Pestisitler ve Biyoçeşitlilik Kaybı
Yoğun pestisit kullanımı, yaban hayat nüfuslarını ve tür çeşitliliğini nasıl etkiliyor
Yazan: Richard Isenring, Avrupa Pestisit Eylem Ağı, Mart 2010
Çeviren: Emre Rona
Biyoçeşitlilik Kaybı ve Pestisit Kullanımı
Pestisitler, habitat kaybı ve iklim değişikliği ile birlikte, biyolojik çeşitliliği etkileyen başlıca unsurlardandır. Doğrudan maruz kalan canlılarda kısa vadeli toksik etkilere, veya habitat ve besin zincirinde değişime neden olarak, uzun vadeli etkilere yol açabilirler.
Biyoçeşitlilik Nedir?
Charles Darwin ve Alfred Wallace, ekosistemlerdeki biyoçeşitliliğin önemini farkeden ilk bilim insanlarındandır. Çeşitli bitkilerden oluşan karışık ekimin, monokültürden çok daha üretken olduğunu önermişlerdir (Darwin & Wallace 1858). Yeni araştırmalar, istisnalar olsa da, çeşitliliğe sahip bozulmamış canlı topluluklarının, tür kaybı yaşayan topluluklardan daha sağlıklı olduğunu göstermektedir (Chapin ve diğerleri, 2002). Ekosistem istikrârının (bozulmaya karşı direncin), birbiriyle ilişkili tür gruplarının daha çeşitli, olumlu ve birbirini tamamlayıcı yollarla etkileşime girmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir (Tilman 2002). Biyolojik çeşitlilik, kendini çeşitli düzeylerde göstermektedir; ekosistem, tür, popülasyon ve birey düzeylerinde çeşitliliği kapsar. Bir ekosistemde, birbirlerine karşılıklı olarak muhtaç çeşitli tür nüfusları, besin ve toprak kaynakları sağlanması veya besin maddelerinin, suyun ve enerjinin dönüştürülmesi ya da tutulması gibi ‘‘hizmetler’’ sağlar. Ortalama tür kaybı, çok çeşitli canlılar veya ekosistemlerin işlevini olumsuz etkileyecek gibi görünse de, bu etkinin büyüklüğünü belirleyen şey, hangi türün yok olduğudur (Cardinale ve diğerleri 2006).
- Farklı hayvan ve bitki türü toplulukları, ekosistemler dâhilinde hayati işlevler yerine getirir. Genel olarak, daha yüksek çeşitliliğe sahip topluluklar, daha istikrarlı olma eğilimindedir.
Tehlikedeki Türler Neden Korunmalıdır?
Rachel Carson, 50 yıl önce yaptığı çığır açıcı çalışmada, pestisitlerin geniş çaplı çevre etkilerine dair açık kanıtlar sunmuştur. ‘‘Sessiz Bahar’’ adlı kitabı, büyük bir insektisit grubu olan organoklorların, yaban hayat ve besin zincirinde biriktiğini göstermiştir. Bu, birçok tür üzerinde yıkıcı etkilere neden olmuştur. ‘‘Yeşil Devrim’’den yalnızca on yıl sonra, büyük ölçekli pestisit püskürtme uygulamalarının ciddi bir hasara yol açtığı ortaya çıkmıştır. Rachel Carson, 1963’te, insanların bozulmamış bir çevreye ne kadar bağımlı olduğunu vurgulamıştır: ‘‘Fakat insan, doğanın bir parçasıdır, ve doğaya karşı mücadelesi, kaçınılmaz olarak, kendine karşı mücadelesidir’’ (CBS 1963). İnsanların refahı, bozulmamış ekosistemlerin sunduğu hizmetlere bağlıdır. Biyoçeşitlilik kaybı kendi başına bir kaygı konusu olmakla birlikte, biyoçeşitlilik koruma çalışmaları aslında insanlığı ayakta tutmayı da hedefler. İnsanların geçimi, en nihayetinde biyolojik kaynaklara dayanır. Dolayısıyla, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin ‘‘biyoçeşitlilik kaybı hızının 2010’a kadar belirgin düzeyde azaltılması’’ hedefinde tökezlemek, Milenyum Kalkınma Hedefleri ve uzun vadede yoksulluğun azaltılması hedeflerini de sekteye uğratacaktır (Sachs ve diğerleri 2009). 2010 hedefi, eyleme geçme ilhamı vermiş olsa da, tam anlamıyla başarılamayacaktır. Ekosistemlerin bozulması ve biyoçeşitliliğin azalması, insanlar için artan bir tehlike yaratmakta, hatta bâzı toplumlar için ölüm kalım meselesi hâline gelmektedir (IUCN 2010).
AB’de tahıl veriminin ikiye katlanması, bitki türlerinin yarısı ve toprak böcekleri (Carabidae) ile tarla kuşu türlerinin üçte birinin yok olmasıyla sonuçlanmıştır. Yoğun tarım unsurlarından, tür çeşitliliği üzerindeki olumsuz etkilere en istikrarlı biçimde sebep olan pestisit kullanımı, özellikle de insektisitler ve fungisitler, ayrıca, biyolojik zararlı mücadelesi potansiyelini de azaltmıştır (Geiger ve diğerleri 2010). AB’de, korunan doğal yaşam alanlarının yaklaşık %80’i, ve korunma ihtiyacı olan türlerin %50’si, elverişsiz koruma statüsündedir. Tehlike altındaki türler veya habitatların kaybını daha büyük ölçekte tersine çevirmek için, çok daha fazla çaba sarf etmek gerekmektedir (EC 2008). ‘‘Aynı tas aynı hamam’’ senaryosu, güncel biyoçeşitlilik kaybının devam edeceği ve hatta artacağı anlamına gelmekte, 2050 yılına vardığımızda, 2010’da var olan doğal yaşam alanlarının %11’inin yok olacağı, ve şu anda düşük etkili tarım sürdürülen alanların %40’ının, yoğun tarım kullanımına geçeceğini göstermektedir (TEEB 2008).
- İnsanlığın devamı, bozulmamış ekosistemlerin bel bağladığı çeşitli diğer canlı türlerinin hayatta kalması ile ilişkilidir.
Doğal Yaşam Alanları ve Biyoçeşitlilik Üzerinde Artan Tarım Baskısı
Pestisitler (özellikle de herbisitler) ve sentetik gübrelerin kullanımı, geçtiğimiz 60 yıl içinde ciddi oranda artmıştır. Endüstrileşmiş ülkelerdeki tarım uygulamaları temelden değişmiştir. Birleşik Krallık ve diğer birçok yerde karışık tarım unutulmuş, çiftlikler belirli ürünlerde gittikçe uzmanlaşmıştır. Geleneksel ekim nöbeti yöntemleri terk edildiği için, tarla ürünleri ve kırsal meralar artık büyük ölçüde birbirinden ayrılmıştır. İngiliz ovalarında tarla alanları büyümüş, sınır payları küçülmüştür. Hasat verimi artmış, çalı çitler yok olmuştur. Tarım alanlarında yaşayan birçok canlı türünün nüfusu, belirgin ölçüde azalmıştır (Boatman ve diğerleri 2007).
İnsanlar, Dünya çapında, net birincil üretimin (fotosentezle üretilen bitkisel organik madde) yaklaşık %20’sini kullanmaktadır. Güney Amerika ve Afrika’da, bölgesel net birincil üretimin sırasıyla %6 ve %12’si kullanılmakta, bu rakam Batı Avrupa’da %72, Güney Asya’da ise %80’e ulaşmaktadır (Imhoff ve diğerleri 2004). İnsanlar tarafından tüketilen bitkisel organik maddenin oranı, bölgeden bölgeye çok büyük değişiklik göstermektedir. Örneğin, Kuzey Amerika’da bölgesel olarak üretilmiş bitkisel ürünün kişibaşı tüketimi, Güney Asya’ya kıyasla beş kat fazladır. Doğal yaşam alanı ve biyoçeşitlilikteki değişimler, hem iklim değişikliği, hem de insanların bitkisel ve hayvansal kaynakları gittikçe daha fazla kullanmasından ileri gelmektedir.
- Ağır pestisit girdisi, yoğunlaştırılmış tarımın kilit özelliklerindendir. Bu, çiftçilik uygulamalarındaki değişim ve habitat kaybı veya tahribatıyla yakından ilişkilidir.
- 1990 ile 2006 yılları arasında, Birleşik Krallık’taki pestisit uygulanmış toplam alan %30, herbisit uygulanmış toplam alan ise %38 artmıştır (Fera 2009).
- Çiftlik habitatlarındaki bitki türlerinin yaklaşık yarısı, böcek türlerinin üçte biri ve kuş türlerinin dörtte birinde, popülasyonlar azalmıştır (Robinson & Sutherland 2002).
Pestisitlerin Yaban Hayat Popülasyonları ve Tür Çeşitliliği Üzerindeki Etkisi
Pestisitlerin çoğu, faydalı böceklere, kuşlara, memelilere, ikiyaşamlılara veya balıklara toksiktir. Yaban hayat zehirlenmesi, kulanılan pestisitin toksisitesi ve diğer özelliklerine (ör. suda çözünen pestisitler yüzey sularını kirletebilir), uygulanan miktara, sıklığa, zamanlamaya ve püskürtme yöntemine (ör. çok ince püskürtme, pestisitin çevreye yayılmasıyla sonuçlanabilir), hava durumuna, bitki örtüsü yapısına ve toprak tipine göre değişmektedir. İnsektisitler, rodentisitler, (tohum kaplamakta kullanılan) fungisitler ve daha toksik herbisitler, yaban hayatı tehdit etmektedir. Geçtiğimiz 40 yıl içinde, yüksek düzeyde toksik karbamat ve organofosfat kullanımı, ciddi oranda artmıştır. Güneyde, endosülfan gibi, çevrede oldukça kalıcı organoklorlar, hâlâ büyük ölçekte kullanılmaktadır. Pestisit zehirlenmesi, habitatların da değişmesiyle birlikte, ciddi bir popülasyon düşüşüne sebep olarak, nadir türleri tehlikeye atabilir.
Zirai pestisitler, birçok canlı türü için önemli birer besin kaynağı olan yabani otların ve böceklerin zenginliğini azaltabilir. Herbisitler, bitki örtüsünün yapısıyla oynayarak, doğal yaşam alanlarını değiştirebilir, böylece popülasyonları zayıflatabilir. Fungusit kullanımı, çiftçilerin mera veya kök bitkisi gibi ‘‘ara ürünler’’ yetiştirmeyi bırakmasına neden olmuştur. Bu, yabani tarlar otlarının bazılarında azalmayla sonuçlanmıştır (Boatman ve diğerleri 2007). Kanada’da, tehlike altındaki 62 türün yaşadığı kayıplar, bölgedeki tarım alanlarının miktarından ziyade, pestisit kullanım oranlarıyla daha yakından ilişkilidir. Tür kaybının en çok olduğu alanlar, yoğun tarım (havadan püskürtme) yapılan yerlerdir. Araştırmacılara göre, ya pestisitler, ya da pestisit kullanımıyla ilişkili diğer yoğun tarım uygulamaları, Kanada’da risk altındaki türlerin kaybında başrol oynamıştır (Gibbs ve diğerleri 2009).
- Pestisitler, ya doğrudan, ya da besin kaynakları ve habitatlar aracılığıyla, yaban hayatı etkilemektedir.
