftçilere ödeme yapmaktadır. Fakat bu
tedbirler için para harcamak, şimdiye kadar yetersiz kalmıştır.
Yoğun çiftçilik yapmayan ve doğayı koruyan çiftçiler,
ödüllendirilmelidir (Donald ve
diğerleri

2002). BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, ülkelerin
biyoçeşitliliği korumaya dair ulusal stratejiler ve eylem planları
geliştirmesini, ve hem ulusal hem de ulus-altı hedefler ve
göstergeler belirlemesini şart koşmaktadır (CBD 2008). Koruma
hedeflerinin sayısı ve niteliği, ülkeden ülkeye ciddi farklılık
göstermektedir (EPBRS 2009). Teşvik programları, sürekli yeniden
değerlendirilmeli ve uyumlanmalıdır (Berendese 2004). Tarla
kuşları gibi tehlike altındaki türlerin korunmasına yönelik
tedbirlerin verimliliğini değerlendirmek amacıyla, nicel ve
ölçülebilir hedeflere, ve ayrıca türlerin izlenmesine gereksinim
duyulmaktadır (Donald ve
diğerleri

2007). Hatırı sayılır kazanımlar elde etmek için, yoğun
olmayan çiftçiliğin, birbirine bağlı daha büyük alanlara
yayılması gerekebilir (Whittington 2007). Organik çiftlikler, ve
belirli bir ölçüde agro-çevre programları, AB’deki bitki ve
böcek çeşitliliği üzerinde olumlu etkiler yaratmış, fakat kuş
türlerindeki çeşitliliği pek fazla artırmamıştır. Bu, geniş
çaplı kiyasal kirlilikten kaynaklanıyor olabilir. Dolayısıyla,
büyük alanlarda asgari düzeyde pestisit kullanan çiftçilik
yöntemlerine geçiş, acil bir ihtiyaçtır (Geiger ve
diğerleri

2010).

Mısır,
şeker kamışı ve palmiye yağı, biyoyakıt kullanımında
gittikçe daha fazla yer almaktadır. Bu ürünler, yüksek düzeyde
gübre ve pestisit kullanımıyla ilişkilendirilmiştir. Biyoyakıt
amaçlı kullanımları, biyoçeşitliliği tehdit etmektedir. Mısır
bazlı biyo-etanol, eldeki seçenekler arasında en kötüsüdür,
dolayısıyla mısırın biyo yakıt kaynağı olarak kullanımına
acil alternatifler geliştirmek gerekmektedir (Groom ve
diğerleri

2008). AB’de, bitkisel biyo-kütleden çevre dostu yöntemlerle
enerji üretmek için, çevre-odaklı çiftçilik oranının 2030
yılına kadar, Toplam Tarımsal Alanlar’ın yaklaşık %30’una
ulaşması gerekmektedir; nüfus yoğunluğu çok fazla olanlar
hariç, çoğu Üye Devlet’te (EEA 2007).

Bir Biyoçeşitlilik Kurtarma Planı İhtiyacı

AB
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, 27 Üye Devlet’in
biyoçeşitlilik koruma hedefleri belirlediği ulusal politikalar
geliştirmesini şart koşmaktadır. Her Üye Devlet aynı derecede
hevesli olmadığından, biyoçeşitlilik kaybını 2010’a kadar
durdurma amacına ulaşmak için, 2020 yılına yönelik açık nicel
ve nitel hedefler, zaman çizelgeleri ve istikrarlı izleme planları
içeren yeni bir nicel kurtarma planına ihtiyaç duyulmaktadır.
Ayrıca, hem bunlar, hem de (hassas ‘‘Natura 2000’’ alanları
ve su kaynaklarına yönelik) diğer AB politikalarında tutarlılık
sağlamalı ve daha iyi hedefler belirlemeli, ayrıca (toprak ve
biyo-atık alanlarında) yeni AB politikaları oluşturmalıdır.
Fakat, biyoçeşitlilik kurtarma planının başarısı büyük
ölçüde, AB’nin yeni ‘‘Bitki Koruma Ürünlerinin Piyasaya
Sürülmesine Dair Yönetmeliği’’nin nasıl uygulanacağına, ve
sürdürülebilir pestisit kullanımına dair çerçeve direktifinin
üye devletler tarafından nasıl bir ciddiyetle yerine
getirileceğine bağlıdır. Bu araçlar, pestisit bağımlılığı
/ kullanım azaltım hedefleri ve net zaman çizelgeleri belirlemek
amacıyla değerlendirilebilecek önemli bir fırsattır.