- Yüksek düzeyde toksik insektisitler, rodentisitler, (tohum kaplamada kulanılan) fungisitler ve toksik herbisitler, ciddi bir popülasyon düşüşüne sebep olabilir.
- Besin zincirinde biriken pestisitler, özellikle de endokrin sistemi bozucular, memelilere, kuşlara, ikiyaşamlılara ve balıklara uzun vadeli risk teşkil etmektedir.
- Geniş spektrumlu insektisitler ve herbisitler, kuşlar ve memelilerin besin kaynaklarını yok eder. Bu, nadir türlerin popülasyonunlarında ciddi bir kayba neden olabilir.
- Herbisitler, bitki örtüsü yapısını değiştirmek suretiyle, doğal yaşam alanlarını bazı türler için elverişsiz hâle getirebilir. Bu, böcekleri, tarla kuşlarını ve memelileri tehdit eder.
Kuş Türleri, Pestisitler Nedeniyle Azalıyor
Batı Avrupa’daki tarla kuşlarının sayısı, günümüzde, daha önce bol bol bulunan türlerde dahi, 1980’dekinin yarısına düşmüştür. Avrupa’da, 1980 ile 2006 arasında, tüm yaygın kuş ve orman kuşu popülasyonlarının ortalaması %10, tarla kuşu nüfusları ise %48 azalmıştır. Bu rakamlar, 21 AB ülkesinde yürütülen saha çalışmalarını temel almaktadır (EBCC 2008). Orman kuşları, çiftliklerde yaşayan özel kuşlardan daha az kayıp yaşamıştır. ABD’de yakın zaman önce yürütülen bir çalışma, her üç kuştan birinin, ya nesli tükenmekte, ya tehlike altında, ya da korunması gerektiğini bulgulamıştır (NABCI ve diğerleri 2009). Çayır ve çorak-alan kuşlarının yüzde kırkı, popülasyon kaybından etkilenmiştir. DDT ve diğer toksik pestisitler Avrupa’da yasaklandıktan sonra, yırtıcılar ve diğer kuşların nüfusu yeniden artmaya başlamıştır. 1980 ile 1999 yılları arasında, Kuzey Amerika’daki çayır kuşları, maki kuşlarına kıyasla daha fazla zarar görmüştür. Türlerin %78’i için, nüfus eğilimleriyle tarımsal arazi kullanımındaki değişim arasında en az bir ilişki keşfedilmiştir. Bu etmen, türlerin çoğu için, eyaletler arasındaki varyasyonların da %25-30’una denk gelmektedir (Murphy 2003).
Avrupa’daki tarla kuşları, daha çok yoğun tarım yapılan ülkelerde epey daha fazla kayıp yaşamış, ve popülasyon değişimindeki eğilimin %30’u, yürütülen bir istatistik analizine göre, ‘‘tahıl hasılatı’’ ile ilişkilendirilmiştir (Donald ve diğerleri 2001). Bu araştırmanın yazarları, AB tarım politikalarını AB’ye katılım sürecindeki ülkelerde uygulamaya sokmanın, kilit kuş popülasyonlarında büyük bir düşüş ile sonuçlanacağını öngörmektedir. Bu, Almanya’daki Saxony-Anhalt eyaletinde yaşanmıştır. Bölge tarımı, 1990’dan itibaren, geleneksel ekim nöbetini bırakmış (ör. kök bitkileri), bunun yerine keten tohumu ve kış tahıllarına yönelmiş, bu da çayır alanlarında daralmanın yanı sıra, insektisit ve herbisit kullanımında artışla sonuçlanmıştır. Aynı dönem içinde, Kızıl Çaylak (Milvus milvus) sayısı %50 azalmış, her 100 km2 için 40 çiftten, 20 çifte düşmüştür (Nicolai ve diğerleri 2009).
Önemli Kuş Alanları – ÖKA (Important Bird Areas – IBA), önemli kuş türlerini barındıran tarım alanlarını da kapsamaktadır. ÖKA’lar, öncelikli koruma alanı olarak belirlenmişse de, resmi bir koruma statüsüne sahip değildir (Heath & Evans 2000). Tarımsal yayılma ve yoğunlaşma, Afrika’daki ÖKA’ların yarısını, Avrupa’dakilerin ise üçte birini tehdit etmektedir. Dünya’daki toplam kuş popülasyonlarının, tarım öncesi dönemlerden bu yana %20-25 azaldığı tahmin edilmektedir. Hepsi birlikte, 1.211 kuş türü (toplam kuş türlerinin %12’si), küresel olarak tehdit altındadır, ve bunların %86’sı, doğal yaşam alanlarının yok olması veya zarar görmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır. Küresel olarak tehdit altındaki 187 kuş türü için başlıca sorun, sentetik gübreler, pestisitler ve ağır metallerin yüzey sularına ve toprağa karışması ile sonuçlanan, kimyasal kirliliktir (BLI 2004).
Pestisitlerden Kaynaklanan Kuş Zehirlenmeleri
Birleşik Krallık’ta, kuşların tükettiği tohum hacmi, tohumlar daha toksik fungisitlerden biriyle kaplandığı taktirde, potansiyel bir risk oluşturacak kadar büyüktür (Prosser & Hart 2005). Organofosfat insektisitler, disulfoton, fenthion ve parathion da da dâhil olmak üzere, kuşlara yüksek derecede zehirlidir. Bunlar, tarlalarda avlanan yırtıcıları sık sık zehirlemektedir (Mineau 1999). Saha çalışmaları gösteriyor ki, kullanılan insektisit miktarlarını da göz önüne alarak, ‘‘ruhsatlı insektisitlerin sayısına baktığımızda, bunlara maruz kalan kuşların doğrudan ölümü hem kaçınılmaz, hem de oldukça yaygındır’’ (Mineau 2005). Arjantin’deki pampa bölgelerinin (ç.n. Arjantin’de 750.000 km2’yi kapsayan geniş ovalara verilen genel isim) küçük bir kısmında, monocrotophos adlı bir organofosfat, 6.000 Swainson şahininin ölümünden sorumludur. Dünya çapında, 100.000’in üzerinde kuşun bu kimyasal nedeniyle ölümü, belgelenmiştir (Hooper 2002).
Birleşik Krallık’ta, pestisitler nedeniyle ölen kuşların sayısı, 2006 yılında en az 60, 2007 yılında ise 55’tir. Pestisitler, diğer 90 vakada da muhtemel ölüm nedeni olarak araştırılmaktadır (2007’de 80 vaka). Etkilenen türler, şahin, kızıl çaylak, kuzgun, karga, gökdoğan, kaya kartalı, martı, peçeli baykuş, alaca baykuş, saksağan, keklik, ekin kargası, saz delicesi, kumru, küçük karga ve ispinozlardır (PSD & Defra 2007; ACP 2008). Aşağıdaki pestisitler, ölümcül kuş zehirlenmelerinin başlıca sebebi olarak tanımlanmıştır: karbamatlar (aldicarb, bendiocarb, carbofuran), organofosfatlar (klorpirifos, diazinon, isofenphos, malathion, mevinphos, phorate), antikoagülan rodentisitler (bromadiolone, brodifacoum, difenacoum), ve alfakloraloz.
2005’te, bedeninde bir veya daha fazla antikoagülan rodentisit bulunan 20 adet ölü peçeli baykuşun altısında, ve 10 adet kerkenezden beşinde, ölümcül miktarlarda kalıntı tespit edilmiştir. Ölüm koşulları ve otopsi sonuçlarına göre, en az bir peçeli baykuş ve iki kerkenezin ölümünde, rodentisitlerin etkili olduğuna karar verilmiştir (Walker ve diğerleri 2007). Ölü bulunan 23 kızıl çaylaktan beşinde bulunan kalıntılar, peçeli baykuşlar için ölümcül düzeylerdedir, ve bunların 17’sinde en az bir adet, on tanesinde ise iki veya üç adet rodentisit kalıntısına rastlanmıştır (Walker ve diğerleri 2008). Yırtıcı Kuş İzleme Programı kapsamında toplanan ölü peçeli baykuşların %20’si (ve baykuş karaciğerlerinin %33’ü), bir veya daha fazla rodentisit kalıntısı içermektedir (Walker ve diğerleri 2008).
Kuşların Besin Kaynakları Üzerinde Pestisitlerin Olumsuz Etkileri
Herbisitler ve çiftlik hayvanlarında kurt dökücü olarak kullanılan avermectin kalıntıları, besin miktarının azalmasına neden olarak, kuşları dolaylı yoldan etkilemektedir (Vickery ve diğerleri 2001). Kuzey Avrupa’daki tarla kuşlarının beslendiği önemli omurgasız türleri ve tohumların azalmasındaki başlıca etkenler, insektisitler ve herbisitler, çiftliklerin yoğunlaştırılması ve belirli bir ekin üzerine uzmanlaşması, tarla sınır paylarının ortadan kalkması, ve toprağın sürülmesidir (Wilson ve diğerleri 1999). Uygulama, üreme döneminde yapıldığı takdirde, insektisitlerin sarı çinteler üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Bu dönemde yapılan püskürtme, yıl boyunca düzenli uygulamadan daha fazla zarar bile verebilmektedir (Morris ve diğerleri 2005). Yumurtadan çıkma zamanından 20 gün önce ve sonrasındaki zaman diliminde insektisit uygulamak, sarı çintelerde olağandan küçük yavrular, tarlakuşlarında düşük ortalama doğum ağırlığı, ve tarla çintelerinde düşük hayatta kalma oranına neden olmaktadır (Boatman ve diğerleri 2004). İnsektisitler, herbisitler veya fungisitlerin daha sık uygulanması ise, önemli bir besin kaynağı olan omurgasızların sayısında ciddi düşüşe yol açmaktadır. Bu, tarla çintelerinde başarısız üreme ile sonuçlanarak, azalmalarında bir rol oynamış olabilir (Birckle 2000). Sussex’te kullanılan herbisitler, önemli birer böcek taşıyıcısı olan yabani otları ortadan kaldırarak, çilkeklik popülasyonlarında ciddi bir azalmaya sebep olmuştur (GCT 2004).
Uygulanan alanların yüzdesine göre belirlenen pestisit kullanım eğilimleri, ani kuş kayıplarının yaşandığı dönemler ile ilişkilendirilmiştir (Campbell & Cooke 1997). Birleşik Krallık’ta pestisitlerden dolaylı olarak etkilenen kuş türleri arasında, çilkeklik, tarla çintesi, sarı çinte, kızıl sırtlı örümcek kuşu, tarlakuşu, ağaç serçesi, ve sarı kuyruksallayan bulunmaktadır (CSL ve diğerleri 2005). Çiftlik kuşlarındaki azalmanın başlıca sebepleri (1) pestisitler ve özellikle herbisitlerle ot mücadelesi, (2) tahılların sonbaharda ekilmesi yerine ilkbaharda ekilmesi, (3) drenaj ve yoğun mera yönetimi, ve (4) inek veya koyun yoğunluğunun artmasıdır (Newton 2004). Sinir sistemine ölümcül olmayan etkiler, davranış bozukluklarına da yol açabilmektedir. Bir meyve bahçesinde, azinphos-methyl adlı bir organofosfat uygulandıktan sonra, ebeveyn kuşların daha az beslenme seferine çıktığı gözlemlenmiştir (Bishop ve diğerleri 2000).
- Kuş popülasyonları, organofosfat ve karbamat insektisitler, ve antikoagülan rodentisit zehirlenmeleriyle, doğrudan etkilenmektedir. Ölümcül olmayan düzeylerde organofosfat pestisitlerle zehrilenmek ise, kuşlarda zararlı davranış bozukluklarına yol açabilmektedir.
- Geniş-spektrumlu herbisitler, kuşların tükettiği yabani otları ve yabani otların ev sahipliği yaptığı böcekleri azaltarak, nadir ve tehlike altındaki kuş türlerini tehdit etmektedir. İnsektisitler, kuşların önemli bir besin kaynağı olan böceklerin sayısını da azaltmaktadır.
Zararlı Pestisitlerin Memelilere Riski
Pestisitler ve diğer kimyasallar, İngiltere’nin yabani memelilerinde popülasyon zayıflamasına yol açmıştır. Bundan, en çok yarasalar ve kemirgenler (ve türlerin %38’i) etkilenmiştir (Harris 1995). Bazı pestisitler, besin zincirinde birikmektedir, ve bu da omurgalılar için, özellikle de besin zincirinin üst mertebedesindeki memeliler ile yırtıcı kuşlar gibi avcılar için, endişe vericidir. Antikoagülan rodentisitler, yüksek düzeyde toksiktir ve bazıları biyobirikim yapabilir. Hedef-dışı avcı memeliler (ör. köpekler ve tilkiler) ve yırtıcı kuşlar, rodentisitlerle zehirlenmiş fare veya sıçan avladıkları zaman, ‘‘ikincil zehirlenme’’ yaşarlar. Fransa’da, av hayvanlarının dokusundaki bromadiolone kalıntısı nedeniyle tilkiler zehirlenmiştir (Berny ve diğerleri 1997). Birleşik Krallık’ta, rodentisitler ile sıçan mücadelesi yapılırken, yerel dağ fareleri, kızıl sırtlı fareler, tarla farelerinin nüfusu ciddi darbe almıştır (Brakes & Smith).
İncelenen küçük memeli avcıların (kokarca, kakım, gelincik) en az %25-35’i, rodentisitlere maruz kalmıştır, ve bu muhtemelen iyimser bir orandır (Shore ve diğerleri 1999). Fakat, rodentisitlerin ikincil memeli zehirlenmesine ne sıklıkla yol açtığı, ve nüfusları üzerinde nasıl bir etkisi olduğu, iyi bilinmemektedir.
Herbisit kullanımı, bitkisel besin kaynaklarını yok ettiği ve mikroiklimi değiştirdiği için, orman böcekçili, dağ faresi ve porsuk gibi memelileri de etkileyebilir (Hole ve diğerleri 2005). Yaban tavşanları, çeşitliliğe sahip yaşam alanları sever. Dolayısıyla, nadasa bırakılmış arazilerin çoğalmasından faydalanabilirler (Smith ve diğerleri 2004). Yarasaların beslenme faaliyetleri, konvansiyonel çiftliklere kıyasla, organik çiftliklerde çok daha yoğundur, bunun sebebi ise, organik çiftliklerin çok sayıda av böceğine ev sahipliği yapması olabilir (Wickramasinghe ve diğerleri 2004). Daha az yoğun çiftçilik sistemleri, yarasaların sayısındaki azalmayı tersine çevirebilir.
- Antikoagülan rodentisitler, avcı memeliler ve yırtıcı kuşları, çoğu zaman dolaylı olarak zehirlemektedir.
- Herbisitler, bitki örtüsü ve habitatları değiştirerek memelileri tehlikeye atabilir, bu sırada insektisitler de önemli besin kaynaklarını tüketebilir.
Pestisitlerin Kelebekler, Arılar ve Doğal Düşmanlar Üzerindeki Etkisi
Geniş-spektrumlu insektisitler (ör. karbamatlar, organofosfatlar ve piretroidler), arı, örümcek ve toprak böcekleri gibi faydalı böcek nüfuslarında düşüşe neden olabilir. Bu türlerin birçoğu, besin ağında önemli bir rol oynar, veya zararlı böceklerin doğal düşmanlarıdır. 1970’den bu yana, Sussex’in tahıl tarlalarındaki böcek sayısı, yarısına düşmüştür (GCT 2004). Böcekler ve örümceklerin sayısı, pestisit uygulanmayan tarlalarda çok daha yüksektir (Moreby & Southway 1999). İngiltere’deki organik çiftliklerde bulunan kelebeklerin sayısı ve çeşitliliği, konvansiyonel çiftliklerdekinden yüksektir (Feber ve diğerleri 2007). Toprak böcekleri ve örümcekler de, genelde organik çiftliklerde daha fazladır. Konvansiyonel mücadele uygulamaları, hedef zararlılar ve diğer böceklerden çok, doğal düşmanlar üzerinde etkili olmuş gibidir (Bengtsson ve diğerleri 2005). Organik çiftliklerde, güvelerin de sayısı daha fazla, tür çeşitliliği daha zengindir (Wickramasinghe ve diğerleri 2004). Tarlalarda insektisit kullanımı, toprak örümceği topluluklarını etkileyen önemli bir unsurdur (Drapela ve diğerleri 2008). Yüksek pestisit girdisi olan arazilerdeki böcek, yaban arısı ve örümcek toplulukları daha tek tiptir, bu da yoğun tarım uygulanan alanlardaki topluluklar arasında daha az etkileşim olduğunu göstermektedir (Dormann ve diğerleri 2008).
Arılar, çok önemli tozlaşma işini yaparlar. Bal arıları ve parazit böcekler, virüs hastalıkları, habitat kaybı ve pestisitler nedeniyle baskı altındadır. Yoğunlaştırılmış tarım uygulamaları, doğal yaşam alanlarının yok olması ve tarım kimyasalları, Avrupa’nın bal arıları ve yaban arılarını tehdit eden başlıca çevre sorunları arasındadır. Tarım politikaları, bu baskı unsurlarını hafifleterek, yeterli tozlayıcı popülasyonunu korumalıdır (Kuldna ve diğerleri 2009). ABD’de, doğal habitatların yanında konumlanmış organik çiftliklerin tozlaşma ihtiyacını, çok çeşitli yaban arısı toplulukları sağlarken, diğer çiftliklerdeki yerel arıların sayısı ve çeşitliliği oldukça azdır (Kremen ve diğerleri 2002). Birleşik Krallık’ta, 1995 ile 2001 arasında yaşanan (ve nedeni saptanabilmiş) 95 arı zehirlenmesi vakasının, %42’si organofosfatlar, %29’u karbamatlar, ve %14’ü piretroidlerden kaynaklanmaktadır (Fletcher & Barnett 2003). Birleşik Krallık’ta, son on yıl içinde arı kolonilerini zehirleyen insektisitler arasında bendiocarb (bir karbamat) ve üç piretroid bulunmaktadır: cypermethrin, deltamethrin ve permethrin (PSD 2001-7). Piretroidler ve ergosterol sentezini önleyen (EBI) fungisitler (imidazole veya triazole fungisitler) arasındaki sinerjik etkiler, bal arılarına karşı tehlikeyi artırabilir (Pilling & Jepson 2006).
Clothianidin, ve belirli bir ölçüde imidacloprid, bambul arıları ve diğer yaban arılarına karşı yüksek düzeyde zehirlidir (Scott-Dupree ve diğerleri 2009). Bu iki neonikotinoid insektisit, mısır ve ayçiçeği tohumlarının kaplanmasında kullanılır. 2008 yılında, Güney Almanya’da, clothianidin kaynaklı birçok arı ölümü ve koloni çöküşü yaşanmıştır (Spiegel 2008). Ürün, bundan sonra piyasadan çekilmiştir. Imidacloprid ile kaplanmış bir tohum filizlendiği zaman, arıları zehirleyebilecek miktarda toksik madde çevreye yayılabilir (Greatti ve diğerleri 2003). Kaplanmış tohumdan yetiştirilen mısırın polenindeki imidacloprid kalıntıları, ölümcül olmayan dozlarda da arıları tehdit eder (Bonmatin ve diğerleri 2005). Imidacloprid, düşük dozlarda bile, arıların beslenme davranışını olumsuz etkilemektedir (Yang ve diğerleri 2008). Düşük dozda imidacloprid’e uzun süre maruz kalmak, arılarda öğrenme yeteneğini azaltmıştır (Decourtye ve diğerleri 2003). Alfalfa yetiştiriciliğinde kullanılan imidacloprid, hedef zararlılardan çok, eklembacaklı topluluklarının (örümcek gibi doğal düşmanların) miktarını ve çeşitliliğini etkilemiştir (Liu ve diğerleri 2008). Imidacloprid, Fransa’da yasaklanmıştır. Tarla sınırlarında pestisit kullanılmadığı zaman (özellikle de herbisitler), Lepidoptera türleri (ör. güveler veya kelebekler), böcekler ve cepkenli böcekgillerin sayısında olumlu bir artış gözlenmiştir (Frampton ve diğerleri 2007). Organik tarlalardaki ortalama örümcek ve toprak böceği veya cepkenli böcek sayısı, konvansiyonel tarlalardakinin neredeyse iki katıdır (Mader ve diğerleri 2002).
- Arılar, bambul arıları ve diğer faydalı böceklere yüksek düzeyde toksik pestisitler: karbamatlar (ör. aldicarb, benomyl, carbofuran, methiocarb), organofosfatlar (ör. klorpirifos, diazinon, dimethoate, fenitrothion), piretroidler (ör. cyfluthrin, cyhalothrin), ve neonikotinoidler (imidacloprid, thiamethoxam, clothianidin).
- Tohum kaplamada kullanılan clothianidin, yakın zaman önce geniş çaplı arı zehirlenmelerine neden olmuştur. Bitkilerdeki imidacloprin kalıntıları ise, arıların davranışını olumsuz etkileyebilir.
İkiyaşamlıları ve Sucul Türleri Etkileyen Pestisitler
Dünya’daki 6.000 ikiyaşamlı türünün üçte biri, tehdit altındadır. Habitat kaybı, aşırı tüketim veya yabancı türlerin getirilmesinin yanı sıra, yüzey sularının tarım gübreleri ve pestisitlerle kirlenmesi de ikiyaşamlıları etkilemektedir (IUCN 2009). ABD’de, bir triazin herbisiti olan hexazinone uygulamasından kaynaklı kirliliğin, soyu tükenmekte olan kırmızı bacaklı Kaliforniya kurbağası ve doğal yaşam alanını ‘‘olumsuz etkileme olasılığı yüksek’’tir (US EPA 2008). Atrazin, bazı balık türlerine orta düzeyde zehirlidir. Sucul bitkilere zarar vererek, sucul ekosistemleri dolaylı yoldan etkileyebilir. Yapılan bir inceleme, atrazin’in kurbağalar veya balıklar üzerinde nede olduğu muhtemel hormonal etkilerin, daha fazla araştırılması gerektiğini vurgulamaktadır (US EPA 2006). Avrupa’da, sağlık ve çevre riskleri nedeniyle, atrazin’in ruhsatı iptal edilmiştir (EC 2003). Isoproturon ve diuron gibi üre herbisitler, nehirler, göller ve yer altı sularını sıklıkla kirletmektedir. Diuron’un birçok metaboliti, mikroorganizmalara diuron’un kendisinden daha zehirlidir (Bonnet ve diğerleri 2007). Bakır ile üretilen fungisitler, sucul canlılara karşı yüksek düzeyde toksiktir. Balıklar ve bazı diğer sucul canlılarda bakır birikimi yüksek olabilmektedir (EFSA 2008). AB, organik bağlar ve elma bahçelerinde bakır kullanımını zamana içinde ortadan kaldırmayı hedeflemektedir (REPCO 2007).