Bir
biyoçeşitlilik kurtarma planına destek olarak, AB’nin Ortak
Tarım Politikası’nın (OTP) iyileştirilmesi gerekir, çiftçilerin
topraklarını işlemek için gelir desteği aldığı güncel
modelden uzaklaşarak, çiftçilerin kamu faydası sağladığı
oranda maddi destek aldığı yeni bir sisteme geçilmelidir. Bu
doğrultuda, çifçiler, entegre üretim kapsamında, ilk önce
önleyici tedbirlere dayalı sürdürülebilir tarım uygulamaları
kullanmalı, ve ne kadar fazla çevre ve kamu faydası sağlarlar
ise, o kadar fazla ödenek almalıdır.

Ulusal
Biyoçeşitlilik Yılı olan 2010’da, daha iyi tarım uygulamaları
getirmesi amacıyla OTP’nin iyileştirilmesi için birlikte
mücadele etmeliyiz. Karışık ekim, ekim nöbeti, kırsal meralar
ve daha küçük tarlaları teşvik ederek işe başlamalıyız.
Bunların ötesinde, daha büyük tarla payı boşlukları ve çalı
çitleri yeniden oluşturacak uygulamaları desteklemeliyiz. Dinamik
bir sistem içinde, önleyici tedbirleri en başa koymalı, çevre
iyileştirme çalışmaları yapacak öncü çiftçileri
desteklemeli, ve gerçek anlamda entegre tarımsal üretimi,
2013-sonrası OTP programının temeli hâline getirecek politikalar
üzerinde çalışmalıyız.

Böylesi
bir yaklaşım, en iyi, organik çiftçilik koşullarında
zenginleşen kuşların, arıların, yarasaların, eklembacaklıların
ve toprak solucanlarının kaybını tersine çevirecek doğru bir
adımdır. Ayrıca, ekosistemlerde hayati görevleri yerine getiren,
istikrârı artıran, ve neticesinde uzun vadeli gıda güvenliğini
daha iyi biçimde sağlayan, farklı hayvan ve bitki türlerinden
meydana gelen yüksek çeşitliliğe sahip toplulukların yeniden
oluşturulması için de, en iyi yoludur.

Kaynaklar & İnternet Siteleri

Advisory
Committee on Pesticides (ACP) – Environmental Panel, Pesticide
poisoning of animals in 2007, York, UK 2008.
http://www.pesticides.gov.uk/environment.asp?id=2600

Baxter
J, and Cummings SP, The degradation of the herbicide bromoxynil and
its impact on bacterial diversity in a top soil, Journal of Applied
Microbiology 104(6): 1605-1616, 2008.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/120091862/abstract
(abstract)

Beasly
V, et
al
,
Envrionmental factors that affect amphibian community structure and
health as indicators of ecosystems, U.S. EPA, Washington D.C. 2002.
http://cfpub.epa.gov/ncer_abstracts/index.cfm/fuseaction/display.abstractDetail/abstract/274

Bengtsson
J, et
al
,
The effects of organic agriculture on biodiversity and abundance: a
meta-analysis, Journal of Applied Ecology 42(2), 2005.
http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118735203/HTMLSTART

Berendse
F, et
al
,
Declining biodiversity in agricultural Landscapes and the
effectiveness of agri-environment schemes, Ambio 33(8): 499-502,
2004. http://www.bioone.org/doi/abs/10.1579/0044-7447-33.8.499
(abstract)

Berny
PJ, et
al
,
Field evidence of secondary poisoning of foxes (Vulpes
vulpes
)
and buzzards (Buteo buteo) by bromadiolone, a 4-year survey,
Chemosphere 35(8): 1817-1829, 1997.
http://dx.doi.org/10.1016/S0045-6535(97)00242-7
(abstract)

BirdLife
International (BLI), State of the world’s birds, 2004.
www.birdlife.org/sowb/

Bishop
CA, et
al
,
Effects of pesticide spraying on chick growth, behavior, and parental
care in tree swallows (Tachycineta
bicolor
)
nesting in an apple orchard in Ontario, Canada, Environmental
Toxicology and Chemistry 19(9): 2286-2297, 2000.
http://dx.doi.org/10.1897/1551-5028(2000)019<2286:EOPSOC>2.3.CO;2
(abstract)

Boatman
ND, et
al
,
Impacts of agricultural change on farmland biodiversity in the UK,
In: Hester RE, and Harrison RM (eds), Biodiversity under threat, RSC
Publishing, Cambridge, UK 2007, pp. 1-32.