ABD’deki ikiyaşamlı topluluklarını inceleyen kapsamlı bir çalışma, yüzey sularının yanındaki tarlalarda ve (böcekleri veya bitkileri etkilemeye yetecek kadar yüksek konsantrasyonlarda) pestisitler nedeniyle, ikiyaşamlı tür zenginliği zarar görmektedir. Özellikle de, eğer sucul bitki popülasyonunu ciddi oranda azaltan herbisitler, suda yüksek yoğunlukta ise, bu, ortamda avcı nüfusuna oranla az sayıda ikiyaşamlı bulunduğu, ve ikiyaşamlılardaki trematod parazitlerin artışı ile ilişkilendirilmektedir (Beasley ve diğerleri 2002). Tarımsal sulak alanlardaki parazit nematodların sayısı, yetiştirme dönemde daha yüksektir. Tarımsal faaliyetler, zararlı nematodların kurbağalara verdiği zararı yoğunlaştırabilir (King ve diğerleri 2008). Atrazin, kaplan semenderlerinin bağışıklık sistemini baskılayarak, akyuvar sayısının azalmasına yol açmaktadır. Atrazin’e maruz kalan semenderlerde, patojen virüsler tarafından enfekte olma oranı da daha yüksektir (Forson & Storfer 2006). Atrazin’in, yürütülen saha çalışmalarında, kuzey leopar kurbağası iribaşlarının bağışıklık sistemini etkileyerek, türün nüfusunu zayıflattığı görülmüştür. Atrazin ve fosfat gübreler, kurbağa larva trematodlarındaki artışın başlıca sebeplerindendir (Rohr ve diğerleri 2008). Kaliforniya’da, Pasifik ağaç kurbağası nüfusunun azaldığı bölgelerdeki iribaşlarda, cholinesterase enzimi seviyeleri düşüktür, bu da organofosfatlar ve/veya karbamatlara maruz kaldıklarını belirtmektedir (Sparling ve diğerleri 2001). Endosülfan, nüfusu azalmakta olan sarı bacaklı kurbağalara karşı yüksek düzeyde zehirlidir. Klorpirifos ve endosülfan adlı insektisitler, normal kullanım koşullarıyla çevreye yayılan konsantrasyonlarda bile, ikiyaşamlılara ciddi zarar verebilir (Sparling & Feller 2009). Laboratuvar testlerinde, glufosinat ve glifosat herbisitlerin bazı formülasyonlarına maruz bırakılan kurbağaların (Anaxyrus cognatus ve Spea multiplicata) hayatta kalma oranı düşmüştür (Dinehart ve diğerleri 2009).
Sucul canlılara daha fazla zarar verme riski oluşturan pestisit kullanım koşulları, insektisitlerin püskürtme sırasında etrafa yayılması, ve herbisitlerin tarlalardan sızmasıyla gerçekleşir (Verro ve diğerleri 2009). Fakat, 261 adet pestisitin, tarla kanallarındaki sucul ekosistemlere teşkil ettiği riski inceleyen bir araştırma, öngörülen riskin %95’inin yalnızca 7 adet pestisitten kaynaklandığını göstermiştir (De Zwart 2005). Açıkça, daha dar-spektrumlu pestisitler (hedef-dışı canlılara çok az veya hiç zarar vermeyen) tercih edilmelidir. Yüzey suları, insektisitler normal seviyelerde kullanılsa dahi, balıklar, ve su piresi ile karides gibi sucul omurgasızları olumsuz etkilediği bilinen düzeylerin üzerindeki yoğunluklarda kirlenmektedir. Bu, örneğin, sucul ortamda bulunan azinphos-methyl, klorpirifos ve endosülfan seiyelerinde gözlenmiştir (Schulz 2004). Benzer şekilde, klorpirifos ve endosülfan da ‘‘olası ekolojik endişe yaratan kimyasallar’’ sınıfındadır. Bir değerlendirmeye göre, endosülfan, yalnızca sucul ekosistemlerin yanında kullanıldığı müddetçe, balıklar ve omurgasızlar üzerinde yarattığı olumsuz etki endişe yaratacak boyutlara ulaşmaktadır (Carriger & Rand 2008). Carbaryl adlı insektisitin saha testlerinden elde edilen sonuçlara göre ise, bu insektisit, su birikintilerinin kolonizasyonu ve bırakılan yumurtaların sayısını değiştirerek, ikiyaşamlı ve sucul böcek topluluklarının yapısını etkilemektedir (Vonesch & Klaus 2009).
- Püskürtme ve topraktan sızıntı yoluyla yüzey sularına bulaşan insektisitler ve herbisitler, sucul toplulukların yapısını değiştirebilmekte, balıklar ve omurgasızları etkilemektedir.
- İnsektisitler (organofosfatlar ve karbamatlar), ikiyaşamlıların sinir sistemi üzerinde toksik etkilere yol açarak, bu canlıların davranış biçimlerini değiştirebilir. Herbisitler (ör. atrazin), kurbağa iribaşlarının bağışıklık sistemine zarar vererek, ikiyaşamlıların parazit nematodlara karşı daha savunmasız hâle gelmesine neden olabilir. Dolaylı etkiler ise ölümcüldür.
- Diuron gibi üre herbisitler, yüzey ve yeraltı sularını sıklıkla kirletmektedir. Bakır içeren fungisitler ise, balıklara karşı yüksek düzeyde zehirlidir ve biyibirikim yapabilmektedir.
Pestisitlerin Bitki Toplulukları Üzerindeki Etkileri
Son yıllarda, herbisit kullanımı çarpıcı biçimde artmıştır. Günümüzde, İngiltere’deki üretim dışı bazı bitkiler (veya ‘‘yabani otlar’’), nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır (Preston 2002). Birleşik Krallık’ta kullanılan toplam pestisit hacmi 1990 ile 2006 yılları arasında azalmış olsa da, herbisit uygulanan alanlar %38 artmıştır (Fera 2009). Tarım arazileri ve tarla sınırlarındaki yabani bitkilerin çeşitliliği, özellikle verimsiz çayırlar ve çalı çit kenarlarında azalmaktadır. 1998 yılında, tarlalarda gözlemlenen bitki çeşitliliği artışı, arazi koruma (ç.n. nadas) uygulamasının başlamasıyla ilişkili olabilir (Defra 2008). İngiltere’de, kelebek tırtıllarına besin sağlayan bitkilerin sayısı, 1998 ile 2007 yılları arasında azalmıştır. Agro-çevre programlarıyla oluşturulan tarla sınırları, üretim yapılan alanlara kıyasla daha fazla bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır, fakat bitki örtüsünün zenginliği ve çeşitliliği, diğer doğal yaşam alanlarına (ör. bahçecilik alanları) ve nadas bölgelerine kıyasla, hâlâ düşüktür (tarla başına ortalama 11 tür ve %21 örtü) (CS 2007). En az üç metre genişliğinde, püskürtme yapılmayan tarla sınırı şeritleri oluşturmak, tarla otları ve bunların ev sahipliği yaptığı böceklerin sayısı ve çeşitliliğinde hatırı sayılır artış sağlamıştır (De Snoo 1999). Tarla sınırlarındaki zararlı otlarda ise, beş yıl boyunca artış görülmemiştir (Musters ve diğerleri 2009).
EZY yöntemleri kullanılan (ve ortalamaların yarısı kadar herbisit uygulanan) Avrupa çiftliklerinde, sonbahar ekimi döneminde toprakta bulunan yabani ot tohumları iki katına çıkmıştır. Bu, kabul edilebilir bir düzeydir, çünkü, ilkbahar döneminde yapılan ekim zamanı, bazı yabani otların tohumları üç katına kadar artış göstermiştir (EN 2005). İngiltere’nin ovalarındaki organik çiftliklerde tespit edilen bitki, kuş, yarasa, omurgasız çeşitliliği ve miktarı, konvansiyonel çiftliklere kıyasla daha yüksektir. Olumlu etkiler, en çok bitkilerde gözlenmiştir. Organik tarlaların, en az iki kat fazla bitki türü, ve ortalamada iki kat daha fazla otsu bitki örtüsü desteklediği tahmin edilmektedir (Fuller ve diğerleri 2005). Uzun zaman önce getirilen kasım çiçeği gibi tarla bitkilerinin azalmasıyla, İngiltere’nin florası da değişmektedir. Bunun sebebi, yoğun tarımın artması ve karışık ekimin azalması olabilir (Preston 2009).
Bazı herbisitler, çok düşük dozlarda bile bitkilere zehirlidir, ör. sulfonylurea’lar, sulfonamid’ler ve imidazolinon’lar. Çok düşük konsantrasyonlarda tribenuron-methyl, alg gelişimi ve mikroalg faaliyetlerini etkilemektedir (Nystrom ve diğerleri 1999). Sulfonylurea herbisitlerin fitoplanktonlar üzerindeki etkilerini araştıran bir çalışma, bu herbisitlerin düşük çevresel konsantrasyonlarda bile sucul sistemlere zarar verme ihtimali olduğunu ortaya çıkarmıştır (Sabater ve diğerleri 2002). Sulfonylurea, hayvanlara daha zehirli olan diğer herbisitlerin yerini almıştır. Patateslerde kullanılan sulfometuron-methly, tavsiye edilen dozların altında uygulandığında dahi ciddi ürün kayıplarına yol açmıştır Pfleeger ve diğerleri 2008). Uzmanlar, yaygın sulfonylurea kullanımının, ‘‘hedef-dışı ürünlerin verimi, doğal bitki topluluklarının yapısı ve yaban hayat besin zincirleri üzerinde yıkıcı etkilere yol açabileceğini’’ belirtmiştir (Fletcher ve diğerleri 1993).
Hexazinon, yüksek derecede çözünebilir, kalıcı bir triazin türüdür (Footprint 2009). ABD’de yapılan bütün uygulama oranları, EPA’nın hedef-dışı su ve kara bitkileri için belirlediği güvenli seviyelerin üzerinde kalıntı bırakmıştır. Hexazinon uygulanmış alanların içindeki veya yanındaki sucul ekosistemler, sucul bitkilerin etkilenmesi nedeniyle değişebilmektedir (US EPA 1994). Diğer triazin ürünleri de sucul bitkileri benzer şekilde etkiler, ör. terbuthylazin ve atrazin. Yürütülen saha testlerinde, glifosat, mikrobik fitoplanktonları azaltarak ve siyanobakteri (mavi-yeşil alg) sayısını artırarak, tatlı sulardaki mikrobik toplulukların yapısını değiştirmiştir (Perez ve diğerleri 2007).
- Önceleri İngiltere’deki çiftlik arazilerinde yaygın olan bitkiler, karışık ekimin ortadan kalkması ve herbisit kullanımının artmasıyla, yok olmaktadır.
- Sulfonylurea herbisitlerin, ve büyük olasılıkla sulfonamid’ler ve imidazolinon’ların büyük ölçekli kullanımı, hedef-dışı bitkiler, algler ve ekosistemleri tehdit etmektedir.
- Triazin herbisitler, hedef-dışı ve sucul bitkilere karşı risk teşkil etmektedir.
Pestisitler, Toprağın Bereketini Azaltıyor Mu?
Toprak bereketi nedir? Bereketli bir toprak, bitkilerin büyümesi için gerekli besinleri sunar, çeşitli aktif organizmalara ev sahipliği yapar, bulunduğu konumun belirleyici özelliklerini yansıtan bir yapısı vardır, ve organik kalıntıların sürekli ayrışmasını sağlar (Mader ve diğerleri 2002).
Güney Afrika’daki organik bağlarda bulunan toprak organizmalarının beslenme faaliyetleri, konvansiyonel uygulama yapılan arazilere göre daha yüksektir (Reinecke ve diğerleri 2008). Toprak solucanlarının sayısı 1.3-3.2 kat daha fazla, mikorizaların yerleştiği bitki kökleri ise, yine konvansiyonel sistemlere göre %40 daha fazladır (Mader ve diğerleri 2002). Mikoriza gelişimi, triclopyr adlı herbisitin yüksek düzeyde bulunduğu topraklarda, ciddi oranda sekteye uğramaktadır (Chakravarty 1987).
Metsulfuron ve (belirli bir düzeyde) chlorsulfuron adlı sulfonylurea herbisitleri, Pseudomonas toprak bakterilerinin sayısında azalmaya neden olmuştur (Boldt & Jacobsen 2006). Bensulfuron-methyl (B) ve metsulfuron-methyl adlı iki sulfonylurea herbisitin kombinasyonu, laboratuvar testlerinin ilk 15 gününde, topraktaki mikroorganizma biyokütlesinde kayda değer düşüşe yol açmıştır (El-Ghamry ve diğerleri 2001). Bromoxynile (bir nitril herbisit), topraktaki bakteriyel toplulukların tür yapısı ve çeşitliliğinde büyük değişimlere sebep olmuş, topraktaki kimyasal bileşikleri ayrıştıran bakterilerin gelişimini durdurmuştur (Baxter ve diğerleri 2008). Ayrıca, captan adlı fungisit ve glifosat adlı herbisit de, topraktaki bakteriyel toplulukları oluşturan türleri değiştirmiştir (Widenfalk ve diğerleri 2008). Bazı organofosfat insektisitler, (ör. dimethoate), toprak mikroorganizmalarının faaliyetlerini ve biyokütlesini azaltırken, fosthiazate gibi diğerlerinin ise, mikrobik biyokütleyi artırdığı gözlenmiştir (Eisenhauer ve diğerleri 2009). Pestisitlerin, toprak bereketini uzun vadede nasıl etkilediği henüz çok iyi bilinmemektedir, çünkü bu birçok etkene bağlıdır.
- Pestisitler, toprak solucanlarını, ortakyaşamlı (simbiyotik) mikorizaları ve diğer toprak mikroorganizmalarını etkilemektedir.
- Bakteriyel toplulukların yapısı ve faaliyetleri, pestisitler yüzünden değişmektedir.
Biyoçeşitlik Koruma Politikaları ve Yöntemleri
AB’deki ulusal politikalar, biyoçeşitliliği korumaya yönelik hedefler belirlemiştir (EC 2009). Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, türlerin korunmasına ilişkin ulusal düzeyde stratejiler ve eylem planları sunmaktadır. Bunlar, ulusal hedefler belirlemeyi de kapsar. Örneğin, Birleşik Krallık Biyoçeşitlilik Eylem Planı (BAP), öncelikli koruma altında 1.150 tür ve 65 doğal yaşam alanı belirlemiştir. 2002’de, öncelikli 78 çiftlik türünün %39’u azalmakta, %21’i bilinmeyen veya belirsiz durumda, %18’i stabil, %15’ı artışta ve %7’si yok olmuş durumdadır. 2003 yılında, Birleşik Krallık’ta ulusal öneme sahip toplam bir milyon hektar yaban hayat alanının (‘‘Özel Bilimsel İlgi Alanları’’), yaklaşık 380.000 hektarı, veya %38’i, ağırlıklı olarak tarımsal faaliyetler nedeniyle olumsuz koşullar altındaydı. İşlenen bölgelerdeki önemli yaban hayat alanlarının ise, yalnızca %47’si iyi durumdaydı (Defra 2003). BAP hedeflerinden biri, İngiltere’deki tarla kuşlarının kaybını, 2020 yılına kadar tersine çevirmektir. Kış mevsiminde, nadasa bırakılmış alanlardaki tarla kuşu yoğunluğu, tahıl tarlalarına kıyasla çok daha yüksektir. Fakat, AB politikası yakın zaman önce değişti ve nadas uygulamaları zorunlu olmaktan çıktı. Ornitologlar, bunun tüm AB’deki çiftlik biyoçeşitliliği üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler doğuracağı konusunda uyarılar yapmıştır (Gillings ve diğerleri 2009).
Kırsal yaban hayatı destekleyecek miktarda yabani ot türünün devamını sağlamak, zor bir iştir. İşlenmemiş alanlar bırakarak, çok daha dar-spektrumlu herbisitler tercih ederek ve bunları da seçici biçimde kullanarak başarılabilir (IACR 2001). 1978 ile 1990 yılları arasında İngiltre’de, ekilebilir arazilerdeki bitki çeşitliliği azalmaktaydı. 1998 ile 2007 arasında ise, büyük arazilerdeki bitki çeşitliliği, %36 artmıştır. Bu, agro-çevre programları sayesinde korunan araziler veya nadasa bırakılan tarlalardaki artıştan kaynaklanmaktadır (CS 2009). Herbisit girdisinin azaldığı tarlalardaki kuşlar, kış tahılı anızını, konvansiyonel üretim yapılan tarlalara kıyasla daha sık kullanmıştır (Bradbury ve diğerleri 2008). Kuşların yok olmasını engellemek için, çiftçiliğin temelden değişmesi ve uygun uygulamaların sisteme dâhil etmesi gerekmektedir (Newton 2004). Tür çeşitliliği, ekim yapılmayan topraklarda, tarlalar veya meralara kıyasla genelde daha yüksektir. Püskürtme yapılmayan, işlenmemiş tarım arazileri, nadir yabani bitki türlerinin yanı sıra, en yüksek miktarda omurgasız canlı çeşitliliğine de ev sahipliği yapmaktadır. Bu işlenmeden bırakılan araziler, kuşların beslenmesi için en önemli alanları oluşturur. Toprak üzerindeki otlar, birçok besin böceğine koruma ve sığınma sağlar. Kış tahıllarında daha dar-spektrumlu herbisistler kullanmak, yavrularını ot tohumlarıyla besleyen kuşlara faydalıdır; ör. ketenkuşu veya ispinozlar (Moreby & Southway 1999). AB’de, entegre mücadele yöntemleri kullanılan tarlalar veya karışık ekim çiftliklerinde, ortalama herbisit kullanımı %43, insektisitler veya mollusisitler %55, ve fungisit kullanımı ise, konvansiyonel çiftliklere kıyasla, %50 daha azdır. EZY uygulanan çiftliklerde, eklembacaklılar (böcekler, örümcekler, sıçrar kuyruklular veya yaprak arıları), bitkiler ve toprak solucanları kayda değer oranda artmıştır. Benzer olumlu etkiler, toprak canlıları, kuşlar, ve dağ faresi gibi memelilerde de gözlemlenmiştir (EN 2005).
Ulusal pestisit ruhsatlandırma sistemleri, pestisitlerin hedef-dışı türlere verdiği zararı sınırlamayı amaçlar. Fakat, pestisit risklerini azaltma tedbirleri henüz geliştirilmektedir. Hedef-dışı türler üzerindeki olumsuz etkiler, yalnızca düzenleyici mevzuat ile engellenemez. Pestisitlerin biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini azaltacak ek girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır. AB’nin Altıncı Çevre Eylem Planı, biyoçeşitliliğin korunmasını başlıca öncelik olarak belirlemiştir (EC 2002). Kuşlar ve Habitatlar Direktifi altında korunan alanlar, ‘’Natura 2000’’ ağı ile de birleşmiştir. AB’deki sürdürülebilir pestisit kullanımına dair strateji önerisi, pestisitlerin neden olduğu sağlık ve çevre risklerini en aza indirmeyi hedeflemektedir. Üye Devletler, Natura 2000 alanlarındaki pestisit kullanımını mümkün olduğu kadar azaltmalı veya ortadan kaldırmalı, ve az pestisit girdili çiftçiliği teşvik etmeli, özellikle entegre zararlı yönetimini (EZY) ve EZY tekniklerinin uygulanması için gerekli koşulları sağlamalıdır (EC 2009a).
EZY standartları oluşturan kurumların en önemlileri arasında, Zararlı Hayvanlar ve Bitkiler için Biyolojik ve Entegre Mücadele Uluslararası Örgütü (International Organization for Biological and Integrated Control of Noxious Animals and Plants – IOBC) gelmektedir. Sunduğu entegre üretim ilkeleri, biyoçeşitliliğin önemini vurgulamaktadır.
IOBC’ye göre entegre üretim, yüksek kalitede gıda ve diğer maddeler üretmek amacıyla, kirletici girdileri bırakmak için doğal kaynakları ve düzenleyici mekanizmaları kullanarak, sürdürülebilir tarımı güvence altına alan bir çiftçilik sistemidir (IOBC 2004).
AB’deki agro-çevre programları, çevreyi ve kırsal bölgeyi korumaya yönelik tedbirler alan çiftçilere ödeme yapmaktadır. Fakat bu tedbirler için para harcamak, şimdiye kadar yetersiz kalmıştır. Yoğun çiftçilik yapmayan ve doğayı koruyan çiftçiler, ödüllendirilmelidir (Donald ve diğerleri 2002). BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, ülkelerin biyoçeşitliliği korumaya dair ulusal stratejiler ve eylem planları geliştirmesini, ve hem ulusal hem de ulus-altı hedefler ve göstergeler belirlemesini şart koşmaktadır (CBD 2008). Koruma hedeflerinin sayısı ve niteliği, ülkeden ülkeye ciddi farklılık göstermektedir (EPBRS 2009). Teşvik programları, sürekli yeniden değerlendirilmeli ve uyumlanmalıdır (Berendese 2004). Tarla kuşları gibi tehlike altındaki türlerin korunmasına yönelik tedbirlerin verimliliğini değerlendirmek amacıyla, nicel ve ölçülebilir hedeflere, ve ayrıca türlerin izlenmesine gereksinim duyulmaktadır (Donald ve diğerleri 2007). Hatırı sayılır kazanımlar elde etmek için, yoğun olmayan çiftçiliğin, birbirine bağlı daha büyük alanlara yayılması gerekebilir (Whittington 2007). Organik çiftlikler, ve belirli bir ölçüde agro-çevre programları, AB’deki bitki ve böcek çeşitliliği üzerinde olumlu etkiler yaratmış, fakat kuş türlerindeki çeşitliliği pek fazla artırmamıştır. Bu, geniş çaplı kiyasal kirlilikten kaynaklanıyor olabilir. Dolayısıyla, büyük alanlarda asgari düzeyde pestisit kullanan çiftçilik yöntemlerine geçiş, acil bir ihtiyaçtır (Geiger ve diğerleri 2010).