Boatman
ND, et
al
,
Evidence for the indirect effects of pesticides on farmland birds,
Ibis 146(2): 131-143, 2004.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/118753474/abstract
(abstract)

Bonnet
J.-L., et
al
,
Assessment of the potential toxicity of herbicides and their
degradation products to nontarget cells using two microorganisms, the
bacteria Vibrio fischeri and the ciliate Tetrahymena
pyriformis
,
Environmental Toxicology 22(1): 78-91, 2007.
http://assets0.pubget.com/pdf/17295264.pdf

Boldt
TS, and Jacobsen CS, Different toxic effects of the sulfonylurea
herbicides metsulfuron methyl, chlorsulfuron and thifensulfuron
methyl on fluorescent pseudomonads isolated from an agricultural
soil, FEMS Microbiology Letters 161(1): 29-35, 2006.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/119124033/abstract

Bonmatin
JM, et
al
,
Quantification of imidacloprid uptake in maize crops. Journal of
Agricultural and Food Chemistry 53: 5336-5341, 2005. In: UNAF:
Pesticides. http://www.unaf-apiculture.info/

Bradbury
RB, et
al
,
Wintering Cirl Buntings Emberiza
cirlus
in
southwest England select cereal stubbles that follow a low-input
herbicide regime, Bird Study 55(1): 23–31, 2008.
http://www.ingentaconnect.com/content/bto/bird/2008/00000055/00000001/art00003
(abstract)

Brakes
CR, and Smith RH, Exposure of non-target small mammals to
rodenticides: short-term effects, recovery and implications for
secondary poisoning, Journal of Applied Ecology 42(1): 118-128, 2005.
http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118735198/HTMLSTART

Brickle
NW, et
al
,
Effects of agricultural intensification on the breeding success of
corn buntings Miliaria
calandra
,
Journal of Applied Ecology 37(5): 742-755, 2000.
http://www.jstor.org/stable/2655923
(abstract)

Campbell
L, and Cooke AS, The indirect effects of pesticides on birds, Joint
Nature Conservation Committee, Peterborough, UK 1997.
http://www.pesticides.gov.uk/uploadedfiles/Web_Assets/Pesticides_Forum/PF45.pdf

Cardinale
BJ, et
al
,
Effects of biodiversity on the functioning of trophic groups and
ecosystems, Nature 443: 989-992, 2006.
http://www.nature.com/nature/journal/v443/n7114/full/nature05202.html

Carriger
JF, and Rand GM, Aquatic risk assessment of pesticides in surface
waters in and adjacent to the Everglades and Biscayne National Parks:
I. Hazard assessment and problem formulation, Ecotoxicology 17(7):
660-679, 2008. http://www.springerlink.com/content/w48p7732t04833w3/

CBD,
Ninth meeting of the Conference of the Parties to the Convention on
Biological Diversity, Bonn, Germany 19-30 May 2008.
http://www.cbd.int/decisions/cop/?m=cop-09

(CBS
1963): Columbia Broadcasting System, C.B.S. Reports: The Silent
Spring of Rachel Carson, April 3, 1963, In: Lerner KL, and Lerner BW
(eds), Environmental issues: essential primary sources, Detroit:
Thomson Gale 2006.

Central
Science Laboratory (CSL), Game Conservancy Trust, RSPB, and
Department of Zoology of Oxford University, Assessing the indirect
effects of pesticides on birds, Final report, 2005.
http://randd.defra.gov.uk/Document.aspx?Document=PN0925_2486_FRP.pdf

Chakravarty
P, and Sidhu S, Effect of glyphosate, hexazinone and triclopyr on in
vitro growth of five species of ectomycorrhizal fungi, Forest
Pathology 17(4-5): 204-210, 1987.
http://www.blackwell-synergy.com/doi/abs/10.1111/j.1439-0329.1987.tb01017.x

Chapin
FS, et
al
.,
Consequences of changing biodiversity, Nature 405(6783): 234-242,
2000.
http://www.nature.com/nature/journal/v405/n6783/full/405234a0.html

Countryside
Survey (CS). England results from 2007. Chapter 3: Enclosed farmland,
2009. http://www.countrysidesurvey.org.uk/eng_reports2007.html

Darwin
C, and Wallace A, On the tendency of species to form varieties; and
on the perpetuation of varieties and species by natural means of
selection, Journal of the Proceedings of the Linnean Society of
London, Zoology 3: 45-62, 1858.
http://darwin-online.org.uk/content/frameset?itemID=F350&viewtype=text&pageseq=1

Decourtye
A, et
al
,
Learning performances of honeybees (Apis
mellifera
L)
are differentially affected by imidacloprid according to the season,
Pest Management Science 59(3): 269-278, 2003.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/102530670/abstract

Department
of Environment, Food and Rural Affairs (Defra), Measuring the
progress of the biodiversity strategy for England: baseline
assessment, London 2003, amended in 2008.
http://www.defra.gov.uk/environment/quality/biodiversity/documents/indicator/indicators031201.pdf

De
Snoo GR, Unsprayed field margins: effects on environment,
biodiversity and agricultural practice, Landscape and Urban Planning
46(1-3): 151-160, 1999.
http://dx.doi.org/10.1016/S0169-2046(99)00039-0

De
Zwart, Ecological effects of pesticide use in the Netherlands:
Modeled and observed effects in the field ditch, Integrated
Environmental Assessment and Management 1(2): 123-134, 2005.
http://www.bioone.org/doi/abs/10.1897/IEAM_2004-015.1
(abstract)