Mısır, şeker kamışı ve palmiye yağı, biyoyakıt kullanımında gittikçe daha fazla yer almaktadır. Bu ürünler, yüksek düzeyde gübre ve pestisit kullanımıyla ilişkilendirilmiştir. Biyoyakıt amaçlı kullanımları, biyoçeşitliliği tehdit etmektedir. Mısır bazlı biyo-etanol, eldeki seçenekler arasında en kötüsüdür, dolayısıyla mısırın biyo yakıt kaynağı olarak kullanımına acil alternatifler geliştirmek gerekmektedir (Groom ve diğerleri 2008). AB’de, bitkisel biyo-kütleden çevre dostu yöntemlerle enerji üretmek için, çevre-odaklı çiftçilik oranının 2030 yılına kadar, Toplam Tarımsal Alanlar’ın yaklaşık %30’una ulaşması gerekmektedir; nüfus yoğunluğu çok fazla olanlar hariç, çoğu Üye Devlet’te (EEA 2007).
Bir Biyoçeşitlilik Kurtarma Planı İhtiyacı
AB Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, 27 Üye Devlet’in biyoçeşitlilik koruma hedefleri belirlediği ulusal politikalar geliştirmesini şart koşmaktadır. Her Üye Devlet aynı derecede hevesli olmadığından, biyoçeşitlilik kaybını 2010’a kadar durdurma amacına ulaşmak için, 2020 yılına yönelik açık nicel ve nitel hedefler, zaman çizelgeleri ve istikrarlı izleme planları içeren yeni bir nicel kurtarma planına ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, hem bunlar, hem de (hassas ‘‘Natura 2000’’ alanları ve su kaynaklarına yönelik) diğer AB politikalarında tutarlılık sağlamalı ve daha iyi hedefler belirlemeli, ayrıca (toprak ve biyo-atık alanlarında) yeni AB politikaları oluşturmalıdır. Fakat, biyoçeşitlilik kurtarma planının başarısı büyük ölçüde, AB’nin yeni ‘‘Bitki Koruma Ürünlerinin Piyasaya Sürülmesine Dair Yönetmeliği’’nin nasıl uygulanacağına, ve sürdürülebilir pestisit kullanımına dair çerçeve direktifinin üye devletler tarafından nasıl bir ciddiyetle yerine getirileceğine bağlıdır. Bu araçlar, pestisit bağımlılığı / kullanım azaltım hedefleri ve net zaman çizelgeleri belirlemek amacıyla değerlendirilebilecek önemli bir fırsattır.
Bir biyoçeşitlilik kurtarma planına destek olarak, AB’nin Ortak Tarım Politikası’nın (OTP) iyileştirilmesi gerekir, çiftçilerin topraklarını işlemek için gelir desteği aldığı güncel modelden uzaklaşarak, çiftçilerin kamu faydası sağladığı oranda maddi destek aldığı yeni bir sisteme geçilmelidir. Bu doğrultuda, çifçiler, entegre üretim kapsamında, ilk önce önleyici tedbirlere dayalı sürdürülebilir tarım uygulamaları kullanmalı, ve ne kadar fazla çevre ve kamu faydası sağlarlar ise, o kadar fazla ödenek almalıdır.
Ulusal Biyoçeşitlilik Yılı olan 2010’da, daha iyi tarım uygulamaları getirmesi amacıyla OTP’nin iyileştirilmesi için birlikte mücadele etmeliyiz. Karışık ekim, ekim nöbeti, kırsal meralar ve daha küçük tarlaları teşvik ederek işe başlamalıyız. Bunların ötesinde, daha büyük tarla payı boşlukları ve çalı çitleri yeniden oluşturacak uygulamaları desteklemeliyiz. Dinamik bir sistem içinde, önleyici tedbirleri en başa koymalı, çevre iyileştirme çalışmaları yapacak öncü çiftçileri desteklemeli, ve gerçek anlamda entegre tarımsal üretimi, 2013-sonrası OTP programının temeli hâline getirecek politikalar üzerinde çalışmalıyız.
Böylesi bir yaklaşım, en iyi, organik çiftçilik koşullarında zenginleşen kuşların, arıların, yarasaların, eklembacaklıların ve toprak solucanlarının kaybını tersine çevirecek doğru bir adımdır. Ayrıca, ekosistemlerde hayati görevleri yerine getiren, istikrârı artıran, ve neticesinde uzun vadeli gıda güvenliğini daha iyi biçimde sağlayan, farklı hayvan ve bitki türlerinden meydana gelen yüksek çeşitliliğe sahip toplulukların yeniden oluşturulması için de, en iyi yoludur.
Kaynaklar & İnternet Siteleri
Advisory Committee on Pesticides (ACP) – Environmental Panel, Pesticide poisoning of animals in 2007, York, UK 2008. http://www.pesticides.gov.uk/environment.asp?id=2600
Baxter J, and Cummings SP, The degradation of the herbicide bromoxynil and its impact on bacterial diversity in a top soil, Journal of Applied Microbiology 104(6): 1605-1616, 2008. http://www3.interscience.wiley.com/journal/120091862/abstract (abstract)
Beasly V, et al, Envrionmental factors that affect amphibian community structure and health as indicators of ecosystems, U.S. EPA, Washington D.C. 2002. http://cfpub.epa.gov/ncer_abstracts/index.cfm/fuseaction/display.abstractDetail/abstract/274
Bengtsson J, et al, The effects of organic agriculture on biodiversity and abundance: a meta-analysis, Journal of Applied Ecology 42(2), 2005. http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118735203/HTMLSTART
Berendse F, et al, Declining biodiversity in agricultural Landscapes and the effectiveness of agri-environment schemes, Ambio 33(8): 499-502, 2004. http://www.bioone.org/doi/abs/10.1579/0044-7447-33.8.499 (abstract)
Berny PJ, et al, Field evidence of secondary poisoning of foxes (Vulpes vulpes) and buzzards (Buteo buteo) by bromadiolone, a 4-year survey, Chemosphere 35(8): 1817-1829, 1997. http://dx.doi.org/10.1016/S0045-6535(97)00242-7 (abstract)
BirdLife International (BLI), State of the world’s birds, 2004. www.birdlife.org/sowb/
Bishop CA, et al, Effects of pesticide spraying on chick growth, behavior, and parental care in tree swallows (Tachycineta bicolor) nesting in an apple orchard in Ontario, Canada, Environmental Toxicology and Chemistry 19(9): 2286-2297, 2000. http://dx.doi.org/10.1897/1551-5028(2000)019<2286:EOPSOC>2.3.CO;2 (abstract)
Boatman ND, et al, Impacts of agricultural change on farmland biodiversity in the UK, In: Hester RE, and Harrison RM (eds), Biodiversity under threat, RSC Publishing, Cambridge, UK 2007, pp. 1-32.
Boatman ND, et al, Evidence for the indirect effects of pesticides on farmland birds, Ibis 146(2): 131-143, 2004. http://www3.interscience.wiley.com/journal/118753474/abstract (abstract)
Bonnet J.-L., et al, Assessment of the potential toxicity of herbicides and their degradation products to nontarget cells using two microorganisms, the bacteria Vibrio fischeri and the ciliate Tetrahymena pyriformis, Environmental Toxicology 22(1): 78-91, 2007. http://assets0.pubget.com/pdf/17295264.pdf
Boldt TS, and Jacobsen CS, Different toxic effects of the sulfonylurea herbicides metsulfuron methyl, chlorsulfuron and thifensulfuron methyl on fluorescent pseudomonads isolated from an agricultural soil, FEMS Microbiology Letters 161(1): 29-35, 2006. http://www3.interscience.wiley.com/journal/119124033/abstract
Bonmatin JM, et al, Quantification of imidacloprid uptake in maize crops. Journal of Agricultural and Food Chemistry 53: 5336-5341, 2005. In: UNAF: Pesticides. http://www.unaf-apiculture.info/
Bradbury RB, et al, Wintering Cirl Buntings Emberiza cirlus in southwest England select cereal stubbles that follow a low-input herbicide regime, Bird Study 55(1): 23–31, 2008. http://www.ingentaconnect.com/content/bto/bird/2008/00000055/00000001/art00003 (abstract)
Brakes CR, and Smith RH, Exposure of non-target small mammals to rodenticides: short-term effects, recovery and implications for secondary poisoning, Journal of Applied Ecology 42(1): 118-128, 2005. http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118735198/HTMLSTART
Brickle NW, et al, Effects of agricultural intensification on the breeding success of corn buntings Miliaria calandra, Journal of Applied Ecology 37(5): 742-755, 2000. http://www.jstor.org/stable/2655923 (abstract)
Campbell L, and Cooke AS, The indirect effects of pesticides on birds, Joint Nature Conservation Committee, Peterborough, UK 1997. http://www.pesticides.gov.uk/uploadedfiles/Web_Assets/Pesticides_Forum/PF45.pdf
Cardinale BJ, et al, Effects of biodiversity on the functioning of trophic groups and ecosystems, Nature 443: 989-992, 2006. http://www.nature.com/nature/journal/v443/n7114/full/nature05202.html
Carriger JF, and Rand GM, Aquatic risk assessment of pesticides in surface waters in and adjacent to the Everglades and Biscayne National Parks: I. Hazard assessment and problem formulation, Ecotoxicology 17(7): 660-679, 2008. http://www.springerlink.com/content/w48p7732t04833w3/
CBD, Ninth meeting of the Conference of the Parties to the Convention on Biological Diversity, Bonn, Germany 19-30 May 2008. http://www.cbd.int/decisions/cop/?m=cop-09
(CBS 1963): Columbia Broadcasting System, C.B.S. Reports: The Silent Spring of Rachel Carson, April 3, 1963, In: Lerner KL, and Lerner BW (eds), Environmental issues: essential primary sources, Detroit: Thomson Gale 2006.
Central Science Laboratory (CSL), Game Conservancy Trust, RSPB, and Department of Zoology of Oxford University, Assessing the indirect effects of pesticides on birds, Final report, 2005. http://randd.defra.gov.uk/Document.aspx?Document=PN0925_2486_FRP.pdf
Chakravarty P, and Sidhu S, Effect of glyphosate, hexazinone and triclopyr on in vitro growth of five species of ectomycorrhizal fungi, Forest Pathology 17(4-5): 204-210, 1987. http://www.blackwell-synergy.com/doi/abs/10.1111/j.1439-0329.1987.tb01017.x
Chapin FS, et al., Consequences of changing biodiversity, Nature 405(6783): 234-242, 2000. http://www.nature.com/nature/journal/v405/n6783/full/405234a0.html
Countryside Survey (CS). England results from 2007. Chapter 3: Enclosed farmland, 2009. http://www.countrysidesurvey.org.uk/eng_reports2007.html
Darwin C, and Wallace A, On the tendency of species to form varieties; and on the perpetuation of varieties and species by natural means of selection, Journal of the Proceedings of the Linnean Society of London, Zoology 3: 45-62, 1858. http://darwin-online.org.uk/content/frameset?itemID=F350&viewtype=text&pageseq=1
Decourtye A, et al, Learning performances of honeybees (Apis mellifera L) are differentially affected by imidacloprid according to the season, Pest Management Science 59(3): 269-278, 2003. http://www3.interscience.wiley.com/journal/102530670/abstract
Department of Environment, Food and Rural Affairs (Defra), Measuring the progress of the biodiversity strategy for England: baseline assessment, London 2003, amended in 2008. http://www.defra.gov.uk/environment/quality/biodiversity/documents/indicator/indicators031201.pdf
De Snoo GR, Unsprayed field margins: effects on environment, biodiversity and agricultural practice, Landscape and Urban Planning 46(1-3): 151-160, 1999. http://dx.doi.org/10.1016/S0169-2046(99)00039-0
De Zwart, Ecological effects of pesticide use in the Netherlands: Modeled and observed effects in the field ditch, Integrated Environmental Assessment and Management 1(2): 123-134, 2005. http://www.bioone.org/doi/abs/10.1897/IEAM_2004-015.1 (abstract)
Dinehart SK, et al, Toxicity of a glufosinate- and several glyphosate-based herbicides to juvenile amphibians from the Southern High Plains, USA, Science of the Total Environment 407(3): 1065-1071, 2009. http://dx.doi.org/10.1016/j.scitotenv.2008.10.010 (abstract)
Donald PF, et al, International conservation policy delivers benefits for birds in Europe, Science 317(5839): 810-813, 2007.
http://dx.doi.org/10.1126/science.1146002 (abstract)
Donald PF, et al, The Common Agricultural Policy, EU enlargement and the conservation of Europe’s farmland birds, Agriculture, Ecosystems & Environment 89(3): 167-182, 2002. http://dx.doi.org/10.1016/S0167-8809(01)00244-4 (abstract)
Dormann CF, et al, Effects of landscape structure and land-use intensity on similarity of plant and animal communities, Global Ecology and Biogeography 16(6): 774-787, 2007. http://www3.interscience.wiley.com/journal/118545975/abstract (abstract)
Drapela T, et al, Spider assemblages in winter oilseed rape affected by landscape and site factors, Ecography 31(2): 254-262, 2008. http://www3.interscience.wiley.com/journal/119407297/abstract (abstract)
Eisenhauer N, et al, No interactive effects of pesticides and plant diversity on soil microbial biomass and respiration, Applied Soil Ecology 42(1): 31-36, 2009. http://dx.doi.org/10.1016/j.apsoil.2009.01.005 (abstract)
El-Ghamry A, et al, Combined effects of two sulfonylurea herbicides on soil microbial biomass and N- mineralization, Journal of Environmental Sciences 13(3): 1878-7320, 2001. http://iospress.metapress.com/content/xycnbntd5jrrndgh/ (abstract)
(EPBRS 2009): Mindicate, and U&W, Targets for biodiversity beyond 2010 – Review and cases in a European context, Stockholm 2009. http://www.epbrs.org/PDF/Background%20report%20EPBRS.pdf
English Nature (EN), Integrated farming and biodiversity, Peterborough, UK 2005. http://naturalengland.etraderstores.com/NaturalEnglandShop/R634
European Bird Census Council (EBCC), European wild bird indicators, 2008 update. www.ebcc.info/index.php?ID=368
European Commission (EC), Development of guidance for establishing Integrated Pest Management (IPM) principles, 2009. http://ec.europa.eu/environment/ppps/pdf/final_report_ipm.pdf
European Commission (EC), Draft Guidance Document for establishing IPM principles (supplement), 2009a. http://ec.europa.eu/environment/ppps/pdf/draft_guidance_doc.pdf
European Commission (EC), A mid-term assessment of implementing the EC Biodiversity Action Plan, COM(2008) 864 final, Brussels 2008. http://ec.europa.eu/environment/nature/biodiversity/comm2006/pdf/bap_2008_en.pdf
European Commission (EC), Proposal for a Directive of the European Parliament and of the Council establishing a framework for Community action to achieve a sustainable use of pesticides, Brussels 2006. http://ec.europa.eu/environment/ppps/pdf/com_2006_0373.pdf
European Environment Agency (EEA), Estimating the environmentally compatible bioenergy potential from agriculture, 2007. http://www.eea.europa.eu/publications/technical_report_2007_12
European Commission (EC), Review report for the active substance atrazine, Brussels 2003, http://ec.europa.eu/food/plant/protection/evaluation/existactive/list_atrazine.pdf
European Commission (EC), Sixth Environment Action Programme of the European Community 2002-2012. Brussels 2002. http://ec.europa.eu/environment/newprg/index.htm
European Food Safety Authority (EFSA), Conclusion regarding the peer review of the pesticide risk assessment of the active substance Copper (I), copper (II) variants namely copper hydroxide, copper oxychloride, tribasic copper sulfate, copper (I) oxide, Bordeaux mixture, In: Summary of the EFSA Scientific Report 187, Parma, Italy 2008. http://www.efsa.europa.eu/cs/BlobServer/PRAPER_Conclusion/praper_concl_sr187_copper%20compounds_en_summary,0.pdf
Feber RE, et al, A comparison of butterfly populations on organically and conventionally managed farmland, Journal of Zoology 273(1): 30-39, 2007. http://www3.interscience.wiley.com/journal/118535531/abstract (abstract)
Fletcher M, and Barnett L, Bee pesticide poisoning incidents in the United Kingdom, Bulletin of Insectology 56: 141-145, 2003. http://www.bulletinofinsectology.org/pdfarticles/vol56-2003-141-145fletcher.pdf
Fletcher J, et al, Potential environmental risks associated with the new sulfonylurea herbicides, U.S. EPA, Washington D.C. 1993. http://cfpub.epa.gov/si/si_public_record_Report.cfm?dirEntryId=44552&CFID=579894&CFTOKEN=95897727&jsessionid=2830123867d22d05b0854035325a655f7353
Food and Environment Research Agency UK (Fera), Pesticide Usage Statistics: Tables (select year and chemical group), 2009. http://pusstats.csl.gov.uk/index.cfm
Forson DD, and Storfer A, Atrazine increases Ranavirus susceptibility in the tiger salamander (Ambystoma tigrinum), Ecological Applications 16(6): 2325-2332, 2006. http://www.esajournals.org/doi/abs/10.1890/1051-0761%282006%29016%5B2325%3AAIRSIT%5D2.0.CO%3B2
Frampton GK, et al, The effects on terrestrial invertebrates of reducing pesticide inputs in arable crop edges: a meta-analysis, Journal of Applied Ecology 44(2): 362-373, 2007. http://www3.interscience.wiley.com/journal/117972302/abstract (abstract)
Fuller RJ, et al, Benefits of organic farming to biodiversity vary among taxa, Biology Letters 1(4): 431-434, 2005. http://rsbl.royalsocietypublishing.org/content/1/4/431.full
Game and Wildlife Conservation Trust (GCT), Sussex study: 34 years of change in farmland wildlife, 2004. http://www.gct.org.uk/text03.asp?PageId=182
Geiger F., et al, Persistent negative effects of pesticides on biodiversity and biological control potential on European farmland, Basic and Applied Ecology 11(2): 97-105, 2010. http://dx.doi.org/10.1016/j.baae.2009.12.001
Gibbs KE, et al, Human land use, agriculture, pesticides and losses of imperiled species, Diversity and Distributions 15(2): 242-253, 2009. http://www3.interscience.wiley.com/journal/121528934/abstract
Gillings S, et al, Implications of the loss of set-aside for farmland birds, Proceedings of the BOU’s 2009 Annual Spring Conference, Leicester, UK, 31 March – 2 April, 2009. http://bouproc.blogspot.com/2009/04/lowland-farmland-birds-3-abstracts.html
Greatti et al. Risk of environmental contamination by the active ingredient imidacloprid used for corn seed dressing. In: Dept. of Agroenvironmental Sciences and Technologies, Bologna University: Proceedings 8th International Symposium of the ICP-BR Bee Protection Group – Hazards of pesticides to bees, Bologna September 4-6, 2002. Bulletin of Insectology 56: 69-72, 2003. http://www.bulletinofinsectology.org/Contents/Contentsbullinsect.htm
Gregory RD, et al, Developing indicators for European birds, Philosophical Transactions of the Royal Society of London B, 360, 269-288, 2005, http://rstb.royalsocietypublishing.org/content/360/1454/269.full
Groom MJ, Gray EM, and Townsend PA, Biofuels and biodiversity: Principles for creating better policies for biofuel production, Conservation Biology 22(3): 602-609, 2008. http://www3.interscience.wiley.com/journal/119879494/abstract (abstract)
Harris S, et al, A review of British mammals: Population estimates and conservation status of British mammals other than Cetaceans, Joint Nature Conservation Committee, Peterborough, UK 1995. http://www.jncc.gov.uk/page-2759
Heath MF, and Evans MI (eds.), Important Bird Areas in Europe: Priority sites for conservation, Volume 2, BirdLife International, Cambridge, UK, 2000, http://www.ramsar.org/wn/w.n.birdlife_iba_book.htm
Hole DG, et al, Does organic farming benefit biodiversity? Biological Conservation 122, 113-130, 2005. http://www.english-nature.org.uk/news/news_photo/Organic%20farming%20paper.pdf
Hooper MJ, Swainson’s hawks and monocrotophos, Texas 2002. www.tiehh.ttu.edu/mhooper/Swainson.htm
IACR & Marshall Agroecology Ltd, et al, The impact of herbicides on weed abundance and biodiversity (project PN0940), 2001. http://www.pesticides.gov.uk/publications.asp?id=81
Imhoff ML, et al., Global patterns in human consumption of net primary production, Nature 429 (6996): 870- 873, 2004. http://www.nature.com/nature/journal/v429/n6994/abs/nature02619.html (abstract)
IOBC, Toolbox for organizations seeking IOBC endorsement. http://www.iobc.ch/toolbox.html
IOBC, Integrated Production: Principles and Technical Guidelines, 3rd edition 2004. http://www.iobc.ch/iobc_bas.pdf
IUCN, Getting the biodiversity targets right, Trondheim Conference on Biodiversity 2010. http://www.countdown2010.net/article/getting-the-biodiversity-targets-right-in-trondheim
IUCN, The Asian amphibian crisis, 2009. http://www.iucn.org/about/union/secretariat/offices/asia/regional_activities/asian_amphibian_crisis/
International Organisation for Biological and Integrated Control of Noxious Animals and Plants (IOBC), IOBC Tool Box, 2005. http://www.iobc.ch/toolbox.html
King KC, et al, Short-term seasonal changes in parasite community structure in Northern Leopard froglets (Rana pipiens) inhabiting agricultural wetlands, Journal of Parasitology 94(1): 13-22, 2008. http://dx.doi.org/10.1645/GE-1233.1 (abstract)
Kremen C, et al, Crop pollination from native bees at risk from agricultural intensification, PNAS 99(26): 16812-16816, 2002. http://www.pnas.org/content/99/26/16812.full
Kuldna P, et al, An application of DPSIR framework to identify issues of pollinator loss, Ecological Economics, 69(1): 32-42, 2009. http://dx.doi.org/10.1016/j.ecolecon.2009.01.005
Liu CZ, Wang G, and Yan L, [Effects of imidacloprid on arthropod community structure and its dynamics in alfalfa field], [Chinese Journal of Applied Ecology], 18(10): 2379-2383, 2008. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18163327
Mäder P, et al, Soil fertility and biodiversity in organic farming, Science 296(5573): 1694-1697, 2002, http://www.sciencemag.org/cgi/content/abstract/296/5573/1694
Mineau P, et al, Patterns of bird species abundance in relation to granular insecticide use in the Canadian prairies, Ecoscience 12(2): 267-278, 2005. http://www.bioone.org/doi/abs/10.2980/i1195-6860-12-2-267.1 (abstract)
Mineau P, et al, Poisoning of raptors with organophosphorus and carbamate pesticides with emphasis on Canada, U.S. and U.K., Journal of Raptor Research 33: 1–37, 1999. http://elibrary.unm.edu/sora/jrr/v033n01/p00001-p00037.pdf
Moreby SJ, and Southway SE, Influence of autumn applied herbicides on summer and autumn food available to birds in winter wheat fields in southern England, Agriculture, Ecosystems & Environment 72(3): 285-297, 1999. http://dx.doi.org/10.1016/S0167-8809(99)00007-9 (abstract)
Morris AJ, et al, Indirect effects of pesticides on breeding yellowhammer (Emberiza citrinella), Agriculture, Ecosystems & Environment 106(1): 1-16, 2005. http://www.ncl.ac.uk/biology/assets/MWhitt_pdf/05MorrisAEE.pdf
Murphy MT, Avian population trends within the evolving agricultural landscape of Eastern and Central United States, The Auk 120(1): 20-34, 2003. http://dx.doi.org/10.1642/0004-8038(2003)120[0020:APTWTE]2.0.CO;2 (abstract)
Musters CJ, et al, Development of biodiversity in field margins recently taken out of production and adjacent ditch banks in arable areas, Agriculture, Ecosystems & Environment 129(1-3): 131-139, 2009. http://dx.doi.org/10.1016/j.agee.2008.08.003 (abstract)
Newton I, The recent declines of farmland bird populations in Britain: an appraisal of causal factors and conservation actions, Ibis 146(4): 579-600, 2004. http://www3.interscience.wiley.com/journal/118753450/abstract (abstract)
Nicolai B, et al, Species protection: Red Kite – The current situation in Germany (Sachsen-Anhalt) [article in German], Naturschutz und Landschaftsplanung 41(3): 69-77, 2009.