Dinehart
SK, et
al
,
Toxicity of a glufosinate- and several glyphosate-based herbicides to
juvenile amphibians from the Southern High Plains, USA, Science of
the Total Environment 407(3): 1065-1071, 2009.
http://dx.doi.org/10.1016/j.scitotenv.2008.10.010
(abstract)

Donald
PF, et
al
,
International conservation policy delivers benefits for birds in
Europe, Science 317(5839): 810-813, 2007.

http://dx.doi.org/10.1126/science.1146002
(abstract)

Donald
PF, et
al
,
The Common Agricultural Policy, EU enlargement and the conservation
of Europe’s farmland birds, Agriculture, Ecosystems &
Environment 89(3): 167-182, 2002.
http://dx.doi.org/10.1016/S0167-8809(01)00244-4
(abstract)

Dormann
CF, et
al
,
Effects of landscape structure and land-use intensity on similarity
of plant and animal communities, Global Ecology and Biogeography
16(6): 774-787, 2007.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/118545975/abstract
(abstract)

Drapela
T, et
al
,
Spider assemblages in winter oilseed rape affected by landscape and
site factors, Ecography 31(2): 254-262, 2008.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/119407297/abstract
(abstract)

Eisenhauer
N, et
al
,
No interactive effects of pesticides and plant diversity on soil
microbial biomass and respiration, Applied Soil Ecology 42(1): 31-36,
2009. http://dx.doi.org/10.1016/j.apsoil.2009.01.005
(abstract)

El-Ghamry
A, et
al
,
Combined effects of two sulfonylurea herbicides on soil microbial
biomass and N- mineralization, Journal of Environmental Sciences
13(3): 1878-7320, 2001.
http://iospress.metapress.com/content/xycnbntd5jrrndgh/
(abstract)

(EPBRS
2009): Mindicate, and U&W, Targets for biodiversity beyond 2010 –
Review and cases in a European context, Stockholm 2009.
http://www.epbrs.org/PDF/Background%20report%20EPBRS.pdf

English
Nature (EN), Integrated farming and biodiversity, Peterborough, UK
2005. http://naturalengland.etraderstores.com/NaturalEnglandShop/R634

European
Bird Census Council (EBCC), European wild bird indicators, 2008
update. www.ebcc.info/index.php?ID=368

European
Commission (EC), Development of guidance for establishing Integrated
Pest Management (IPM) principles, 2009.
http://ec.europa.eu/environment/ppps/pdf/final_report_ipm.pdf

European
Commission (EC), Draft Guidance Document for establishing IPM
principles (supplement), 2009a.
http://ec.europa.eu/environment/ppps/pdf/draft_guidance_doc.pdf

European
Commission (EC), A mid-term assessment of implementing the EC
Biodiversity Action Plan, COM(2008) 864 final, Brussels 2008.
http://ec.europa.eu/environment/nature/biodiversity/comm2006/pdf/bap_2008_en.pdf

European
Commission (EC), Proposal for a Directive of the European Parliament
and of the Council establishing a framework for Community action to
achieve a sustainable use of
pesticides, Brussels 2006.
http://ec.europa.eu/environment/ppps/pdf/com_2006_0373.pdf

European
Environment Agency (EEA), Estimating the environmentally compatible
bioenergy potential from agriculture, 2007.
http://www.eea.europa.eu/publications/technical_report_2007_12

European
Commission (EC), Review report for the active substance atrazine,
Brussels 2003,
http://ec.europa.eu/food/plant/protection/evaluation/existactive/list_atrazine.pdf

European
Commission (EC), Sixth Environment Action Programme of the European
Community 2002-2012. Brussels 2002.
http://ec.europa.eu/environment/newprg/index.htm

European
Food Safety Authority (EFSA), Conclusion regarding the peer review of
the pesticide risk assessment of the active substance Copper (I),
copper (II) variants namely copper hydroxide, copper oxychloride,
tribasic copper sulfate, copper (I) oxide, Bordeaux mixture, In:
Summary of the EFSA Scientific Report 187, Parma, Italy 2008.
http://www.efsa.europa.eu/cs/BlobServer/PRAPER_Conclusion/praper_concl_sr187_copper%20compounds_en_summary,0.pdf

Feber
RE, et
al
,
A comparison of butterfly populations on organically and
conventionally managed farmland, Journal of Zoology 273(1): 30-39,
2007. http://www3.interscience.wiley.com/journal/118535531/abstract
(abstract)

Fletcher
M, and Barnett L, Bee pesticide poisoning incidents in the United
Kingdom, Bulletin of Insectology 56: 141-145, 2003.
http://www.bulletinofinsectology.org/pdfarticles/vol56-2003-141-145fletcher.pdf