North American Bird Conservation Initiative (NABCI), et al., The state of the birds –
United States of America 2009. www.stateofthebirds.org
Nystrom B, et al, Effects of sulfonylurea herbicides on non-target aquatic micro-organisms – Growth inhibition of micro-algae and short-term inhibition of adenine and thymidine incorporation in periphyton communities, Aquatic Toxicology 47(1): 9-22, 1999. http://dx.doi.org/10.1016/S0166-445X(99)00007-7 (abstract)
Pérez A, et al, Effects of the herbicide Roundup on freshwater microbial communities: a mesocosm study, Ecological Applications 17(8): 2310-2322, 2007. http://www.esajournals.org/doi/abs/10.1890/07-0499.1 (abstract)
Pesticides Safety Directorate (PSD), and Department for Environment, Food and Rural Affairs (Defra), Pesticide poisonings of animals: Annual reports 2001–2007, York, UK. http://www.pesticides.gov.uk/environment.asp?id=1861
Pfleeger T, et al, Effects of low concentrations of herbicides on full-season, field-grown potatoes, Journal of Environmental Quality 37: 2070-2082, 2008. http://jeq.scijournals.org/cgi/content/abstract/37/6/2070
Pilling ED, and Jepson PC, Synergism between EBI fungicides and a pyrethroid insecticide in the honeybee (Apis mellifera), Pesticide Science 39(4): 293-297, 2006. http://www3.interscience.wiley.com/journal/112603296/abstract (abstract)
Preston CD, et al, New Atlas of the British and Irish Flora: Executive summary, Oxford 2009. http://randd.defra.gov.uk/Document.aspx?Document=WC01013_1757_EXE.doc
Preston C, et al, The changing distribution of the flora of the United Kingdom, CEH, Huntingdon 2003. http://randd.defra.gov.uk/Document.aspx?Document=WC01027_1283_TRP.pdf
Prosser D, and Hart AD, Assessing potential exposure of birds to pesticide-treated seeds, Ecotoxicology 14(7): 679-691, 2005, http://www.springerlink.com/content/qxj428t25886w654/ (abs)
Reinecke AJ, et al, The effects of organic and conventional management practices on feeding activity of soil organisms in vineyards, African Zoology 43(1): 66-74, 2008. http://www.bioone.org/toc/afzo/43/1 Replacement of copper fungicides in organic production of grapevine and apple in Europe (Repco), Research project within the EU’s 6th Framework Programme. http://www.rep-co.nl/
Robinson RA, and Sutherland WJ, Post-war changes in arable farming and biodiversity in Great Britain, Journal of Applied Ecology 39: 157-176, 2002. http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118942149/HTMLSTART
Rohr JR, et al, Agrochemicals increase trematode infections in a declining amphibian species, Nature 455: 1235-1239, 2008. http://dx.doi.org/10.1038/nature07281 (abstract)
Sabater C, et al, Effects of bensulfuron-methyl and cinosulfuron on growth of four freshwater species of phytoplankton, Chemosphere 46(7): 953-960, 2002. http://dx.doi.org/10.1016/S0045-6535(01)00179-5 (abstract)
Sachs JD, et al., Biodiversity conservation and the Millennium Development Goals, Science 325(5947): 1502-1503, 2009. http://www.sciencemag.org/cgi/content/summary/sci;325/5947/1502
Schulz R, Field studies on exposure, effects, and risk mitigation of aquatic nonpoint-source insecticide oollution: A review, Journal of Environmental Quality 33(2): 2004. http://jeq.scijournals.org/cgi/content/full/33/2/419
Scott-Dupree CD, Conroy L, and Harris CR, Impact of currently used or potentially useful insecticides for canola agroecosystems on Bombus impatiens (Hymenoptera: Apidae), Megachile rotundata (Hymentoptera: Megachilidae), and Osmia lignaria (Hymenoptera: Megachilidae), Journal of Economic Entomology 102(1): 177-182, 2009. http://www.bioone.org/doi/abs/10.1603/029.102.0125 (abstract)
Smith RK, et al, Conservation of European hares Lepus europaeus in Britain: is increasing habitat heterogeneity in farmland the answer? Journal of Applied Ecology 41(6): 1092-1102, 2004. http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118755167/HTMLSTART
Sparling DW, and Feller GM, Toxicity of two insecticides to California, USA, anurans and its relevance to declining amphibian populations, Environmental Toxicology and Chemistry 28(8): 1696–1703, 2009. http://www.allenpress.com/pdf/ENTC_28.8_1696_1703.pdf
Sparling DW, et al, Pesticides and amphibian declines in California, USA, Environmental Toxicology and Chemistry 20: 1591–1595, 2001. http://dx.doi.org/10.1897/1551-5028(2001)020<1591:PAAPDI>2.0.CO;2 (abstract)
Spiegel Online, Bienensterben im Rheintal [Bee poisoning in the Rhine Valley], May16, 2008. http://www.spiegel.de/wissenschaft/natur/0,1518,553814,00.html
(TEEB): European Commission, The Economics of Ecosystems and Biodiversity
(interim report), 2008. http://ec.europa.eu/environment/nature/biodiversity/economics/pdf/teeb_report.pdf
Tilman D, Causes, consequences and ethics of biodiversity, Nature 405(6783): 208-211, 2000. http://www.nature.com/nature/journal/v405/n6783/full/405208a0.html
UK Biodiversity Action Plan (BAP). www.ukbap.org.uk/
U.S. Environmental Protection Agency (EPA), Risk of hexazinone use to federally threatened California Red- Legged Frog (Rana aurora draytonii), Washington, D.C. 2008. http://www.epa.gov/espp/litstatus/effects/redleg-frog/hexazinone/analysis.pdf
U.S. Environmental Protection Agency (EPA), Interim Reregistration Eligibility Decision (IRED): Atrazine. Washington, D.C. 2006. http://www.epa.gov/oppsrrd1/REDs/atrazine_combined_docs.pdf
U.S. Environmental Protection Agency (EPA), Reregistration Elibigibility Decision (RED) Hexazinone, Washington, D.C. 1994. http://www.epa.gov/oppsrrd1/REDs/0266.pdf
Vickery JA, et al, The management of lowland neutral grasslands in Britain: effects of agricultural practices on birds and their food resources, Journal of Applied Ecology 38(3): 647-664, 2001. http://www3.interscience.wiley.com/cgi-bin/fulltext/118971343/HTMLSTART
Walker LA, et al, The Predatory Bird Monitoring Scheme: Identifying chemical risks to top predators in Britain, Ambio 37(6): 466-471, 2008. http://pbms.ceh.ac.uk/docs/ambio%20abstract.pdf (abstract)
Walker LA, et al, Second generation anticoagulant rodenticides in tawny owls (Strix aluco) from Great Britain, Science of the Total Environment 392(1): 93-98, 2008a. http://pbms.ceh.ac.uk/docs/walker_et_al_2008_STOTEN.pdf
Walker LA, et al, Wildlife and pollution: 2005/06 Annual report, JNCC Report 399, Joint Nature Conservation Committee, Peterborough 2007. http://www.jncc.gov.uk/page-4178
Whittingham MJ, Will agri-environment schemes deliver substantial biodiversity gain, and if not why not? Journal of Applied Ecology 44(1): 1-5, 2007. http://pmk.agri.ee/pkt/files/AES_whittingham.pdf
Wickramasinghe LP, et al, Abundance and species richness of nocturnal insects on organic and conventional farms: Effects of agricultural intensification on bat foraging, Conservation Biology 18(5): 1283- 1292, 2004. http://www3.interscience.wiley.com/journal/118784322/abstract
Wickramasinghe LP, et al, Bat activity and species richness on organic and conventional farms: Impact of agricultural intensification, Journal of Applied Ecology 40(6): 984-993, 2003. http://www.jstor.org/pss/3506037 (abstract)
Widenfalk A, et al, Effects of pesticides on community composition and activity of sediment microbes – responses at various levels of microbial community organization, Environmental Pollution 152(3): 576-584, 2008. http://dx.doi.org/10.1016/j.envpol.2007.07.003 (abstract)
Wilson JD, et al, A review of the abundance and diversity of invertebrate and plant foods of granivorous birds in northern Europe in relation to agricultural change, Agriculture, Ecosystems & Environment 75(1-2), 13-30, 1999. http://dx.doi.org/10.1016/S0167-8809(99)00064-X (abstract)
Verro R, et al, Predicting pesticide environmental risk in intensive agricultural areas. I: Screening level risk assessment of individual chemicals in surface waters, Environmental Science and Technology 43(2): 522- 529, 2009. http://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/es801855f (abstract)
Vonesh JR, and Kraus JM, Pesticide alters habitat selection and aquatic community composition, Oecologia 160(2): 379-385, 2009. http://dx.doi.org/10.1007/s00442-009-1301-5 (abstact)
Yang EC, et al, Abnormal foraging behavior induced by sublethal dosage of imidacloprid in the honey bee (Hymenoptera: Apidae), Journal of Economic Entomology 101(6):1743-1748, 2008. http://dx.doi.org/10.1603/0022-0493-101.6.1743 f (abstract)
Biyoçeşitliliği Koruyan Örgütler ve Girişimlerin İnternet Siteleri
Agripopes – AGRIcultural POlicy-Induced landscaPe changes. http://agripopes.net/index.htm
agroBiodiversity (international network for research). www.agrobiodiversity-diversitas.org/
Assessing Large Scale Risks for Biodiversity (EU project). www.alarmproject.net
EU Biodiversity Action Plan. http://ec.europa.eu/environment/nature/biodiversity
European Learning Network on Functional AgroBiodiversity. www.eln-fab.eu
European Platform for Biodiversity Research Strategy. www.epbrs.org
European Topic Centre on Biological Diversity. http://biodiversity.eionet.europa.eu
The Economics of Ecosystems and Biodiversity (TEEB) study. www.teebweb.org
UN Convention on Biological Diversity. www.cbd.int
UN Environment Programme: Biodiversity. www.unep.org/themes/biodiversity
World Conservation Union. www.iucn.org/what/biodiversity
World Wildlife Foundation. Reducing impacts: farming. www.panda.org/what_we_do/footprint/agriculture