Fletcher
J, et
al
,
Potential environmental risks associated with the new sulfonylurea
herbicides, U.S. EPA, Washington D.C. 1993.
http://cfpub.epa.gov/si/si_public_record_Report.cfm?dirEntryId=44552&CFID=579894&CFTOKEN=95897727&jsessionid=2830123867d22d05b0854035325a655f7353

Food
and Environment Research Agency UK (Fera), Pesticide Usage
Statistics: Tables (select year and chemical group), 2009.
http://pusstats.csl.gov.uk/index.cfm

Forson
DD, and Storfer A, Atrazine increases Ranavirus susceptibility in the
tiger salamander (Ambystoma
tigrinum
),
Ecological Applications 16(6): 2325-2332, 2006.
http://www.esajournals.org/doi/abs/10.1890/1051-0761%282006%29016%5B2325%3AAIRSIT%5D2.0.CO%3B2

Frampton
GK, et
al
,
The effects on terrestrial invertebrates of reducing pesticide inputs
in arable crop edges: a meta-analysis, Journal of Applied Ecology
44(2): 362-373, 2007.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/117972302/abstract
(abstract)

Fuller
RJ, et
al
,
Benefits of organic farming to biodiversity vary among taxa, Biology
Letters 1(4): 431-434, 2005.
http://rsbl.royalsocietypublishing.org/content/1/4/431.full

Game
and Wildlife Conservation Trust (GCT), Sussex study: 34 years of
change in farmland wildlife, 2004.
http://www.gct.org.uk/text03.asp?PageId=182

Geiger
F., et
al
,
Persistent negative effects of pesticides on biodiversity and
biological control potential on European farmland, Basic and Applied
Ecology 11(2): 97-105, 2010.
http://dx.doi.org/10.1016/j.baae.2009.12.001

Gibbs
KE, et
al
,
Human land use, agriculture, pesticides and losses of imperiled
species, Diversity and Distributions 15(2): 242-253, 2009.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/121528934/abstract

Gillings
S, et
al
,
Implications of the loss of set-aside for farmland birds, Proceedings
of the BOU’s 2009 Annual Spring Conference, Leicester, UK, 31 March
– 2 April, 2009.
http://bouproc.blogspot.com/2009/04/lowland-farmland-birds-3-abstracts.html

Greatti
et
al
.
Risk of environmental contamination by the active ingredient
imidacloprid used for corn seed dressing. In: Dept. of
Agroenvironmental Sciences and Technologies, Bologna University:
Proceedings 8th International Symposium of the ICP-BR Bee Protection
Group – Hazards of pesticides to bees, Bologna September 4-6, 2002.
Bulletin of Insectology 56: 69-72, 2003.
http://www.bulletinofinsectology.org/Contents/Contentsbullinsect.htm

Gregory
RD, et
al
,
Developing indicators for European birds, Philosophical Transactions
of the Royal Society of London B, 360, 269-288, 2005,
http://rstb.royalsocietypublishing.org/content/360/1454/269.full

Groom
MJ, Gray EM, and Townsend PA, Biofuels and biodiversity: Principles
for creating better policies for biofuel production, Conservation
Biology 22(3): 602-609, 2008.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/119879494/abstract
(abstract)

Harris
S, et
al
,
A review of British mammals: Population estimates and
conservation
status of British mammals other than Cetaceans, Joint
Nature Conservation Committee, Peterborough, UK 1995.
http://www.jncc.gov.uk/page-2759

Heath
MF, and Evans MI (eds.), Important Bird Areas in Europe: Priority
sites for conservation, Volume 2, BirdLife International, Cambridge,
UK, 2000, http://www.ramsar.org/wn/w.n.birdlife_iba_book.htm

Hole
DG, et
al
,
Does organic farming benefit biodiversity? Biological Conservation
122, 113-130, 2005.
http://www.english-nature.org.uk/news/news_photo/Organic%20farming%20paper.pdf

Hooper
MJ, Swainson’s hawks and monocrotophos, Texas 2002.
www.tiehh.ttu.edu/mhooper/Swainson.htm

IACR
& Marshall Agroecology Ltd, et
al
,
The impact of herbicides on weed abundance and biodiversity (project
PN0940), 2001. http://www.pesticides.gov.uk/publications.asp?id=81

Imhoff
ML, et
al
.,
Global patterns in human consumption of net primary production,
Nature 429 (6996): 870- 873, 2004.
http://www.nature.com/nature/journal/v429/n6994/abs/nature02619.html
(abstract)

IOBC,
Toolbox for organizations seeking IOBC endorsement.
http://www.iobc.ch/toolbox.html

IOBC,
Integrated Production: Principles and Technical Guidelines, 3rd
edition 2004. http://www.iobc.ch/iobc_bas.pdf

IUCN,
Getting the biodiversity targets right, Trondheim Conference on
Biodiversity 2010.
http://www.countdown2010.net/article/getting-the-biodiversity-targets-right-in-trondheim

IUCN,
The Asian amphibian crisis, 2009.
http://www.iucn.org/about/union/secretariat/offices/asia/regional_activities/asian_amphibian_crisis/

International
Organisation for Biological and Integrated Control of Noxious Animals
and Plants (IOBC), IOBC Tool Box, 2005.
http://www.iobc.ch/toolbox.html

King
KC, et
al
,
Short-term seasonal changes in parasite community structure in
Northern Leopard froglets (Rana
pipiens
)
inhabiting agricultural wetlands, Journal of Parasitology 94(1):
13-22, 2008. http://dx.doi.org/10.1645/GE-1233.1
(abstract)

Kremen
C, et
al
,
Crop pollination from native bees at risk from agricultural
intensification, PNAS 99(26): 16812-16816, 2002.
http://www.pnas.org/content/99/26/16812.full

Kuldna
P, et
al
,
An application of DPSIR framework to identify issues of pollinator
loss, Ecological Economics, 69(1): 32-42, 2009.
http://dx.doi.org/10.1016/j.ecolecon.2009.01.005

Liu
CZ, Wang G, and Yan L, [Effects of imidacloprid on arthropod
community structure and its dynamics in alfalfa field], [Chinese
Journal of Applied Ecology], 18(10): 2379-2383, 2008.
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18163327

Mäder
P, et
al
,
Soil fertility and biodiversity in organic farming, Science
296(5573): 1694-1697, 2002,
http://www.sciencemag.org/cgi/content/abstract/296/5573/1694

Mineau
P, et
al
,
Patterns of bird species abundance in relation to granular
insecticide use in the Canadian prairies, Ecoscience 12(2): 267-278,
2005. http://www.bioone.org/doi/abs/10.2980/i1195-6860-12-2-267.1
(abstract)

Mineau
P, et
al
,
Poisoning of raptors with organophosphorus and carbamate pesticides
with emphasis on Canada, U.S. and U.K., Journal of Raptor Research
33: 1–37, 1999.
http://elibrary.unm.edu/sora/jrr/v033n01/p00001-p00037.pdf

Moreby
SJ, and Southway SE, Influence of autumn applied herbicides on summer
and autumn food available to birds in winter wheat fields in southern
England, Agriculture, Ecosystems & Environment 72(3): 285-297,
1999. http://dx.doi.org/10.1016/S0167-8809(99)00007-9
(abstract)

Morris
AJ, et
al
,
Indirect effects of pesticides on breeding yellowhammer (Emberiza
citrinella
),
Agriculture, Ecosystems & Environment 106(1): 1-16, 2005.
http://www.ncl.ac.uk/biology/assets/MWhitt_pdf/05MorrisAEE.pdf

Murphy
MT, Avian population trends within the evolving agricultural
landscape of Eastern and Central United States, The Auk 120(1):
20-34, 2003.
http://dx.doi.org/10.1642/0004-8038(2003)120[0020:APTWTE]2.0.CO;2
(abstract)

Musters
CJ, et
al
,
Development of biodiversity in field margins recently taken out of
production and adjacent ditch banks in arable areas, Agriculture,
Ecosystems & Environment
129(1-3): 131-139, 2009.
http://dx.doi.org/10.1016/j.agee.2008.08.003
(abstract)

Newton
I, The recent declines of farmland bird populations in Britain: an
appraisal of causal factors and conservation actions, Ibis 146(4):
579-600, 2004.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/118753450/abstract
(abstract)

Nicolai
B, et
al
,
Species protection: Red Kite – The current situation in Germany
(Sachsen-Anhalt) [article in German], Naturschutz und
Landschaftsplanung 41(3): 69-77, 2009.

North
American Bird Conservation Initiative (NABCI), et
al
.,
The state of the birds –

United
States of America 2009. www.stateofthebirds.org

Nystrom
B, et
al
,
Effects of sulfonylurea herbicides on non-target aquatic
micro-organisms – Growth inhibition of micro-algae and short-term
inhibition of adenine and thymidine incorporation in periphyton
communities, Aquatic Toxicology 47(1): 9-22, 1999.
http://dx.doi.org/10.1016/S0166-445X(99)00007-7
(abstract)

Pérez
A, et al, Effects of the herbicide Roundup on freshwater microbial
communities: a mesocosm study, Ecological Applications 17(8):
2310-2322, 2007. http://www.esajournals.org/doi/abs/10.1890/07-0499.1
(abstract)

Pesticides
Safety Directorate (PSD), and Department for Environment, Food and
Rural Affairs (Defra), Pesticide poisonings of animals: Annual
reports 2001–2007, York, UK.
http://www.pesticides.gov.uk/environment.asp?id=1861

Pfleeger
T, et al, Effects of low concentrations of herbicides on full-season,
field-grown potatoes, Journal of Environmental Quality 37: 2070-2082,
2008. http://jeq.scijournals.org/cgi/content/abstract/37/6/2070

Pilling
ED, and Jepson PC, Synergism between EBI fungicides and a pyrethroid
insecticide in the honeybee (Apis
mellifera
),
Pesticide Science 39(4): 293-297, 2006.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/112603296/abstract
(abstract)

Preston
CD, et
al
,
New Atlas of the British and Irish Flora: Executive summary, Oxford
2009.
http://randd.defra.gov.uk/Document.aspx?Document=WC01013_1757_EXE.doc

Preston
C, et
al
,
The changing distribution of the flora of the United Kingdom, CEH,
Huntingdon 2003.
http://randd.defra.gov.uk/Document.aspx?Document=WC01027_1283_TRP.pdf

Prosser
D, and Hart AD, Assessing potential exposure of birds to
pesticide-treated seeds, Ecotoxicology 14(7): 679-691, 2005,
http://www.springerlink.com/content/qxj428t25886w654/
(abs)

Reinecke
AJ, et
al
,
The effects of organic and conventional management practices on
feeding activity of soil organisms in vineyards, African Zoology
43(1): 66-74, 2008. http://www.bioone.org/toc/afzo/43/1 Replacement
of copper fungicides in organic production of grapevine and apple in
Europe (Repco), Research project within the EU’s 6th Framework
Programme. http://www.rep-co.nl/

Robinson
RA, and Sutherland WJ, Post-war changes in arable farming and
biodiversity in Great Britain, Journal of Applied Ecology 39:
157-176, 2002.
http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118942149/HTMLSTART

Rohr
JR, et
al
,
Agrochemicals increase trematode infections in a declining amphibian
species, Nature 455: 1235-1239, 2008.
http://dx.doi.org/10.1038/nature07281
(abstract)

Sabater
C, et
al
,
Effects of bensulfuron-methyl and cinosulfuron on growth of four
freshwater species of phytoplankton, Chemosphere 46(7): 953-960,
2002. http://dx.doi.org/10.1016/S0045-6535(01)00179-5
(abstract)

Sachs
JD, et
al
.,
Biodiversity conservation and the Millennium Development Goals,
Science 325(5947): 1502-1503, 2009.
http://www.sciencemag.org/cgi/content/summary/sci;325/5947/1502

Schulz
R, Field studies on exposure, effects, and risk mitigation of aquatic
nonpoint-source insecticide oollution: A review, Journal of
Environmental Quality 33(2): 2004.
http://jeq.scijournals.org/cgi/content/full/33/2/419

Scott-Dupree
CD, Conroy L, and Harris CR, Impact of currently used or potentially
useful insecticides for canola agroecosystems on Bombus
impatiens
(Hymenoptera:
Apidae), Megachile
rotundata
(Hymentoptera:
Megachilidae), and Osmia
lignaria
(Hymenoptera:
Megachilidae), Journal of Economic Entomology 102(1): 177-182, 2009.
http://www.bioone.org/doi/abs/10.1603/029.102.0125
(abstract)

Smith
RK, et
al
,
Conservation of European hares Lepus
europaeus
in
Britain: is increasing habitat heterogeneity in farmland the answer?
Journal of Applied Ecology 41(6): 1092-1102, 2004.
http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118755167/HTMLSTART

Sparling
DW, and Feller GM, Toxicity of two insecticides to California, USA,
anurans and its relevance to declining amphibian populations,
Environmental Toxicology and Chemistry 28(8): 1696–1703, 2009.
http://www.allenpress.com/pdf/ENTC_28.8_1696_1703.pdf

Sparling
DW, et
al
,
Pesticides and amphibian declines in California, USA, Environmental
Toxicology and Chemistry 20: 1591–1595, 2001.
http://dx.doi.org/10.1897/1551-5028(2001)020<1591:PAAPDI>2.0.CO;2
(abstract)

Spiegel
Online, Bienensterben im Rheintal [Bee poisoning in the Rhine
Valley], May16, 2008.
http://www.spiegel.de/wissenschaft/natur/0,1518,553814,00.html

(TEEB):
European Commission, The Economics of Ecosystems and Biodiversity

(interim
report), 2008.
http://ec.europa.eu/environment/nature/biodiversity/economics/pdf/teeb_report.pdf

Tilman
D, Causes, consequences and ethics of biodiversity, Nature 405(6783):
208-211, 2000.
http://www.nature.com/nature/journal/v405/n6783/full/405208a0.html

UK
Biodiversity Action Plan (BAP). www.ukbap.org.uk/

U.S.
Environmental Protection Agency (EPA), Risk of hexazinone use to
federally threatened California Red- Legged Frog (Rana
aurora draytonii
),
Washington, D.C. 2008.
http://www.epa.gov/espp/litstatus/effects/redleg-frog/hexazinone/analysis.pdf

U.S.
Environmental Protection Agency (EPA), Interim Reregistration
Eligibility Decision (IRED): Atrazine. Washington, D.C. 2006.
http://www.epa.gov/oppsrrd1/REDs/atrazine_combined_docs.pdf

U.S.
Environmental Protection Agency (EPA), Reregistration Elibigibility
Decision (RED) Hexazinone, Washington, D.C. 1994.
http://www.epa.gov/oppsrrd1/REDs/0266.pdf

Vickery
JA, et
al
,
The management of lowland neutral grasslands in Britain: effects of
agricultural practices on birds and their food resources, Journal of
Applied Ecology 38(3): 647-664, 2001.
http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118971343/HTMLSTART

Walker
LA, et
al
,
The Predatory Bird Monitoring Scheme: Identifying chemical risks to
top predators in Britain, Ambio 37(6): 466-471, 2008.
http://pbms.ceh.ac.uk/docs/ambio%20abstract.pdf
(abstract)

Walker
LA, et
al
,
Second generation anticoagulant rodenticides in tawny owls (Strix
aluco
)
from Great Britain, Science of the Total Environment 392(1): 93-98,
2008a. http://pbms.ceh.ac.uk/docs/walker_et_al_2008_STOTEN.pdf

Walker
LA, et
al
,
Wildlife and pollution: 2005/06 Annual report, JNCC Report 399, Joint
Nature Conservation Committee, Peterborough 2007.
http://www.jncc.gov.uk/page-4178

Whittingham
MJ, Will agri-environment schemes deliver substantial biodiversity
gain, and if not why not? Journal of Applied Ecology 44(1): 1-5,
2007. http://pmk.agri.ee/pkt/files/AES_whittingham.pdf

Wickramasinghe
LP, et
al
,
Abundance and species richness of nocturnal insects on organic and
conventional farms: Effects of agricultural intensification on bat
foraging, Conservation Biology 18(5): 1283- 1292, 2004.
http://www3.interscience.wiley.com/journal/118784322/abstract

Wickramasinghe
LP, et
al
,
Bat activity and species richness on organic and conventional farms:
Impact of agricultural intensification, Journal of Applied Ecology
40(6): 984-993, 2003. http://www.jstor.org/pss/3506037
(abstract)

Widenfalk
A, et
al
,
Effects of pesticides on community composition and activity of
sediment microbes – responses at various levels of microbial
community organization, Environmental Pollution 152(3): 576-584,
2008. http://dx.doi.org/10.1016/j.envpol.2007.07.003
(abstract)

Wilson
JD, et
al
,
A review of the abundance and diversity of invertebrate and plant
foods of granivorous birds in northern Europe in relation to
agricultural change, Agriculture, Ecosystems & Environment
75(1-2), 13-30, 1999. http://dx.doi.org/10.1016/S0167-8809(99)00064-X
(abstract)

Verro
R, et
al
,
Predicting pesticide environmental risk in intensive agricultural
areas. I: Screening level risk assessment of individual chemicals in
surface waters, Environmental Science and Technology 43(2): 522- 529,
2009. http://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/es801855f
(abstract)

Vonesh
JR, and Kraus JM, Pesticide alters habitat selection and aquatic
community composition, Oecologia 160(2): 379-385, 2009.
http://dx.doi.org/10.1007/s00442-009-1301-5
(abstact)

Yang
EC, et
al
,
Abnormal foraging behavior induced by sublethal dosage of
imidacloprid in the honey bee (Hymenoptera: Apidae), Journal of
Economic Entomology 101(6):1743-1748, 2008.
http://dx.doi.org/10.1603/0022-0493-101.6.1743
f (abstract)

Biyoçeşitliliği Koruyan Örgütler ve Girişimlerin İnternet Siteleri

Agripopes
– AGRIcultural POlicy-Induced landscaPe changes.
http://agripopes.net/index.htm

agroBiodiversity
(international network for research).
www.agrobiodiversity-diversitas.org/

Assessing
Large Scale Risks for Biodiversity (EU project). www.alarmproject.net

EU
Biodiversity Action Plan.
http://ec.europa.eu/environment/nature/biodiversity

European
Learning Network on Functional AgroBiodiversity. www.eln-fab.eu

European
Platform for Biodiversity Research Strategy. www.epbrs.org

European
Topic Centre on Biological Diversity.
http://biodiversity.eionet.europa.eu

The
Economics of Ecosystems and Biodiversity (TEEB) study.
www.teebweb.org

UN
Convention on Biological Diversity. www.cbd.int

UN
Environment Programme: Biodiversity. www.unep.org/themes/biodiversity

World
Conservation Union. www.iucn.org/what/biodiversity

World Wildlife Foundation. Reducing impacts: farming. www.panda.org/what_we_do/footprint/agriculture

İletişim